"Dini kurumlarda istismara uğrayan çocuklar, bunu daha az bildiriyor"

Utanç ve suçluluk hissi yüzünden sessiz kaldıklarını belirten bireyler, dini kurumları çevreleyen gizliliğin failleri koruduğunu söylüyor

Fotoğraf: The Independent

Dini kurumlarda cinsel istismara uğrayan çocukların bunu bildirme olasılığının daha düşük olduğu ortaya çıktı.

Çocuklara yönelik cinsel istismarı araştıran bağımsız kurum IICSA, çocukken dini kurumlarda tacize uğrayan veya din adamları ya da kilise personeli tarafından istismar edilen 183 bireyden deneyimlerini paylaşmasını istedi.

Bunların neredeyse yarısı, başkalarının da taciz edildiğini bildiğini söylerken, en az üçte ikisinin bunu rapor etmediği ortaya çıktı. Dini kurumlar dışında tacize uğrayan ve söyleyemeyen çocukların oranıysa yüzde 54 olarak bildirildi.

Utanç ve suçluluk hissi yüzünden sessiz kaldıklarını belirten bireyler, dini kurumları çevreleyen gizliliğin tacizcileri koruduğunu ve buna bir son verilmesi gerektiğini ifade etti.

Araştırmaya katılan kişilerden Lucy, ailesinin İsa’nın Ordusu (Jesus Fellowship) olarak bilinen tarikata katılmasının ardından yaşadığı istismarın, kırklı yaşlarında dahi atlatamadığı zihinsel sorunlara yol açtığını söyledi.

Kilisenin ebeveynlerinin beynini yıkadığını ifade eden Lucy, anne babasının oyuncaklarına dahi el koyduğunu ve onu çok sayıda yabancıyla aynı odada uyumaya zorladığını belirtti.

The Independent’a konuşan Lucy, “Uyandığımda, bana vuran ve beni tehdit eden insanları görüyordum. Ama hiçbir şey olmamış gibi kalkıp okula gitmek zorundasınız. Bu büyük bir travma. İki genç oğlan tarafından taciz edildim. Kendinden küçükleri istismar eden çok sayıda genç vardı. Taciz mağduru çocuklar ve diğer çocuklar ihmal ediliyordu. Ayrıca duygusal istismara da uğruyorduk” dedi.

12 yaşında istismara uğradığını ama kendisine inanmayacaklarını düşündüğü için sustuğunu belirten Lucy, yaşananları fark eden başka bir gencin de tehdit yoluyla kendisini taciz ettiğini anlattı.

Ergenlik döneminde de taciz edildiğini aktaran Lucy, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Ergenliğimde de beni taciz eden bir üye oldu. Nereye baksam oradaydı. Beni sürekli kenara çeker ve bana dokunurdu. Sonunda başka bir üyeye durumu anlattım. Bir şey yapacaklarını sanmıştım ama hiçbir şey yapmadılar.”

17 yaşında kiliseyi terk eden Lucy’den iki yıl sonra, ebeveynleri de taciz gerçeğini öğrenerek oradan ayrıldı.

2009’da ölen, kilisenin kurucusu Noel Stanton’ın da aralarında çocukların da bulunduğu tarikat üyelerini maddi ve cinsel açıdan istismar ettiği iddia edilmişti.

 

 

Mağdurların yarısından fazlası, deneyimlerini başkalarının da tacize uğramaması için paylaştıklarını belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 18’i ise, uğradıkları istismardan sonra dini inançlarını kaybettiklerini ifade etti.

Araştırmaya liderlik eden Dr. Sophia King, “Ses çıkarmanın önündeki en büyük engel, dini kurumlara ve din adamlarına gösterilen hürmetle ilgili. Mağdurlar, tüm kurumun ve cemaatin failleri korumak için bir araya geldiğini hissediyor. Mağdurların yüzde 96’sı, failin erkek olduğunu söylüyor” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Katılımcıların çoğu, İngiltere ve Galler’deki Anglikan ve Katolik kiliselerinin mensupları tarafından taciz edildiğini söyledi. Fakat Yehova’nın Şahitleri gibi başka mezheplerde ve Yahudilik ile İslam gibi dinlerde de istismarların yaşandığı rapor edildi.

İsa’nın Ordusu ise internet sitesinden yaptığı açıklamada, “kilisede yaşanan ve pek çok insanın hayatını etkileyen hatalar yüzünden” özür diledi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Çocuklar ve savunmasız insanlar, tam koruma talep etme hakkına sahip. Bu insanların birçoğunun çekmeye devam ettiği acıyı kabul ediyoruz. Bir şeyler netleştikçe daha da rahatsız oluyor ve kederleniyoruz.”

İsa’nın Ordusu Kilisesi’yle yorumları için bağlantıya geçilmiştir.


 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Çağla Üren

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU