Babacan'dan Erdoğan'ın sözlerine tepki: Bazen acaba şuuru hala yerinde mi diye düşünüyorum

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan mahkûm olan öğrencilerin devlet yurdunda barındırılmaması kararını ve Erdoğan’ın “157 ülkeye yardım gönderdik” sözlerini eleştirdi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Ankara Çankaya İlçe Kongresi'nde konuştu. Konuşmasında gündemdeki konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı konuşmalarını dinlediğinde “acaba şuuru hala yerinde mi” diye düşündüğünü söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2017 yılında “Koalisyon tartışmaları olmayacak” denilerek taraflı cumhurbaşkanı modeline geçildiğini söyleyen Ali Babacan, “Peki şimdi sizin bu küçük ortakla, krizlerin ortağıyla yaptığınız şey nedir” diye sordu.

Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde Merkez Bankası’nın rezervlerinin ve yedek akçenin de eritildiğini ifade eden Babacan, “Bu sistemin ülkeye hiçbir faydası olmadı” dedi.

“Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz”

AK Parti’de sorunlara çözüm üretecek kadroların kalmadığını öne süren Ali Babacan, “Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz. Dünkü başarıları anlatarak bugünkü sorunlara çare olunmaz” diye konuştu.

Babacan, sorunun sistemden kaynaklandığını belirterek mutlaka parlamenter siteme geçilmesi gerektiğini söyledi. Babacan ayrıca, ülkeyi yöneten bu zihniyetin de değişmesi gerektiğini söyledi.

“Sakın ola kısa vadeli hevesler peşine düşüp bölgenin jeopolitik dengelerini bozmayın”

Hükümetin yapmakta ısrar ettiği Kanal İstanbul’un maliyetinin 20 milyar dolarla 60 milyar dolar arasında değişen bir maliyetinden bahsedildiğini ifade eden Babacan, “Hangi rakamla mal edilirse edilsin, milletimizin yıllarca altında ezileceği bir borç yükü geliyor.  Eğer bu inatlarına devam ederlerse, nasıl yapacaklar projeyi? Gidip daha çok borçlanacaklar” dedi.

Babacan, projeye getirilecek hazine garantisinin ise kamu maliyesinde çöküş yaşanacağını söyledi.

Kanal İstanbul güzergahında yapılan imar değişikliklerinden kimlerin faydalandığını soran Babacan, “Burada yapılacak harcama ile ülkedeki tüm çiftçilerin sulama sorunu çözülür. Ama rant başlarını döndürüyor” dedi.

Montrö tartışmalarına da değinen DEVA Partisi lideri, “Buradan hükümete sesleniyorum. ‘Sakın ola kısa vadeli hevesler peşine düşüp bölgenin jeopolitik dengelerini bozmayın’ diyorum. Onlar benim ne söylemek istediğimi gayet iyi anlarlar.

Babacan, bu sözleşme sayesinde Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan etkilenmediğini kaydetti.

Babacan, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimden Türkiye'nin etkilenmemesi için Montrö Sözleşmesi'nin hükümlerinin yerine getirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

“Erdoğan sahiden alışıldık cumhurbaşkanlarına hiç benzemiyor”

Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle “Cumhurbaşkanına hakaret“ suçlamasından mahkum olan öğrencilerin devlet yurtlarında barındırılmaması yönündeki kararına sert sözlerle tepki gösteren Ali Babacan, “Cumhurbaşkanına hakaret” hakaret gerekçesiyle açılan dava sayılarınsa patlama yaşandığını söyledi.

“Erdoğan sahiden alışıldık cumhurbaşkanlarına hiç benzemiyor” diyen ve 21 yıl boyunca açılan “Cumhurbaşkanına hakaret” davasından kat be kat daha fazlasının Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının ilk yılında açıldığını hatırlatan Babacan, “Bu iş muhalefeti sindirme aracına dönüşmüştür. Böyle ülke yönetilmez. Geçleri cezalandırarak bir ülke yönetilmez. Üstelik sadece mahkemelerle de yetinmiyorlar. Öyle nefretle bakıyorlar ki hukuku çiğnemekten de hiç çekinmiyorlar. Yüzleri kızarmıyor” dedi.

Devlet yurtları ile ilgili kararı eleştiren Babacan şöyle konuştu:

“Bu nasıl bir zihniyet? Burada 18-22 yaş arası üniversiteli gençlerden bahsediyoruz. Hakaret dediklerinin çoğu da ufak tefek eleştiriler. Geçlerimiz elbette cumhurbaşkanına da muhalif olabilir, ne var bunda? Bütün gençler sizi destekleyecek diye bir şey yok. Gençler başlarını sokacak bir yuva arıyorlar ama bu zihniyet ‘Eğer benim hakkımda olumsuz konuşuyorsan sana yatacak yer yok’ diyor. Bu yurtlar vergisini ödeyen her bir vatandaşın parasıyla yapılıyor. Gençleri baskıyla, ayrımcılıkla karşı karşıya bırakıyorlar. Çünkü zihniyet şu: Bu yurtlar benim yurtlarım. ‘Bana muhalif olan yurtlarımda kalamaz’ diyor”

Babacan, “Sayın Erdoğan o yurtlar sizin şahsınızın değil, size oy veren, vermeyen tüm milletin vergileriyle yapılmış yurtlardır. Tabii ki muhalif görüşlü gençler de o yurtlarda kalacak ve siz de buna tahammül edeceksiniz” diye konuştu.

“157 ülkeye yardım edebiliyorsak kendi halkımıza neden etmediniz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı “Salgının başından bu yana 157 ülkeye yardım yaptık” sözlerini hayretler içinde dinlediğini söyleyen Babacan, “Bazen düşünüyorum acaba bu konuşmaları hazırlayanlar, bu konuşma metnini okuyanda acaba hala şuur, bilinç var mı yoksa başka bir âlemdeler mi diye insan düşünüyor. ‘157 ülke ve 12 kuruluşa yardım yaptık’ diyor. Madem 157 ülkeye yardım yapacak kadar para bol, siz öncelikle kendi vatandaşınıza neden yardım etmiyorsunuz. Esnaf borca batmış kepenkler kapalı, çiftçilerin traktörleri hacizli. Vatandaş artık pazara akşam vakti gidip çürük sebze-meyve alıyor. İcra dosyaları patlamış. Çöpleri karıştırıp dibinde yiyecek arayan vatandaşlarımız var. Tüm dünyaya yardım etmekle övünüyor. Madem bu yardımları yaptınız, hangi ülkeye ne kadar yardım yaptığınızı da açıklayın” dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU