Sosyolog Erdoğan: Kadıköy’de sokakta eğlencesine bira şişesi kıranlar aynı davranışı kendi mahallesinde yapmaz; Yapana da çok sert müdahale eder

Kadıköy’de üç kişinin kilise duvarına çıkarak dans etmesi akıllara şu soruları getirdi: İnsanlar, mahalleleri dışındaki yerlerde özellikle de kent merkezlerinde taşkınlığa yatkın mı oluyor? Sosyolog Barış Erdoğan ve Psikiyatr Ayhan Akcan cevaplandırdı

Sokakta eğlenen gruptan üç kişinin kilise duvarına çıkıp oynaması tepkilere neden oldu / Fotoğraf: YouTube

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde 11 Temmuz 2021 akşamı, Surp Takavor Kilisesi'nin önünde müzik eşliğinde eğlenen bir gruptan üç kişinin kilisenin giriş kapısının üzerindeki duvara çıkarak oynaması kamuoyunda tepki çekti.

Başlatılan soruşturma kapsamında üç kişi gözaltına alınarak ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Ancak olayla ilgili sosyal medyada başlayan tartışmalar bitmedi.

Kimileri olayı farklı inançlara saygısızlık olarak nitelerken, kimileri de Kadıköy’e dışarıdan gelen kişi ve grupların burada taşkınlık çıkardıklarını öne sürdü.

Bu tartışmaların ardından Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdoğan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Kadıköy sokaklarında sabaha kadar gürültü yapan, yüksek sesle müzik açan, bira şişeleri kırıp, binaların kapısına işeyen güruh aynı şeyi kendi mahallesinde yapsa ne olur acaba? Tahminleri alayım” sorusunu sordu.
 

barışerdoğan.jpg
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdoğan/ Fotoğraf: Independent Türkçe


Erdoğan’ın dile getirdiği “İnsanlar kendi mahallelerinde göstermedikleri davranışları başka semtlerde özellikle kalabalıkların yoğun olduğu merkezlerde daha mı rahat gösteriyor?” sorusu aslında çok insanın aklını kurcalıyor.

Erdoğan’ın dile getirdiği bu soruyu yine kendisine sorduk. Kendisi de bir Kadıköylü olan Erdoğan, yaşadığı semtte olan bitenin de yakından tanığı.

"Kadıköy’de taşkınlık yapanlar aynı şeyi kendi mahallesinde yapana çok sert müdahalede bulunur"

Erdoğan, “Kadıköy’de tepki çeken davranışı gösterenler aynı hareketleri kendi mahallesinde yapar  mı?” sorumuzu şöyle cevaplandırdı:
 

İstanbul’un dört bir yanından özellikle haftasonları Kadıköy’e gelip  insanların evlerinin önünde türlü taşkınlığı yapan, yüksek sesle sokak aralarında müzik açan, evlerin kapısına idrarını yapan, eğlencesine bira şişeleri kıran kitle aynı davranışları kendi sokağında, mahallesinde asla yapmaz, yapamaz. Hatta aynı davranışları kendi sokağında bir başkası yapsa muhtemelen o kişiye bizzat kendisi çok sert müdahalede bulunur.

"O zaman akıllara gelen ikinci soru şu: Peki nasıl oluyor da bir birey kendi mahallesinde toplumsal kurallara uyarken şehrin bir başka yerinde adeta çılgınca toplumsal kuralları çiğneyebiliyor? Orada yaşayan insanlara, kutsal mekanlara saygısızlık gösterebiliyor?


"Şehrin merkezine gelen onu bağlayan tüm kurallardan kurtulduğunu düşünüyor"

Klasik mahalle ortamında herkesin birbirini denetlediğini, mahallenin kurallarını ihlal edenlerin dışlandığını, cezalandırıldığını belirten Barış Erdoğan, Kadıköy'de her sokağın işgal edildiğini ve denetimlerin göstermelik olduğundan şikayetçi: 

Kadıköy gibi şehrin merkezinde eğlence mekanlarının son yıllarda adeta her sokağı, kaldırımı işgal ettiği, denetimlerin göstermelikten öteye gitmediği bir yere gelince haz peşinde koşan birey onu topluma bağlayan tüm kurallardan, normlardan kurtulduğunu düşünüyor.

Orada onu denetim altında tutan, sınırlarını belirleyen ne anne, babası, ne akrabası ne de mahallelisi var.

Üstelik sınırları kamu adına hatırlatacak düzene koyacak mekanizmalarda yeterince işlemiyorsa davranışları, tutumları bir anda değişiyor.

Bu kişiler için "Norm yoksunluğu yaşıyor, sınırlarını kaybediyorlar" diyen Doç. Dr. Barış Erdoğan, "Adeta karnaval havasında kendini kaybediyor hatta bazıları kendi mahallesinde giyemediği kıyafetleri bir kafede, tuvalette değiştirip bu gibi mekanlarda giyiyor" açıklamasını yaptı. 

"Şehir merkezlerinin serseriler ve dışlanmışlar için cazibesi vardır"

Erdoğan'a göre şehir merkezlerinin "serseriler, dışlanmışlar, toplumsal değerler ve normları içselleştirememiş olanlar" için karşı konulmaz bir cazibesi var. 
 

kavga.jpg
Kent merkezlerinde kalabalığın da etkisiyle kavga ve benzeri olaylar da yaşanabiliyor / Fotoğraf: Twitter


Bu kişilerin şehir merkezlerinde kendilerini denetim altına tutan tüm geleneksel mekanizmalardan kurtulduklarını söyleyen akademisyen, "Kalabalığın içinde kayboldukları için kendilerine has bir şekilde sosyalleşirler, davranışlar sergilerler" değerlendirmesinde bulundu. 

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Erdoğan, Kadıköy’de tanık olduğu bir olayı da şöyle anlattı:
 

Gece yarısı bağırarak sokak arasına park ettikleri otomobillerine doğru giden bir grubu penceresinden uyaran yaşlı bir kadına gruptan birinin ‘teyze Kadıköy’de yaşıyorsun alışacaksın’ diye saygısızca yanıt verildiğini kulaklarımla duydum.


“Herkesin kendi mahallesinde oynayacağı ortam sağlanmalı”

Barış Erdoğan'ın "Peki ne yapmalı?" sorusuna birkaç yanıtı var. 

Bunlardan ilki yaşadığı toplumsal çevrede kendini ifade edemeyen, işsizlik, yoksulluk nedeniyle yoksunluk çeken, ağır stress altındaki kitlelere, şehir hayatının norm ve değerlerini kazanmalarına yardım edecek bir takım sosyal ve ekonomik adımlar atılması. 
 

gözaltı.jpg
Kadıköy'de kilise duvarına çıkıp oynayan üç kişi gözaltına alındı / Fotoğraf:AA


"Müziğin sesini sonuna kadar açıp ara sokaklarda gezen biri aslında ilgi çekmek istiyor. 'Ben buradayım, benim de farkıma varın' diyor" açıklamasını yapan Erdoğan'a göre bu kişilere, şehrin her mahallesinde başkalarına saygı göstermek kaydıyla eğlenebilecekleri, spor yapabilecekleri, çeşitli aktivitelere katılabilecekleri yerler sağlanmalı.

Erdoğan, bunun da tek başına yeterli olmayacağını söylüyor. 

"Kolluk kuvvetleri de kendilerini toplumsal kurallardan amade hissedenlere sınırları hatırlatmalı"

Erdoğan’ın ikinci önerisi ise kolluk kuvvetlerinin kendilerini toplumsal kurallardan azade hissedenlere toplumsal normları ve sınırları hatırlatması.

Doç. Dr. Barış Erdoğan, "Mahalle içlerinde içkili mekanlara sınırlama getirilebileceği gibi bir çok Batılı ülkede olduğu gibi içki ruhsatlarına makul bir saat sınırlaması getirilmelidir. Meskun mallalerde sokakta içki içimi de ayrıca sınırlandırılmalıdır" değerlendirmesinde bulunuyor. 

"Engelli yolunda bar masaları var, sekülerlik adına bu pazarlanıyor"

Kadıköy Moda Caddesi'nde görme engelliler için  yapılan yol çizgisinin üzerine her gün barların masalarının yerleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Bazı vatandaşlar kapılarının önüne konan masalar yüzünden binalarına giremiyor. Kadıköy de 2000’li yılların Taksim’i gibi yavaş yavaş ruhundan koparılıyor ve bu yozlaşma maalesef kimilerince seküler yaşam tarzı olarak pazarlanıyor" dedi. 

"İnsanlar kimliğinin bilinmediği yerde gayri yasal davranışları daha rahat gösteriyor"

Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan da Erdoğan’ın görüşlerine katılıyor. 

"Kimlik bilinmediğinde insanlar gayri yasal davranışları yapmakta veya madde kullanmak, çıplak gezmek, sarhoş olmak, gürültü yapmak, nara atmak gibi davranışlar daha rahat gösteriyorlar" diyen Ayhan Akcan şu örneği veriyor: Dünyada fuhuş yapan kadınların çoğu bulundukları yerlerin yabancısıdır. Kendi çevrelerine gittiklerinde aklandıklarını düşünürler.
 

ayhanakcan.jpg
Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan / Fotoğraf: Umut Vakfı


“Kimsenin görmediği ortamda dürtüsel davranışlar gösteriyor”

İnsanların kendi kimliklerini unuttuklarında veya kendi kimliğini unutmak istediğinde ilkelleştiğini söyleyen Akcan, “Kimsenin kendisini görmediği ortamda toplumsal ahlaki baskının kalktığını düşünerek daha dürtüsel davranışlar gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU