Evinizi toplamak zihninizi gerçekten rahatlatır mı?

Christine Manby, sağlık dünyasının son trendini; derli toplu ve düzenli bir evin kaotik bir zihni rahatlatmaya nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyor

Yapılan bir araştırmada, evlerini düzensiz hisseden kadınlarda stresle ilişkili hormon kortizol daha yüksek seviyelerde çıktı / Fotoğraf: The Independent

Christine Manby - The Independent

Çok sayıda eski gazete, boş hazır yiyecek kutuları ve kendi çöplerinizle dolu poşetlerle aynı çatı altında yaşamadığınız sürece, bu yılki en etkili sağlık trendlerinden birinin tamamen temiz olmakla ilgili olduğunu fark etmemeniz mümkün değil. Sadece bedeninizle değil, evinizle de temiz olmak.

Instagram her stile ve zevke uyacak şekilde yeni, sade ve alışılmışın dışında ilham verici temizlik fikirleriyle dolup taşıyor. Japonya’dan Marie Kondo, muntazam pastel renkli hırkalarıyla, Instagram paylaşımlarında minimalist mükemmeliği yansıtan adeta sevimli bir manga kahramanı. Kondo, Netflix’te yayınlanan “Tidying Up with Marie Kondo” adlı programında, KonMari yöntemini ABD’deki bazı büyük istifçilerin evlerine uyguladı. Programın izleyicilere evlerini düzenleme konusunda ilham vermesiyle Washington DC bölgesindeki hayır kurumlarına yapılan bağışların yüzde 66 arttığı görüldü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İngiltere’nin Peterborough bölgesinde yaşayan 3 çocuk annesi 40 yaşlarındaki “temizlik kraliçesi” Lynsey Crombie, çocukları ve evcil hayvanları olanlar için çok daha gerçekçi amaçlar sunuyor. Ağırlıklı olarak pembe rengin hakim olduğu 140 bin takipçili Instagram hesabında, “Mutluluk yeni temizlenmiş bir evdir” ve “Yetişkin olmak lastikli bir çarşafı katlamak gibi bir şey. Kimse gerçekten nasıl yapıldığını bilmiyor” gibi değerli sözler paylaşıyor. Bunu Bayan Crombie’nin de bildiğinden şüpheliyim.

Lakin bugünlerde revaçta olan Lekesiz İmparatoriçe Sophie Hinchcliffe yani Bayan Hinch, 20’li yaşlarda İngiltere’nin Essex bölgesinde yaşayan bir ev hanımı. Tamamen gri evinden fotoğraf üstüne fotoğraf paylaştığı Instagram hesabını 2,4 milyonu aşkın kişi takip ediyor. Cidden, bazen yan yana poz verdiği açık kahverengi cocker spaniel cinsi köpeği ve temizlik ürünleri dışında evindeki her şey gri!

Gri renkli bir evin en büyük avantajının tozu gizlemek olduğunu düşünürdüm ancak Hinchcliffe ahşap zemini temizlemek için elektrikli diş fırçası kullanmak gibi tüyolarla tam anlamıyla bir temizlik gurusuna dönüşmüş durumda. İnsanın aklına “hayat çok kısa” sözü geliyor ama birkaç hafta önce Hinchcliffe’in temizlik tavsiyeleri ve anılarının yer aldığı “Hinch Yourself Happy” adlı kitabı listelerde zirveye çıktı ve bir haftada yüz binden fazla sattı.

Bayan Hinch’in elde ettiği başarı bununla sınırlı değil. Ne zaman yeni bir temizlik ürünü yayımlasa yok satıyor algısı yaratıyor. En sevdiği ürünse “Minky” adlı bir bez. Bu yazı yayımlandığında, 100 sterlin’e (yaklaşık 770 TL) satılıyordu. 

 

temizlik - 2.jpg
Hinch'in Instagram'da 2,4 milyon takipçisi ve çok satan bir kitabı var / Fotoğraf: The Independent

 

Fakat temizliğe takıntılı olan Instagram kullanıcıları sadece işin satış kısmıyla ilgili değiller. Hem Sophie Hinchcliffe hem de Lynsey Crombie, temizliğin kişisel zorlukların üstesinden gelmelerine nasıl yardımcı olduğunu anlattı. Hinchcliffe panik atağı yenmek ve kaygıyı bastırmak için evdeki eşyaları cilalamaya başvurdu. Lynsey Crombie ise eski eşinin pedofili olduğunu keşfettiğinde pahalı terapilere gitmek yerine temizlik yaptı.

Bilimsel araştırmalar Hinchcliffe ve Crombie’nin teselli bulma deneyimlerini sırayla doğruluyor. Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden yardımcı psikoloji profesörü Dr. Darby Saxbe tarafından yapılan bir araştırma, evlerini “darmadağın” olarak nitelendiren kadın deneklerin, evlerini düzenli olarak tanımlayanlara göre depresif hissetme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfetti. Evlerini düzensiz hisseden kadınlarda stresle ilişkili hormon kortizol ise daha yüksek seviyelerde çıktı.

Bu sonuçlar bana mantıklı geliyor. İki buçuk yıl önce, babamın ani ölümünün ardından, Marie Kondo’nun düzenin mutluluğu hakkında yazdığı “Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle, Topla, Rahatla” (The Life Changing Magic of Tidying Up) kitabıyla beklenmedik bir teselli buldum.

Zor zamanlardı. Babamı kaybetmiş olmamın kederi kariyer endişeleriyle birleşmişti. Yaşam sürekli bir döngüde olduğunu hissettirse de, bir romanı okuyabilecek kadar bile konsantre olamıyordum. Kendi yaşamının kontrolünü ele almakla ilgili kişisel gelişim kitapları son derece rahatsız ediciydi. Buna karşılık “Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle, Topla, Rahatla” ise çocuk hikayeleri kadar rahatlatıcıydı.

Kondo'nun kitabının sunduğu şey, en kolay yoldan elde edilen kontrol hissinin vaadiydi. En üzgün anımda bile çorapları üçe katlayabilirdim. Hala biraz ütü yapabilirdim. Düz bir tişört yığını görmek, yazıcıdan çıkan yeni bir romanın sayfalarının yığınını görmekle aynı değildi ancak bu küçük başarılar üzerine umutsuzluk çukurundan bir merdiven inşa ettim.

Kondo'nun kitabında belirgin fark yaratan bir tavsiye vardı. Düzenlemeye başlarken atmaya karar verdiğiniz tüm eşyalara teşekkür etmeyi öneriyor. Sevgili babama ait anıların hangisini tutacağıma karar vermeye çalışırken bu fikri çok dokunaklı ve yararlı buldum.

Babam kulübesinden, garajından ya da çatı katından bir şey getirmeden beni asla Londra'da ziyaret etmezdi. İlk hatıraları yiyecek karneleri olan pek çok savaş bebeği gibi, babam da bir gün işe yarayacak herhangi bir şeyi çöpe atmaktan nefret ediyordu. Alanını düzenlemek istediğinde, en kolay yol istemediği eşyaları kız kardeşimin evine ya da benim tavan arasına yollamaktı.

 

 

Pek çok “hediye” arasında babam yıllar sonra, CD çalar, video kaydedicisi ve eski su ısıtıcıları gibi kayıp ya da tamiri imkansız kırık parçaların ve düzensiz kabloların bulunduğu bir çanta vermişti. İleride bunlardan bazılarına teknik olarak ihtiyaç duyabileceğimi iddia etmişti.

Babam bunları başıma dert ettiğinden beri eşyalar bir sonraki ziyaretimi beklerken merdivenin altındaki bir dolapta çok fazla yer kaplayıp tozla kaplanıyordu. Ama kulağa ne kadar garip gelse de babamın ölümünden sonra bu kablo çantası, bir çanta dolusu yavru köpek gibiydi. Birdenbire garip bir şekilde gözüme canlı gibi göründüler. Onları öylece fırlatamadım!

Marie Kondo'nun yardımıyla, KonMari tarzı mantraları mırıldanırken elimden geldiğince geri dönüştürdüğüm çöplüğü gezdim. “Hizmetin için teşekkür ederim CD çalar kablosu. Sana sahip olduğumuzu bile bilmiyordum. Ailemi mutlu ettiğin için teşekkür ederim tarihi geçmiş video bağlayıcı. Teşekkürler, uzun zamandır kayıp olan Amstrad kablosu.”

Kablolara teşekkür edip onları geride bırakırken dikkatimi, babamın el yazısıyla imzalanan doğum günü kartları ve kitaplar gibi önemli olan şeylere odaklayabildim. El yazısı komik bir şey değil mi? Bir gözün irisi kadar eşsiz ve kişisel görünüyor.

Her neyse, bana sadece kontrol illüzyonu sağlasa da evimi KonMari tarzında temizlemenin bana alaycı kalbimin hayal edebileceğinden daha fazla yardım ettiğini söyleyebilirim. Elbette bir ruh sağlığı uzmanının tavsiyesine ve bakımına alternatif olarak derlenip toplanmayı tavsiye etmem ama üzüntü ve hayal kırıklığımın tamamen kendimi bulduğum şartlara bağlı olduğunu bilerek bunun bana çok yardımı dokunduğunu biliyorum. Kuşkusuz bir yazar olarak Marie Kondo’nun son zamanlarda yaptığı çok az sayıda kitabın elde tutulması önerisini görmezden geleceğim ancak kitap koleksiyonumu sınırlandırmak zorunda kalsaydım “Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle, Topla, Rahatla” aralarından sıyrılmayı başarırdı.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/arts-entertainment

Independent Türkçe için çeviren: Merve Damcı

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU