Bir sezonun sonu: Galatasaray'da başarı ve başarısızlık paylaşılamıyor

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Kendine sorun yaratmakta pek sorun yaşamayan bir kulüp Galatasaray. Yaşadıkları kriz genelde başarısızlıktan değil, daha çok başarılı dönemlerinden sonra geliyor. Ve krizleri de bazen kendi içindeki güç gösterilerinden kaynaklanıyor.

Rakiplerine göre daha sık başkan değiştiren, yönetim olarak daha çok gerginliği olan sarı kırmızılılar, son yıllarda hemen hemen her şampiyonluk sonrasında bir yönetim değişikliği yaşadı.

Fakat yine de Süper Lig'de, son 10 yılın en başarılı takımı oldu Galatasaray.

Geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan yönetim içi sorunlar ve camia içindeki yönetime duyulan rahatsızlıklar artık saklanamayacak noktaya geldi.

Bir de Fatih Terim ve futbol takımı ile yaşadığı gerginlikler ile yalnız kalan Başkan Mustafa Cengiz, son yılların en çok tartışılan başkanı oldu.

Önümüzdeki günlerde, Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı yapacak Galatasaray, son 10 yıl içindeki, beşinci başkanını seçmiş olacak. Şampiyonluğu averaj ile kaçıran sarı kırmızılı camiada herkes, merakla yeni başkanı bekliyor.

Son 10 yılda çok sık yönetim ve başkan değişse de sarı kırmızılılar, bu süreçte 5 şampiyonluk yaşayarak, yerel rekabette sorun yaşamadı.

Rakiplerine göre de farklı bir camia Galatasaray. Baskın bir başkan profilinden çok, yerel rekabete daha hâkim yöneticiler ve teknik adamlar dikkat çekiyor.

Güçlü bir genel kurul, bazen ibra edilmeyen başkanlar, çok sayıda başkan adayı çıkartabilen ve kendi içinde güç dengeleri olan bir camia Galatasaray.

Mesela rakibi Fenerbahçe'nin son genel kurullarında başkan adayı sayısı çok düşükken, Galatasaray 3-4 adaylı bir seçime gidebiliyor.
 

(1).jpg
Kolaj: Independent Türkçe

 

Galatasaray'da yönetimler değişse de süreçler değişmiyor

Ünal Aysal döneminde gelen şampiyonluklar sonrası yaşanan süreç, Dursun Özbek'in ayrılık süreci ve şimdi Mustafa Cengiz döneminde yaşanan şampiyonluklara rağmen yaşanan dönemler, hep benzerlikler gösteriyor. 

Galatasaray, son 10 yılda en çok transfer harcaması yapan kulüp. Bu süreçte 260 milyon euro transfer harcaması ile 130'un üzerinde transfer gerçekleştirdi.

Yılda ortalama 13 transfere,  26 milyon euro transfer bedeli ödendi. Bununla beraber, yüksek maaşlı oyuncular tercih edildi.

Bakıldığında bu tercihler, yerel rekabette kısa yoldan başarı getirse de uzun vadede sürdürülebilir bir başarı yaratmadı.

Beş şampiyonluk sonrası Avrupa'da kilometre yapamayan Galatasaray, enerjisini en büyük rakibi Fenerbahçe gibi bir plan ve proje üzerine değil, yıllık başarı hedeflerine harcadı.

Özellikle Galatasaray taraftarları ve camiası için efsane olmuş Fatih Terim üzerinden üretilen çözümler, yönetimler için bir avantaj olurken, beraberinde başka sorunlar getirdi.

Yönetim rekabete katılmayı ve mücadeleyi Fatih Terim'in gücü üzerinden yaptıkça, yönetim ile takım arasındaki dengeler de kayboldu.

Dolayısı ile Fatih Terim'in gölgesi, saha içi sonuçlardan bağımsız olarak hep çalıştığı yönetimlerin üzerinde oldu. Bu yüzdendir ki başarısızlıkta yönetim, başarıda Fatih Terim'in öne çıktığı bir işleyiş oluyor.

Ne kadar çok şampiyon olursa olsun, gelen başarılar, plana, projeye ve yapılanmaya dönüşemiyor. Ve her yıl yeniden başlanıyor.
 

(2).jpg
Kolaj: Independent Türkçe

 

Kulüpler, başarı paylaşımında sorun yaşıyor

Sonuç olarak, son 10 yılda en az şampiyon olmuş Fenerbahçe ile en fazla şampiyon olmuş Galatasaray, benzer şekilde tekrarlanmış krizler ve kayıplar yaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bununla beraber, Türkiye'de şampiyon olan takımların başarı paylaşımında yaşanan sorunlar da yönetimleri rasyonellikten uzaklaştırarak, popülizme kaymasına sebep oluyor.

Mesela, Galatasaray'da Ünal Aysal döneminde dikkat çeken yüksek transfer harcamaları, Fatih Terim ile yaşanan gerginlik ve Fatih Terim'in ayrılık süreci.

Aziz Yıldırım-Ersun Yanal döneminde gelen şampiyonluk sonrası, Ersun Yanal'ın gönderilişi. Yine Beşiktaş'ta Fikret Orman-Şenol Güneş döneminde, hem Türkiye hem Avrupa'daki başarılı dönem sonrasında israf transferleri ve Şenol Güneş'in ayrılışı.

Ve sonrasında 3 kulübün de yaşadığı benzer kayıplar. 

Kulüplerin kurumsal işleyişi sağlıklı olmadığında, gelen başarılar da bazen işe yaramıyor. 

Bu yüzden, kulüplerin kendi yarattığı ekol, proje ve kurumsal dönüşümlere ihtiyacı var.

Yoksa başarılar kişilerin, krizler de kulüplerin oluyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU