Macit Gökberk'in gözünde harf devriminin anlamı

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Harf devrimine karşı muhalif tavır takınan kesimin gözünde Arap alfabesini terk ederek Latin alfabesine geçmemiz nedeniyle toplum bir gecede cahil kalmıştır.

Söz konusu devrimine muhalif olan kesimin ileri sürdüğü bu argümanın eleştiriye son derece açık olduğu ileri sürülebilir; çünkü okuma yazma oranının son derece düşük olduğu bir dönem ve toplumdan söz ediyoruz.

Üstelik, "harf devrimi" öncesi eski harflerle basılan Türkçe eser sayısı yaklaşık 40 bin (ki bu 40 bin eserin de kabaca 20 bini tekrar basımdır), özgün telif eser sayısı ise birkaç bin adettir.

Dahası eski harflerle basılan kitapların bir kısmı günümüz Türkçesine çevrilmiştir.

Çevrilmeyen eserlerin de günümüz Türkçesine çevrilmesi gerekir ki bugüne kadar çevrilmemiş olması şaşırtıcıdır.

O halde, öncelikle çevrilmeyen Eski Türkçe eserler belirlenmeli ve günümüz Türkçesine kazandırılmalıdır.

Öte yanda, cumhuriyet dönemi felsefecilerimizden Macit Gökberk'in "harf devrimi"ne ilişkin dikkate değer değerlendirmeleri olduğu söylenebilir.
 


Gökberk, "Değişen Dünya Değişen Dil" kitabın "Yazı Devriminin Anlamı" başlıklı bölümünde harf devriminin toplumumuz için ne anlama geldiğini tartışır.

Gökberk'in gözünde, cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmeye başlanan devrimler çağdaş uygarlığın kültür tutumunu -Tanzimattan Cumhuriyete süregelen duraksamaları aşarak- benimseme çabalarıdır.

Söz konusu çağdaş uygarlığın yapısını aklın ürünü olan bilgiler taşımaktadır.

Batı'da özellikle 19'uncu yüzyıldan itibaren doğa bilimleri ile beslenen teknikteki ilerlemeler, insanlığın artık tekniğin olmadığı bir dünyada yaşayamaz hale gelmesine neden olmuştur.

Tam da bu nedenle çağımız insanı için bilgi yeryüzündeki varlığını sürdürebilme olanağını kendisinde taşıyan yüksek değeri ifade etmektedir.

İşte böylesi bilim ve tekniğin olanca hızıyla ilerlediği bir çağda her toplum sürekli artmakta olan bilgi birikimini benimsediği ve onun artmasına katkıda bulunduğu ölçüde varlığını koruyabilecektir.

Bir toplumun insanlığın bilgi birikimine katkıda bulunabilmesi için öncelikle o toplumun bireylerinin bilgilerle donatılması gerekir ki ardından bu bilgileri üretecek, çoğaltacak bir seviyeye gelebilsin.

Bu da ancak toplumun tümüne yönelecek bir eğitimle olanaklıdır. Toplumun tümüne yönelecek bu eğitim de, bizde, Türkçenin seslerini yansıtmakta başarısız olduğu asırlar boyunca denenmiş olan Arap harfleri ve halktan kopuk dar bir çevrenin özel kültür dili olan karma Osmanlıca ile yürütülmesi olanaklı görünmemektedir (Burada sorun Arap alfabesi değil, Türkçenin Arap alfabesi ile uyumsuz olmasıdır).

Dolayısıyla kolay öğrenilebilir bir alfabe ile halkın kolay kavrayabileceği bir dilin gerekli olduğu aşikârdır.

İşte, bu gereksinme ile alınan, Türkçe sesleri büyük ölçüde karşılamış olan Latin harfleri ile halkın kendi öz değerlerinden oluşturulan Türkçe tüm toplumu kuşatacak bir eğitimin "altyapısı"nın kurulmasını olanaklı kılmıştır.

Gökberk'e göre, Tanzimattan günümüze bilimde, sanatta ve felsefede çağın seviyesini yakalamaya çalışan Türk toplumu için harf devriminin anlamı çağdaşlaşmayı hızlandırmasıdır. 

 

 

Macit Gökberk, Değişen Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi Yayınları

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU