Kapatıldıktan 6 ay sonra yeniden açılan 6 termik santral, Avrupa'da en fazla hava kirliliğine neden olan santraller arasında

Londra merkezli düşünce kuruluşu EMBER'in raporuna göre Türkiye, Avrupa'daki sülfürdioksit kirliliğinin yüzde 24'üne, azotoksit kirliliğinin ise yüzde 20'sine neden oluyor

Seyitömer Termik Santrali/ Fotoğraf: ispaskir.org

Türk Toraks Derneği'nden Greenpeace'e kadar sağlık ve doğa koruma alanında çalışan 16 kurumun bir araya gelmesiyle kurulan çatı kuruluş Temiz Hava Hakkı Platformu'nun 2020 raporuna göre Türkiye'de hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerine indirilseydi, 2019 yılında tüm ölümlerin yüzde 7,9'u, yani 31 bin 476'sı önlenebilirdi. 

Bu, pandeminin birinci yılında (Mart 2020-Mart 2021) koronavirüsten hayatını kaybedenlerin sayısına eşit. 

"2017 - 2019 yılları arasında hava kirliliği nedeniyle trafik kazalarının neredeyse 6-7 katı kadar ölüm yaşanmıştır" diyen Temiz Hava Hakkı Platformu, sağlık tehdidi oluşturan bazı gazları şu şekilde açıklıyor: 

Kükürtdioksit (Sülfürdioksit/ SO2): Kömür, petrol gibi fosil yakıtların yanması ile ortaya çıkan, uzun süreli maruz kalmalarda astım, solunum fonksiyonlarında azalma, kronik bronşit, kalp ve dolaşım sistemi ile üreme sağlığı sorunlarına yol açan asidik gaz. 

Azotoksit (Nitrojenoksit/ NOx): Sanayi tesisleri, güç santralleri, motorlu taşıtların yoğun olduğu bölgelerde miktarı arttıkça doku zehirlenmesine, dolaşım sisteminin çökmesine, hücre bozulmasına neden olabiliyor.  

Genelde fosil yakıtların yanmasıyla oluşan SO2, SO3, NOX gibi gazların atmosferdeki su molekülleri ile birleşerek oluşturduğu asitler, yeryüzüne yağış olarak inebiliyor. Göllere, nehirlere, okyanuslara, ormanlara, yerleşim ve tarım alanlarına yağan asit yağmurları, pek çok canlı türünü yok ediyor, yer üstü ve yer altı sularını kirletiyor. 

Partikül Madde: Atmosferdeki ağırlıkları nedeniyle hızla çökebilen büyük partiküllerin dışında, atmosferde yayılan çok küçük tanecikli katı veya sıvı partiküller. 

Hava kirliliğinin en zararlı bileşenleri, çapı 10 mikrometre (PM10 ) veya daha düşük olan (PM2,5) olan partikül maddeler. Saç telinin yaklaşık 1/30'u kadar küçük olan ince partiküller (PM2,5), akciğerlerden geçip doğrudan kana karışabildiği için sağlık açısından daha riskli ve kanserojen. 
 

afsin__Ana_foto_.jpeg
Afşin Elbistan Termik Santrali/ Fotoğraf: ever.com.tr


Avrupa'da kömür santrallerindeki emisyon nedeniyle gerçekleşen erken ölümlerin yüzde 80'inde PM2,5 maddesine rastlandı. 

Bu kısa kimya bilgisinden sonra şu önemli bilgiyi verelim: Yukarıdaki toksit değeri olan gazlar, Türkiye'deki pek çok santralde rekor seviyede. 

Termik santralleri en riskli iki ülke: Ukrayna ve Türkiye 

Londra merkezli, bağımsız iklim ve enerji düşünce kuruluşu EMBER'in 25 Mayıs'ta yayımladığı rapora göre elektrik üretmek için kullanılan kömür yandığında havaya yayılan üç temel madde SO2, NOx ve PM10, binlerce kilometre hareket edebiliyor. 

Ve bu gaz ve parçacıkların salınımında Avrupa'da en önemli paya sahip iki ülke Türkiye ve Ukrayna. 

Merkezli Brüksel'de yer alan "Sağlık ve Çevre İttifakı"nın (Health and Environment Alliance) verilerine göre Türkiye'de sadece 2019'da hava kirliliği nedeniyle 4 bin 818 erken ölüm yaşandı. 

Hava kirliliğinin sağlığa etkisinin maliyetini 47,4 ile 99,3 milyar lira arasında öngören Sağlık ve Çevre İttifakı'na göre sadece kömür kaynaklı santrallerin sebep olduğu sağlık maliyeti 26 ila 53,6 milyar lira. Bu, Türkiye'nin 2019'da sağlık harcamasının yüzde 13'ü ila 27'sine denk geliyor. 

Yatağan, azotoksit salımı en yüksek olan termik santral

Enerji ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan'ın kaleme aldığı EMBER raporunda Avrupa'da en fazla azotoksit salımı gerçekleştiren üç ülke sırasıyla Türkiye, Almanya ve Ukrayna. 

Türkiye'de bu gazın en büyük kaynağı, 1982'de Muğla'da faaliyete geçen, Yatağan Termik Santrali. Greenpeace, 2019'da hazırladığı raporda bölgeyi ayrıca SO2 salımında "sıcak nokta" olarak belirlemişti. Santralin yıllık NOx emisyonu 18 bin 405 ton. 
 

Ekran Resmi 2021-05-28 19.35.49.png
En fazla azotoksit salımı yapan termik santraller 


Yatağan Termik Santrali, doğaya en fazla azotoksit bırakanlar listesinde üçüncü sırada. Birinci sırada Polonya, ikinci sırada Ukrayna var. 

Ukrayna, bu listeye dokuz, Türkiye ise altı santral vermiş durumda. Bunlar: 

- Yatağan 
- Manisa'daki Soma Termik Santrali (13'üncü) 
- Ankara'daki Çayırhan Termik Santrali (14'üncü) 
- Muğla'daki Kemerköy (20'nci)
- Muğla'daki Yeniköy (26'ncı)
- 2016'da faaliyete geçen, Eren Holding'e ait, Zonguldak Çatalağzı'nda kurulu Zetes 3 (28'inci) 

En fazla kükürtdioksit kirliliğine neden olan santraller listesinde Türkiye'den 6 yer var

Avrupa'nın en fazla kükürtdioksit kirliliğine yol açan ilk altı santrali ise 

- Ukrayna Oblast'ta kurulu Burshtynska
- Kuzey Makedonya'nın güneybatısında yer alan Bitola
- Yatağan Termik Santrali
- 1989'dan bu yana faaliyette olan Kangal Termik Santrali
- Sırbistan'da kurulu Nikola Tesla A
- Kütahya'daki Seyitömer Termik Santrali 

Sivas'ta yer alan Kangal Termik Santrali'nin günlük kömür ihtiyacı 21 bin ton. Santral, Sivas'ın yüzde 113'lük, Türkiye'nin yüzde 0,62'lik elektrik ihtiyacını karşılıyor. 
 

Ekran Resmi 2021-05-28 19.36.15.png
En fazla kükürtdioksit kirliliğine yol açan santraller


Çelikler Holding'e ait Seyitömer Termik Santrali'nin ise yıllık kömür tüketimi 6 milyon ton. Türkiye'nin yüzde 0,48, Kütahya'nın yüzde 74'lük ihtiyacı, bu santralle sağlanıyor. 

Kükürtdioksit kirliliğinde Türkiye'den listeye giren diğer santraller: Afşin Elbistan, Tunçbilek ve Çayırhan.

Kütahya'nın Seyitömer'i ağır metal soluyor

Karbon, ağır metaller, inorganik iyonlar gibi elementlerden oluşan ve hava kirliliğinin en zararlı bileşenleri sayılan partikül maddeler, Türkiye'de en fazla Seyitömer Termik Santrali'nden salınıyor. 

PM10 kirliliğinde en büyük zararı Ukrayna'nın beş termik santrali verirken, Seyitömer bu listede altıncı sırada. 

Türkiye'nin 20'nci büyük termik santrali kabul edilen, 55 yaşındaki Tunçbilek Termik Santrali ise "Avrupa'da en fazla PM10 kirliliğine yol açan santraller" listesinde dokuzuncu sırada. 
 

Tunçbilek Termik Santrali
Tunçbilek Termik Santrali/ Fotoğraf: Çelikler Holding 


30 santrale yer verilen listede Afşin Elbistan 21'inci, Soma 26'ncı, Çayırhan 28'inci ve Çanakkale'de 2011'den bu yana faaliyet gösteren İÇDAŞ Bekirli Termik Santral 30'uncu sırada. 

Sülfürdioksit kirliliğinde ise Türkiye yüzde 33 ile OECD birincisi 

EMBER'in raporuna göre en çok PM10 salımı yapan 30 santralden 18'i Ukrayna'ya ait. 

Avrupa'daki sülfürdioksit kirliliğinin yüzde 27'si Ukrayna'ya, yüzde 24'ü Türkiye'ye, yüzde 15'i Sırbistan'a ve yüzde 11'i Bosna Hersek'e ait. 

Azotoksit kirliliğinde ise Türkiye yüzde 20 ile birinci sırada. Türkiye'yi yüzde 16 ile Almanya ve Ukrayna, yüzde 14 ile Polonya izliyor. 

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) 2018'de raporuna göre Türkiye, 37 ülkenin dahil olduğu örgütte yüzde 33 ile en fazla sülfürdioksit kirliliğine neden olan ülke. 

Santraller eski, baca gazı kükürt arıtma sistemi yok

EMBER'in raporunda bunun nedeni, pek çok kömür santralinin, baca gazı kükürt arıtma sistemine sahip olmaması. 

Türkiye'nin hangi termik santralinin ne kadar emisyona neden olduğu ile ilgili bir verinin olmadığını söyleyen EMBER, "Emisyonların izlenip izlenmediği de bilinmiyor" ifadesini kullandı.
 

zetes 3

Zonguldak Çatalağzı'nda kurulu Zetes 3/ Fotoğraf: Polyar Çelik Yapı


2020 başında beşi tam, biri kısmen altı santral kapandı

Türkiye'nin çoğu yaşlı olan linyit santrali, bu filtreleme sistemine sahip olmadan 2019 sonuna kadar çalışmaya devam etti. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2 Ocak 2020'de filtre ve baca gazı arıtma gibi çevresel yatırımları tamamlaması gereken 13 termik santralden beşinin tamamen, birinin ise kısmen kapatılmasına karar verildiğini açıklamıştı. 

Tamamen kapatılan santraller Kahramanmaraş Afşin A, Kütahya Seyitömer, Kütahya Tunçbilek, Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı termik santralleriyken, kısmen kapatılan Manisa Soma Termik Santrali'ydi. 

Muğla Kemerköy, Muğla Yeniköy ve Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santralleri ise çevre mevzuatı kapsamında çevre izinlerini almışlardı. 
 

Kangal Termik Santrali
Kangal Termik Santrali/ Fotoğraf: Sivas Valiliği 


Gerekli düzenlemeyi yapmaları için altı yılları vardı 

52 kömür ve linyit yakıtlı termik santralin denetlendiğini söyleyen Kurum, termik santral tesislerine gerekli çevresel yatırımları yapmaları ve izinlerini almaları için 2013'ten  31 Aralık 2019 tarihine kadar süre tanındığını hatırlatmıştı. 

"Altı ayda 142 milyon yatırımla mevzuata uygun hale geldiler"

Ancak Haziran 2020'de yeni bir açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kapatılan santrallerin "geçici ruhsat" sağladığını, bu santrallere 142 milyon lira yatırım yapılarak üniteler ve bacaların mevzuata uygun hale getirildiğini söyledi. Buna göre, 

- Soma Termik Santrali'nin 6 ünitesinden 4'ü,


- Kangal Termik Santrali'nin kapalı olan 2 ünitesi,


- Çatalağzı Termik Santrali'nin kapalı olan 2 ünitesi,


- Seyitömer Termik Santrali'nin 4 ünitesinden 2'si,


- Tunçbilek Termik Santrali'nin 3 ünitesinden 2'si,


- Afşin A Termik Santrali'nin 4 ünitesinden 2'si yeniden açıldı.

"Hangi önlemlerin alındığı kamuoyu ile paylaşıldı mı?"


TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener de buna cevaben bir açıklama yaparak "Çevre mevzuatına göre alınması gereken tüm önlemleri aldıkları ve yasal yükümlülükleri karşılayarak çalıştırıldıklarına dair ciddi bilimsel ve güvenilir çalışmalar kamoyu ile paylaşılmadan, salt idari kararlarla santralların çalışmasına izin verilmesi kamu vicdanına uygun mudur?" sorusunu yöneltmişti. 
 

Soma Termik Santrali
Soma Termik Santrali/ Fotoğraf: somatermik.com.tr


Yener'e göre bu santrallerdeki tek eksik, Baca Gazı Kükürt Arıtma Tesisi değil. 

Kükürt arıtma tesisi yanı sıra, eski ya da yeni tüm santrallarda baca gazındaki azot oksit salımı için de önlemler alınması gerekiyor. 

Eski santralların çoğunun katı atık depolama sahalarının da problemli olduğunu söyleyen Yener, "Öyle ki küller uçuşmakta veya sızıntı nedeniyle zararlı maddeler toprağa ve yeraltı sularına karışmaktadır" demişti. 

Cumhurbaşkanı onaylamamıştı

Kamuoyunda bilinen ismiyle "filtre", bilimsel adıyla Baca Gazı Kükürt Arıtma sistemleri, 2019'un son günlerinin önemli gündemiydi. 

İçerisinde Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi gibi düzenlemelerinde bulunduğu torba yasada 50'nci madde, kömürlü termik santrallerin çevre mevzuatına uyum süresini 31 Aralık 2019'dan 30 Haziran 2022'ye kadar uzatıyordu. 

Yani, termik santrallerin bacasına filtre takılması iki buçuk yıl daha ertelenecekti. 

Kamuoyundaki tepkilerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve MHP'nin oylarıyla 21 Kasım 2019'da TBMM'de kabul edilen düzenlemeyi onaylamamıştı.

TMMOB Makine Mühendisleri Odası'ndan Haziran 2020'de yapılan yazılı açıklamada vatandaşın, sözkonusu santralların gerekli önlemleri alıp almadıklarını, kurulan tesislerin "göstermelik, göz boyamalık" olup olmadığını bilme haklarının olduğuna vurgu yapmıştı. 

 


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU