Antik Mısır'a dair bazı terimler (2)

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

D. Ayinler

Ayin; mensup olunan dinin gerektirdiği, kimi zaman abartılı olan tapınmaların tümüne verilen addır. Her toplumda bu tapınmalara rastlamak mümkündür.

Özellikle çok tanrılı dinlere inanan uygarlıklarda bu tapınmalar oldukça yer tutar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu ayinler kimi zaman toplu olarak yapılan ibadetler olmakla birlikte, kendilerine zarar verme noktasına kadar dayanır.

Mısırlılar, ayinlere önem verirlerdi. Bu nedenle gündelik hayatlarında dahi ayinlere yer vermişlerdi.

İyilik yapmak onlar için ayinlerin bir parçası sayılıyordu. Günahkâr insanlar ayinlere katılamazdı.

Mısırlılar, tanrıları için sonu gelmeyen hediyeler sunarlardı. Bu hediyeler her ne kadar dile getirilmese de tanrıya verilen bir rüşvet mahiyetindeydi.

Mısırlılar her başları sıkıştığında bu rüşveti kullanırlardı. Tanrılara masum görünme çabaları, zamanla onları azılı bir günahkâr haline getirecekti.

Mısırlıların bir diğer ayin uygulaması ise, kurbandı. Kurban ayinini diğer bölümlerde detaylıca vereceğimizden şimdilik bahsetmeyeceğiz.

Kurban ayini, en uzun geçmişe sahip bir ayindir. Ayindir evet, çünkü ibadet kavramı ancak, ilahi dinlerin ortaya çıkışı ile olacaktır.

Hititler, Mısırlıların bir tık ötesine gitmiş, hayvanın yanında insan kurban ettikleri de olmuştur.
 


Ayinler bir bayram olarak da meydana getirilebilirdi. Mısırlılar her anın bir bayram havası olarak geçmesini isterlerdi.

Bu durum, Mısırlıların keyiflerine ne kadar düşkün olduklarını göstermektedir.

Bayramlar, Mısırlıların dini bir ayini olarak görülmekteydi. Bu ayinler, Mısır'ın önemli merkezlerinde günlerce, haftalarca sürebiliyordu.

Ayinler tanrıya ulaşmanın masraflı bir yolu idi. Ama aynı zamanda tanrıya ulaşmanın garanti olduğu bir yol idi. Ya da Mısırlılar böyle düşünmekteydiler.

Ayinler, bir yönetici tarafından idare edilirdi. Kimi zaman da bireysel olarak yapılırdı. Firavunlar bu ayinlerde en üst makam idi. Onun dışında gerçekleşmesi olanaksızdı.

Firavunlar tanrı ile bir olma günü olarak görmekteydiler bu ayinleri. Ayinler, firavunların günahlarından arınma günü olarak da bilinmekteydi.
 


Mısırlılar, tanrılarla bir ticaret anlaşması yapmışçasına her türlü isteklerini onlara iletirlerdi. Tanrının bu ticarette karlı çıktığını ve çıkmadığını söylemek mümkün değildir.

Çünkü Mısırlılar, tanrıya dua ettiklerinde onlara aynı zamanda hediyeler sunardı. Yani buna karşılık, tanrı bütün isteklerini yerine getirmek zorunda idi.

Mısırlıların ettikleri dualar kabul edilmeyince, inandıkları tanrıları reddetmeye ve yeni tanrılar aramaya başlayacaklardır.

İşte bu noktada ayinlerin dini maiyeti ve tasavvuru kimin yararına olduğunu sorgulamak gerekir. Bu sorgulama neticesinde Mısırlılar, bu ticaretten her zaman kazançlı çıkmak isterlerdi.
 

 

E. Büyüler

Hangi medeniyeti incelersek inceleyelim, karşımıza şüphesiz büyüler çıkmaktadır. İnsanın aciz kaldığı durumlarda sıkça başvurduğu bir yöntemdir.

Amaç aynı, ancak uygulamaları oldukça fazladır. Büyülerin temel kökeni Babil'e kadar dayanmaktadır.

Babil'de büyü metinleri ve sihirlere ulaşmak mümkündür. İnsan ihtiyaçları aynı olunca, arzu ettikleri şeylerde aynı olmaktadır.

İnsan ulaşamadığı her şeyi tanrının bir takdiri olarak görmekteydi. Ama insan kimi zaman bu takdirlere boyun eğmez, tanrının da ötesine geçmek isterdi.

Bunun için tek yol da büyülerden geçmekteydi.
 


Mısırlılar büyü öğretilerini günlük hayatlarında hep kullanırlardı. Büyü tanrıya ulaşmanın bir yolu olarak görülse de aslında tanrıya başkaldırının bariz bir örneğidir.

Tanrının istemediği bir şeyi insanın inatla istemesi tanrıyı oldukça kızdırabilmekteydi.

Mısırlılar bunu çok iyi bilmekteydiler. Bu nedenle büyülere her daim başvurmayabilirlerdi. En son çare olarak büyüleri kullanırlardı.

Thoth, Mısır'ın bilgesi idi. O, her şeyi bilirdi. Bu nedenle büyüleri de çok iyi biliyor ve Mısırlılara da öğretiyordu. Bu bilge Mısır bilgeliğinin de temelini oluşturmaktaydı.

Mısırlılar büyünün etkili olması için, kendi yazıları olan Hiyeroglifleri kullanırlardı.

Hiyeroglifler, tanrıya adanmış sihirli sözlerdi. Büyüler bu doğrultuda hazırlanır ve tanrının sonsuz gücünden faydalanılırdı.

Mısır'ın erken dönemlerinde büyü yapmanın serbest olduğunu görmek mümkündür.


Büyü öğretilerini öğrenen her Mısırlı rahatça büyü yapabilirdi. Bu durum zamanla, Mısır medeniyetinde sorunlara yol açmaya başlayacaktır.

İktidardakilerin sürekli büyülere maruz kalması ve ağır sonuçlara yol açtığından, sonraki dönemlerde yasaklanmıştır.

Büyü çeşitleri oldukça fazlaydı. Bunun en kötüsü ve en tehlikelisi Kara Büyü idi.

Firavunlara kara büyü yapmanın cezasının ölüm olduğunu yinelemekte fayda vardır.

Bir anlamda firavuna büyü yapmak ve yaptırmak büyük cesaret istemekteydi. Böyle bir cesareti sergileyecek Mısırlı da oldukça azdır.

Firavuna büyü yapan ve yaptıranların özellikle akraba oluşları dikkat çekmektedir.

Çünkü akraba tarafından yapılan büyülerin Firavun tarafından bilinmesi olanaksızdı.

Aton dinine mensup kişilerin de büyülerle iç içe olduğu gerçeği de gözden kaçırılmamalıdır.

Belli bir dönem Aton ve Amon dini taraftarları, tabiri caizse savaş halinde idiler. Bu savaşın bir aleti de büyülerdi.
 


Bu büyüler daha çok hanedanlığa yapılır ve firavunun zarar görmesi beklenirdi.

Buna karşılık hanedanın da Kâhinlerce yaptırdıkları büyüler de mevcuttur.

Hanedan tarafından yapılan ve yaptırılan büyüler bir savunma aracı olmuş ve hatta meşru bir yönü de vardır.

Büyülerin zamanla çeşitlenmesinden ötürü sonuçları da ağır olabilmekteydi. Bu nedenle büyüler yasaklansa da Mısırlılar büyülerden uzak kalamamışlardır.

Mısırlıların büyü malzemeleri de oldukça dikkat çekmektedir. Domuz bağırsakları, koçbaşları, yılan derileri; fare dışkıları vb. malzemeler birer büyü malzemeleri idi.

Bu malzemelerin sayısı arttırılabilmek mümkündür. Bu malzemelerin temini de oldukça kolay olduğundan, büyü yapmak zahmet gerektirmiyordu.

Bu zahmeti büyü metinlerini yazarken çekmekte idiler. Büyü metinleri oldukça dikkatli ve doğru yazılmalıydı.

Çünkü en ufak bir hata, geri tepebilir ve büyü yapana etki edebilirdi. Mısırlılar, sadece büyü metinlerinden değil, görünmeyen varlıklardan da yararlanabiliyorlardı.

Bundan dolayıdır ki, günümüzü kadar gelen doğaüstü varlıklara (cin, melek vs.) inanma içgüdüsü vardır. Mısırlılar, sadece sihirli metinlerden değil diğer uygulamalardan da yararlanırlardı.

Mısırlılar kendi sözlerine itimat edilmesini çok severlerdi. Aksi bir durum karşısında yine büyülere başvururlardı. Bunlardan bir tanesi de idrar ile yapılırdı.

Bir Mısırlı, idrarını karşısındakine çeşitli yollarla içirirdi. Bunun sonucunda istediği her şeyi yapacağına inanılırdı.
 


Mısırlılar, karı- koca aralarındaki sorunlar için de büyülere başvuruyorlardı. Bu büyüler, kimi zaman eşlerin arasını düzeltmek kimi zamanda ayırmak için kullanılıyordu.

Bu büyüler, şu şekilde oluyordu:

Kadın, kocasına ait bir eşyayı büyücüye götürür. Büyücü eşyayı kullanarak büyü yapılmak istenen kişinin adı söyler. Kimi zaman hayvan kanı, kimi zaman da insan kanı kullanılırdı.


Böylelikle kadın, kocasına her istediği şeyi yaptırabilirdi. Büyü çeşitleri oldukça fazladır.

Yeri geldikçe izah etmeye gayret edeceğiz. Büyüler bir çıkış yolu olarak görülüyordu. İnsan, aciziyetini ancak böyle ifade edebiliyordu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU