Halfeti'deki işkence iddiaları rapora girdi: Derhal etkili biçimde soruşturulmalıdır

TOHAV, Şanlıurfa'nın Halfeti ve Bozova ilçelerinde gözaltına alınan 3’ü çocuk 51 kişiye polis ve jandarma karakollarında işkence yapıldığı iddialarıyla ilgili bir rapor hazırladı

Halfeti'nin Dergili mahallesinde 18 Mayıs günü PKK'lılarla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışma sonrası yaşanan gözaltılarda işkence iddiaları gündeme gelmiş, Af Örgütü olayla ilgili "acil eylem" çağrısında bulunmuştu / Fotoğraf: AA

Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili mahallesinde 18 Mayıs 2019 günü PKK’lılar meydana gelen çatışma sonrası gözaltına alınan 3’ü çocuk 51 kişinin işkence gördüğü iddialarıyla ilgili bir rapor hazırladı.

“18 Mayıs 2019 Tarihinden İtibaren Şanlıurfa’da Yaşanan Hak İhlalleri Ön Raporu” başlıklı raporun Urfa Baro Başkanlığı, Baro İnsan Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi, halen gözaltında tutulanlar ve gözaltına alınıp bırakılanların bir kısmı ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlandığı bildirildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Amacını “Türkiye‟deki işkence ve kötü muamele vakalarını görünür kılma, ihlalleri tespit etme ve önleme, etkili soruşturma yürütülerek cezasızlık politikası ile mücadele etme” olarak açıklayan TOHAV’ın raporu, Şanlıurfa Valiliği resmi internet sitesinden yapılan açıklamayla başlıyor.

Yakınıyla Kürtçe konuşan çocuğa tekme iddiası

Valiliğin, “8 Mayıs 2019 günü saat 02.00 sularında Halfeti ilçesine bağlı Dergili Mahallesi'nde çatışma çıktığı, 1 komiser yardımcısı ile PKK’lı olduğu iddia edilen 2 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 polis memurunun yaralandığı” açıklamasına yer verilen raporda tanıkların ifadeleri şöyle aktarıldı:

* Yakınının gözaltına alınmasına şahit olan 15 yaşındaki bir çocuk,  yakalama işlemi yapılan yakını ile Kürtçe konuştuğu için polis tarafından tekmelenerek darp edildiğini ifade etmiştir.
* Bir diğer tanık, kolluk tarafından yakalaması yapılan herkesin ters kelepçe yapılarak yere yatırıldığını, saatlerce dışarıda yerde bekletildiğini paylaşmıştır.
* Bir tanık,  gözaltı esnasında kolluk görevlilerince şahıslara ağır hakaretlerde bulunulduğunu, yerde arkadan kelepçelenerek yüz üstü yatırıldıklarını, uzun bir süre bu şekilde tutulduklarını, bu esnada kolluk görevlileri tarafından yerde yatar vaziyette olan şahıslara ağır şiddet uyguladığına doğrudan şahit olduğunu, işkencenin saatlerce sürdüğünü beyan etmiştir.

Görüşmeye getirilirken kaba dayak

Gözaltına alınıp bırakılan kişilerin ağır işkenceye maruz kaldıkları, emniyette darp edildikleri, vücutlarına elektrik verildiği, hakarete uğradıkları ve tehdit edildikleri öne sürülen raporda şöyle denildi:

* İlk görüşülen kişinin görüşmemizden yarım saat kadar önce dahi, heyetimizin bekletildiği sırada kaba dayağa maruz kaldığını, yakalama işlemi sırasında elleri ters kelepçelenerek yüz üstü yatırıldığını ve sırtına basıldığını, hakarete uğradığını ve tehdit edildiğini  ifade etmiştir. Kişinin burun kısmında şişlik ve kızarıklık olduğu heyetimizce gözlemlenmiştir.
* 65 yaşında, duymada ve kendini ifade etmekte güçlük çeken erkek bir şahısla yapılan görüşmede, yüzünde ve kafasında dikiş izlerinin olduğu, sol yanak ve sağ gözaltında morluk bulunduğu,  gömleğinin parçalanmış olduğu ve üzerinde kurumuş geniş kan lekelerinin olduğu, tek başına ayağa kalkmada ve yürümekte zorluk çektiği gözlemlenmiştir.
* Kişi gözaltına alındığı sırada yere yatırılarak darp edildiğini, tekmelendiğini, kurşun sesleri duyduğunu, kendilerine hakaret edildiğini, uğradığı işkenceden dolayı tüm vücudunun ağrı içinde olduğunu, yine getirildiği karakolda işkencenin saatlerce sürmüş olduğunu ifade etmiştir.

Kadın-erkek gözaltılarda cinsel organa elektrik verildi iddiası

Gözaltına alınan kişilerin sağlık muayenelerinde işkence izlerinin sağlık raporuna yazılmadığı, serbest kaldıktan sonra rapor istedikleri, doktorların rapor vermekten çekindikleri, başka illere gidip sağlık raporu almak zorunda kaldıkları vurgulan rapor şöyle devam ediyor:

* Yapılan bir diğer görüşmede görüşme odasına gelen şahıs ilk anda can güvenliğinin bulunmadığını ve korktuğunu ifade etmiştir. Gözaltına alınırken ağzının bant ile bağlandığını, bu şekilde tekmelendiğini, darp edildiğini ve üzerine basıldığını, hakaret ve aşağılamalara maruz kaldığını, başına çuval geçirildiğini ifade etmiştir.

Görüşmeye ağlayarak başladı

Aynı kadının elleri ve ayakları bağlanıp, gömleği kafasına geçirilerek darp edildiğini anlattığı aktarılan raporda, “Tüm vücudu çıplak şekilde cinsel organına elektrik verildiğini, sırt üstü yatırılarak cinsel organına basıldığını, polisin doktor odasında bulunduğu için işkence izlerini gösteremediğini ifade etmiştir” denildi. Rapordaki anlatımlar şöyle:

* Gözaltında tutulan bir kadın, Kürtçe yapılan görüşmeye ağlayarak başlamış, evinde yüz üstü yatırılarak tekmelendiğini, emniyette üst kata çıkarılarak bütün vücuduna elektrik verildiğini, cinsel organına ve göğüs bölgesine defalarca elektrik verildiğini, sırtına vurulduğunu ifade etmiştir.
* Bir diğer kadın, silah seslerinin duyulmasının ardından evlerine baskın yapıldığını, evdeki herkesin yüzüstü yere yatırıldığını, 5 saat işkenceye uğradığını, 1 kişiye 3-4 kişinin aynı anda vurduğunu, eşi ve ailesindeki erkekleri kanlar içinde tanınamaz halde gördüğünü, Birecik’teki hastanede 1 saat boyunca yanında yakınının dövüldüğünü, polislerin doktorlara rağmen işkenceye devam ettiğini ve hiç kimsenin itiraz etmediğini ifade etmiştir.

İşkence seslerini dinletmişler

Raporda TEM şubede ayaklarına elektrik verildiğini söyleyen görüşmeci kadının anlatımları ise şöyle aktarıldı:

“Gözleri ve elleri bağlanarak üst kata götürüldüğünü, polisin burada kendisine işkence gören diğer kişilerin bağırış ve inleyişlerini dinlettiklerini, 2 kişinin işkence uyguladığına şahit olduğunu, inleyen kişiler arasında ailesinden kişilerin de olduğunu seslerden anladığını, polis tarafından yakınının adı verilerek “biz ….’ya ne yaptık biliyor musun? Her şeyi yaptık, sadece tecavüz etmedik” dediğini belirtmiştir.

Tespit ve öneriler: Tarafsız bir araştırma komisyonu kurulsun

Tüm görüşmeler ve fiziki gözlemler sonucu ağır insan hakları ihlallerine dair somut bulgular elde edildiği belirtilen raporda şu tespit ve önerilerde bulunuldu:

* Devletler işkence ya da kötü muameleye ilişkin şikayetlerin ve raporların derhal ve etkili bir biçimde soruşturulmasını sağlamak zorundadır. Başta BM İstanbul Protokolü olmak üzere uluslararası sözleşmeler ile üstlenilen sorumluluk gereği soruşturma makamları tarafından, işkence iddialarına ilişkin derhal etkili bir soruşturma başlatılmalıdır.
* İşkence kamu görevlileri tarafından gerçekleştirildiğinden konu ile ilgili tarafsız özel bir soruşturma komisyonu da ayrıca kurulmalıdır. İşkence ya da kötü muamele gördüğünü iddia eden kişiler, tanıklar, aileler ve müdafiler her türlü şiddet tehdidi veya gözdağına karşı korunmalıdır.
* İşkence ve kötü muamele iddialarının muhatabı olan ve soruşturmada yer alan tüm görevlilere derhal soruşturmadan el çektirilmeli ve haklarında idari soruşturma başlatılmalıdır. İşkence ya da kötü muamele görenler, tanıklar, aileler ve müdafileri üzerinde kontrol veya güç sağlayabilecekleri her türlü konumdan uzaklaştırılmalıdır.

Doktorlara soruşturma talebi

Gözaltında işkenceye uğradığı öne sürülen kişilere İstanbul Protokolü’nde öngörülen tıbbi müdahale ve rehabilitasyon desteği sağlanması talep edilen rapor şu çağrıyla bitti:

* Tanıklar ve işkence mağdurları tarafından gözaltında bulundukları sırada muayenelerini yapan hekimlerin meslek etik ve kurallarına aykırı davrandığı iddia edilmiş olmakla, Türk Tabipler Birliği ve Sağlık Bakanlığı tarafından ilgili sağlık personeli hakkında soruşturma başlatılmalıdır.
* TBMM tarafından derhal bir araştırma komisyonu kurulmalı yerinde inceleme yapılması için zaman kaybedilmeden harekete geçilmelidir.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU