Antidepresan kullanan kadının "kısıtlı seçmen" sayılmasına psikiyatristlerden tepki var: Damgalama girişimini kınıyoruz

Türkiye Psikiyatri Derneği yazılı bir açıklama yaparak, "Bireylerin sağlık verileri bu şekilde kullanılamaz, bu verileri yayanlar hakkında yasal işlem yapılsın" dedi

Fotoğraf: AA

Türkiye Psikiyatri Derneği, YSK’nın kısıtlı seçmenler listesine antidepresan ilaç kullanan bir kişinin eklenmesi ve mahkemeye sevk edilmesine yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi.

Dernek açıklamasında “Gündelik siyasi çekişmeler uğruna hastalarımızın mahremiyeti ihlal edilemez” denildi.

AK Parti'nin İstanbul seçiminin iptali talebiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yaptığı başvuruda öne sürdüğü gerekçelerden biri 41 bin 132 kısıtlı seçmenin oy kullandığı iddiasıydı.

YSK İstanbul seçimini iptal etti fakat AK Parti’nin kısıtlı seçmen gerekçesini reddetti.

YSK ret öncesi kısıtlı seçmen listesiyle ilgili ilçe seçim kurulu düzeyinde bazı araştırmalar yaptı, tespit talebinde bulundu.

Listede ismi yer alanlardan biri de eşinden henüz boşanmış, 2 çocuk annesi C.Ç. idi. Anti depresan ilaç aldığı için “kısıtlı” listesine girmiş, YSK’nın “makul şüphe var” talimatıyla da savcılığa sevk edilmişti.

C.Ç.'nin 23 Haziran'da oy kullanıp kullanamayacağına mahkeme karar verecek. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Hassas, kişisel, gizli veriler ifşa edilemez”

Türkiye Psikiyatri Derneği karara tepki gösterdib Açıklamada "Siyasi çekişmeler için haastalar damgalanamaz" denildi.

“Psikiyatrik muayene olduktan sonra yazılan reçeteyle antidepresan kullanan bir vatandaşın adının, YSK’nın ‘Zihinsel Engelliler ve Kısıtlılar’ başlıklı listesine eklendiği, İlçe Seçim Kurulu tarafından yapılan ihbarda ‘Listenin YSK’dan gelmesi nedeniyle kişinin zihinsel engeli yönünden makul şüphe bulunduğundan vesayet yargılaması yapılması gerektiği' şeklinde hastalarımızı, ruh sağlığı hizmeti veren bizleri ve aslında bütün vatandaşlarımızı ilgilendiren bir haber yer almıştır.Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki ruhsal zorlukları ya da hastalıkları nedeniyle hastanelere ya da psikiyatri uzmanına başvuran kişilerin özel hayatına ilişkin bilgiler, bedensel hastalığı olan kişilerde olduğu gibi hassas kişisel gizli veriler olup, Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Hasta Hakları Yönetmeliği ile teminat altına alınmıştır. Psikiyatri hekimine başvuran her bireyin kişisel sağlık bilgilerinin doğrudan ‘Zihinsel Engelli ve Kısıtlı’ başlığı ile listelenmesini hem hastalarımızın mahrem bilgilerinin ifşa edilmesi, hem hastalarımızın damgalanması, hem de hak ve özgürlüklerini engelleyici bir girişim olarak değerlendiriyoruz.”

“Psikiyatra başvuracak vatandaş için caydırıcı unsur”

Açıklamada bu ifşanın, ruhsal zorluk ya da hastalık nedeniyle sağlık kurumlarına veya psikiyatri uzmanına başvurmayı düşünen bireylerin sağlık haklarına erişimlerini engelleyerek, bireysel ve toplumsal ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği öne sürüldü:

“Şunu da belirtmek isteriz ki birey ruhsal ya da zihinsel engelli olsa bile ülkemizde de kanun ile onaylanan ‘Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’ye göre ayrımcılık yapılamayacağı gibi, özel hayatlarına keyfi veya hukuka aykırı şekilde müdahale edilemez, şeref ve haysiyetlerine yönelik hukuka aykırı uygulamalarda bulunulamaz. Devlet engellilerin kişisel, sağlık ve rehabilitasyon bilgilerinin gizliliğini diğer bireyler ile eşit koşullar altında korur.”

 

“Verilerin kullanılmasına aracılık edenler hakkında işlem yapılsın”

Türkiye Psikiyatrı Derneği’nin yazılı açıklaması kınama ve bir çağrıyla son buldu:

“Ruhsal hastalıkları olan ya da zihinsel engelli bireylerin sadece çok az bir bölümünde yasal temsilci atanarak kısıtlanma söz konusudur. Bununla ilgili yasal ve tıbbi süreçler tanımlı olmasına rağmen gündelik seçim ve siyasi çekişmelerle hastalarımızın  bilgilerinin ifşasını ve damgalama girişimlerini kınıyoruz. Sorununa çare bulmak için yardım arayışında olan bir kişinin verilerinin kendi aleyhinde kullanılması kabul edilemez. Acilen hastane verilerinin kullanılmasında somut olarak aracılık eden devlet memurları hakkında işlem yapılmalı ve Sağlık Bakanlığı hastanelere müracaat eden kişilerin verilerinin güvenliği hakkında bir açıklama yapmalıdır.”

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU