Kimisine anında kimisine de yıllardır "alındı belgesi" verilmiyor… Yeşiller Partisi ve İÖP yetkilileri tepkili: Siyasi partilerin kurulmasında çifte standart uygulanıyor

Memleket Partisi'nin başvurudan hemen sonra kuruluşunu ilan etmesi gözleri aylardır "alındı belgesi" verilmeyen partilere çevirdi. Yeşiller Partisi ile İÖP yetkilileri, "çifte standart" olarak gördükleri uygulamayı eleştirdi

Kimisine anında kimisine de yıllardır “alındı belgesi” verilmiyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

Bir süredir parti kurma hazırlıklarını sürdüren Muharrem İnce, dün itibariyle parti çalışmalarını tamamladı.

İçişleri Bakanlığı'na kuruluş dilekçesinin verilmesiyle Memleket Partisi resmen kuruldu.

Memleket Partisi bakanlığa başvurup bir günde kuruldu, ancak aylar hatta yıllardır başvurduğu halde "alındı belgesi" verilmeyen siyasi oluşumlar var.

İnsan ve Özgürlük Partisi (İÖP) ile Yeşiller Partisi (YP) bunlardan yalnızca ikisi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yeşiller Partisi 8 ay, İnsan ve Özgürlük Partisi ise 3 yılı aşkın süredir defalarca bakanlığa başvurmalarına rağmen "alındı belgesi" verilmedi. 

İçişleri Bakanlığı'nın tavrını "çifte standart" olarak değerlendiren birçok sosyal medya kullanıcısı uygulamayı eleştirdi.

Birçok isim bakanlığa, "Parti kuruluş izni için tüm belgeler tam olmasına rağmen neden alındı belgesi verilmiyor" sorusunu yöneltti.

"Bu bir çifte standarttır"

Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan Yeşiller Partisi Eş Başkanı Koray Doğan Urbarlı, Memleket Partisi'ne başarılar dileyerek, asıl meselenin kendilerinin neden anayasal hakkı kullanamadıkları olduğunu söyledi.

Bakanlığın "alındı belgesi"ni vermemekle kendilerine büyük bir haksızlık yapıldığını kaydeden Urbarlı, "Bakanlığın 240 gündür işini yapmamaya direnmesi bizde derin bir haksızlık duygusu hissettiriyor" dedi.

 

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlı / Fotoğraf: Yeşiller Partisi basın birimi

 

Parti kurarak siyaset yapmalarının anayasal bir hak olduğunu ve bunun kanunlarda açık ve net olarak belirtildiğini aktaran Urbarlı, "Şimdi bu durumda bir grup insan bu hakkını kullanabiliyorsa ve biz kullanamıyorsak bu bir çifte standarttır. Bizim başvurumuzda bir sorun mu var? Bizce yok. Zaten kamu hizmeti yapan bir yerin bir grup insana ‘küsmesi' mümkün mü? Bugün ehliyet için bir kursa başvursak ve bir belgede sorun görseler sizi ararlar ve bu belgeyi düzeltmenizi isterler. Yani sorun belgeler falan değil" diye konuştu.

"Kulağımıza gelen siyasi ve keyfi bir sürü neden var"

Medyatik ve parası olan belirli siyasal hesaplar içerisinde ‘kullanışlı' olacağı hissedilen partilerin büyük şaşaalarla kurulduğunu hatırlatan Urbarlı, Yeşiller Partisi'nin oyalandığını ve aynı kanun maddesinin farklı uygulandığını kaydetti.

Uygulamanın bilinçsizce olmadığını ve nedenini söylemenin spekülasyona girdiğini aktaran Urbarlı, spekülasyon yaparak kamuoyunu boşuna meşgul etmek istemediklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Dediğim gibi 240 günde 200 A4 kağıdı kontrol edememek bir bilinçli tavırdır. Kulağımıza gelen siyasi ve keyfi bir sürü neden var. Belgelerimizde bir eksik olmadığını bu yüzden bu kadar rahatlıkla söylüyoruz. Fakat nedeni konusunda duyduklarımıza inanmak istemiyoruz. Türkiye'yi yöneten aklın siyaset teorisinden, beceriden bu kadar uzaklaşmamış olması gerekir."

"Böylesi, uygulamalar askeri darbe dönemlerinde yaşanır"

İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç ise böylesi uygulamaların ancak askeri darbe dönemlerinde yaşandığını söyledi.

2018'den itibaren İçişleri Bakanlığı'na yaptıkları parti kuruluş başvurusunun keyfi uygulamalarda engellendiğini savunan Kamaç, "Konuyla ilgili son iki aydır meydana gelen gelişmeleri önümüzdeki birkaç gün içerisinde kamuoyu ile geniş bir şekilde paylaşacağız" ifadelerini kullandı.

 

Mehmet Kamaç
Mehmet Kamaç / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

İÖP'nin kuruluş sürecini yakından takip eden sosyal medya kullanıcılarının kendilerine yapılan hukuksuz uygulamaların en yakın şahidi olduğunu belirten Kamaç, "Bu manada birçok kesimden destek aldık. Medyanın tekelleştiği bu dönemde sosyal medya çok işler başardı. Hukuksuzluğun hakim olduğu bu süreçte yaşananları çifte standart değil, standartsızlık olarak değerlendiriyorum. İÖP toplum vicdanında kurulmuş ve tüm engellemelere rağmen resmi olarak kurulacak bir partidir" yorumunda bulundu. 

"Engelleme siyasi ve bilinçlidir"

Bakanlığın neden kendilerini beklettiğine dair bir bilgiye sahip olmadıklarını ifade eden Kamaç, "İçişleri Bakanlığı, görev ve yetkileri anayasa ile belirlenmiş bir kurum. Bakanlık, her vatandaşın hakkı olan örgütlenme özgürlüğünü gerekçeleriyle neden kabul etmediğini ortaya koymalı" çağrısını yaptı.

"Öyle görünüyor ki, özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti gömleği bu hükümete ve dolayısı ile içişleri bakanına geniş bir gömlektir" diyen Kamaç, şunları söyledi:

"Belki de başvurumuzu kabul etmemesinin sebebi herkese biat kültürünü şart koşan hükümetin İnsan ve Özgürlük Partisi geleneğinin biat eden bir gelenekten gelmediğini bilmesinden olabilir. Teslim olmayan, hak ve adaletten yana İÖP'nin siyasetinden ve bu siyasetin kendilerine olacak etkisinden korktukları bizce tartışılmaz bir gerçektir. Bu manada engelleme hukuki değil siyasi ve bilinçlidir."

"Siyasi partiler izin almadan kurulurlar"

Hukukçu Prof. Dr. Serap Yazıcı da anayasanın 68. maddesinin 3. fıkrasının "Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar. Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler" hükmüne yer verdiğini hatırlattı.

 

Serap Yazıcı
Serap Yazıcı / Fotoğraf: Twitter

 

Siyasi Partiler Kanunu'nun 5. maddesinin 2. fıkrasına atıf yapan Yazıcı, 'Siyasi partiler, anayasa ve kanunlar çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar' hükmünün yer aldığını söyledi.

Yazıcı, Siyasi Partiler Kanunu'nun partilerin kurulması başlıklı 8. maddesindeki hükmün yer aldığını şu sözlerle aktardı:

"Siyasi partiler, partiye üye olma yeterliğine sahip en az otuz Türk vatandaşı tarafından kurulur. Siyasi partilerin genel merkezi Ankara'da bulunur. Siyasi partiler, bildiri ve belgelerin, İçişleri Bakanlığı'na verilmesiyle tüzelkişilik kazanırlar. Bildiride, kurulacak siyasi partinin adı, genel merkez adresi, kurucuların adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, öğrenim durumları, meslek veya sanatlarıyla ikametgahlarının belirtilmesi ve bu bildirinin bütün kurucular tarafından imzalanması ve bildiriye beşer adet olmak üzere kurucuların nüfus kayıt örnekleri, adli sicil belgeleri ve kurucuların ayrı ayrı düzenledikleri siyasi parti kurucusu olabilme şartlarını taşıdıklarını belirten imzalı beyannameler ile kurucular tarafından imzalanmış parti tüzüğü ve programının eklenmesi şarttır. Bilgi ve belgelerin alındığı anda, İçişleri Bakanlığı'nca bir alındı belgesi verilir. İçişleri Bakanlığı, kuruluş bildirisi ve alındı belgesinin onaylı birer örneği ile bildiri eklerinin birer takımını üç gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığı ile Anayasa Mahkemesi'ne gönderir." 

Anayasa hukukçusu Prof. Yazıcı, hükümler birlikte değerlendirildiğinde bir siyasi partinin kanunun öngördüğü bilgi ve belgeleri İçişleri Bakanlığı'na teslim etmesiyle "alındı belgesini" almaya hak kazandığı gibi tüzel kişiliğini de elde ettiğinin anlaşıldığını ifade etti.

Prof. Dr. Serap Yazıcı, bakanlığın, kanunun öngördüğü tüm şartları karşılayarak başvuruda bulunan bir siyasi partiye "alındı belgesini" vermemek gibi bir yetkisinin olmadığını sözlerine ekledi.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU