Eski Tunus Gençlik ve Spor Bakanı Ahmed Gaaloul: Cumhurbaşkanı anayasayı keyfi yorumlamaktan vazgeçmeli

"Cumhurbaşkanı Said, biz de dahil olmak üzere Tunus halkı tarafından seçildi ve onunla uzlaşı ve barışçıl çözümlere ulaşmak istiyoruz"

Nahda Lideri Raşid el Gannuşi'nin danışmanı Ahmed Gaaloul

Yaklaşık 10 yıl önce Arap Baharı'nın başladığı ülke olan Tunus'ta, Cumhurbaşkanı Said'in meclisin yetkilerini durdurup, başbakanı görevden almasının ardından Ennahda lideri Gannuşi'nin diyalog arayışları da şimdilik çıkmaza girmiş gibi gözüküyor.

Parti kendi içinde özeleştiri yapacaklarını da belirtmesine rağmen Cumhurbaşkanı Said Ennahda'yı dürüst olmamakla itham ederek, partiye karşı sert tutumunu devam ettirdi.

Ennahda'nın diyalog çağrısı ve demokrasi arayışının devam edeceği bir gerçek. Ayrıca partinin uluslararası sözcüsü ve aynı zamanda başkan Gannuşi'nin de kızı olan Yusra Gannuşi öncülüğünde Ennahda, uluslararası alanda da etkin bir demokrasi mücadelesi yürütüyor.

Yakın bir zamana kadar Gençlik ve Spor Bakanı olarak görev yapan, Ennahda Lideri Raşid el Gannuşi'nin danışmanı Ahmed Gaaloul'a son gelişmeleri ve Ennahda'nın stratejisini Independent Türkçe için sordum.

Gaaloul, demokrasi için diyalogun önemini vurgulamakta ve darbelere değil demokrasiye inandıklarını net bir şekilde ifade etmekte.
 

Ahmed Gaaloul (3).jpg
Ahmed Gaaloul 


- Gannuşi ve partiniz yaşananlardan sonra ciddi bir mücadele yürütüyor.

Sadece Sayın Gannuşi değil, Bochra Bel Haj Hmida, Hamma Hammadi, Nejib Chebbi gibi birçok görüşten Tunuslu isim darbeye karşı olduklarını açıkça beyan ettiler. Yine Yadh Ben Achour gibi önde gelen akademisyenler de olanların anayasaya aykırı olduğunu net ifadelerle belirttiler. 

Sayın Gannuşi, Tunus'un siyasetini karakterize eden Arap coğrafyasında ve ötesinde en ilerici anayasayı kabul ettirecek şeyin konsensüs ve diyalog olduğuna inanıyor.

Son birkaç ay içindeki ve Cumhurbaşkanı Said tarafından başlatılan siyasi çıkmaza rağmen, Sayın Gannuşi durumu çözmek ve gelişmekte olan demokrasimizi korumak için Cumhurbaşkanı Said'e ulusal bir diyalog çağrısında bulunmuştu ve Tunus Genel İşçi Sendikası'nın diyalog girişimini bu doğrultuda memnuniyetle karşıladık.

Cumhurbaşkanı Said'den beklediğimiz, tüm Tunuslu paydaşları bir araya getirerek yaşadığımız krize doğru çözümleri bulmak için aynı masanın etrafına oturmasıdır. Seçilmiş temsilcilerin %94'ünün desteğini alan 2014 Anayasası'na geri dönmeliyiz.


- Cumhurbaşkanı Said'in bu mücadeleyi kaybetmesi halinde görevde kalması mümkün olabilir mi? 

Evet. Darbelere değil demokrasiye inanıyoruz. Hukukun üstünlüğüne ve sandıktan çıkan sonuçlara saygılıyız. Cumhurbaşkanı Said, biz de dahil olmak üzere Tunus halkı tarafından seçildi ve onunla uzlaşı ve barışçıl çözümlere ulaşmak istiyoruz. 

Silahlı kuvvetleri siyasi çatışmalara karışmamaya ve Tunus'un demokratik işleyişini korumaya çağırıyoruz. Yine Cumhurbaşkanı Said'i de Halk Temsilcileri Meclisi'ni yeniden açmaya ve bu seçilmiş temsilcilerin yüzde 94'ü tarafından kabul edilen yasaları uygulamaya çağırıyoruz.
 

Ahmed Gaaloul (2).jpg


- Bu darbede uluslararası güçlerin rol oynadığını düşünüyor musunuz?

Bölgede ve dünyada iki gündem var, demokrasinin korunması gerektiğini düşünenler ve otoriterlik. Bazı bölgesel figürlerin darbede rol oynadığına inanıyoruz, çünkü bazıları demokrasinin Arap coğrafyasından silindiğini görmek istiyor. Ki zaten bu ülkelerden yönetilen önemli bir sosyal medya manipülasyonu olduğu kanıtlandı. 

Tunus'un uluslararası ortaklarına demokrasimizin ve Tunus halkının yanında durdukları için teşekkür ediyoruz. Komşularımıza, özellikle Cezayir ve Libya'ya ve AB'ye destekleri için teşekkür ederiz.


- Arap Baharı Tunus'ta başlamıştı. Bu yaşananlar yeni bir dönemin habercisi olabilir mi?

Elbette. Tunus 25 Temmuz'dan farklı olacak ve biz demokrasiyi inşa etmeye devam edeceğiz. Söylemeliyim ki Tunus halkı diktatörlüğü ve adaletsizliği yenmek uğruna devrim yaptığı için demokratik süreç durdurulamayacak.

Ayrıca bir karşı devrim dalgasını on yıl geciktirmekte başarılı olduğumuzu belirtmek isterim. Bu yıllarda bir gençlik kuşağı özgür bir kamusal alanda büyüdü ve bu özgürlüğü onlardan koparmaya çalışanlar çok zorlanacak.


- Uluslararası kamuoyuna bu darbeyi doğru bir şekilde anlattığınızı düşünüyor musunuz? Ayrıca partinizin önümüzdeki dönemde stratejisi ne olacak?

Tunus halkının ve uluslararası toplumun olayları olduğu gibi, şeffaf bir şekilde görmeleri önemlidir. Zaten tüm olaylar bunun bir darbe olduğunu açık açık gösteriyor. Hikayeyi olduğu gibi anlatmak için demokrasi, insan hakları ve sivil özgürlüklerin tüm destekçilerine güveniyoruz.

Söylediğim gibi; Cumhurbaşkanı tarafından istisnasız olarak siyasi yelpazenin tüm bileşenleriyle, tüm ulusal kuruluşlar ve sivil toplumla diyalog çağrısında bulunuyoruz. Partimizin öncelikli stratejisi bu.


- Birkaç yıl önce Türkiye'de de bir darbe girişimi yaşandı. 

Türk halkı darbe girişimine karşı ayağa kalkarak unutulmaz bir zafer elde etti. Biz de halkımızdan çok çalkantılı bir bölgede demokrasilerini korumak için bunu yapacağına inanıyoruz.


- Partinizin ve üyelerinizin özgürlük ya da hayati tehlikesi bulunuyor mu?

Aslında bu sonraki günlerde yaşanacak gelişmelere bağlı. Diktatörlük hüküm sürerse, bu sadece parti üyeleri için değil, tüm Tunus halkı için bir tehlike olur. Ne yazık ki, son dönemde fazlasıyla hukuksuz tutuklama ve insan hakları ihlalleri gördük, bu yüzden sadece durumun daha da kötüleşmemesini ve Cumhurbaşkanı Said'in anayasayı keyfi bir şekilde yorumlamasından vazgeçmesini umuyoruz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU