Perde pilavının içindeki çeyrek altın: Çam fıstığı

10 sene önce yıllık verimi 2 bin tona yaklaşan çam fıstığında üretim 200 tona kadar geriledi. "Türkiye'nin en zengin" köylerinin nüfusunda genç kalmadı. En önemli gelir kapısının kapanmasının nedeni böcek mi madenler mi?

Fotoğraf: AA

Dolma, helva, perde pilavı ve kozalak. 

Üçü mutfaktan biri doğadan gelen bu dört mucizenin bir ortak noktası var: Çam fıstığı. 

Kandaki pıhtılaşmayı önlemekten bunamayı geciktirmeye kadar pek çok faydası olan ve magnezyum, demir, fosfor zengini çam fıstığı. 

Ya da başka bir tanımla marketlerde kilogramı 900 liraya dayanan çam fıstığı. 

Küresel üretimin yüzde 30'u Çin'den

Bir çeyrek altından pahalı çam fıstığı, Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin hemen hepsinde yetişiyor. 

Ancak her şeyde olduğu gibi Çin, bu üründe de en büyük üretici.

Uluslararası Kuruyemiş ve Kuru Meyve Konseyi'nin (INC) verilerine göre 2014'ten 2019'a kadar yılda 27 bin ton olan toplam çam fıstığı üretiminin yüzde 30'u Çin'den geliyor. 

Türkiye'nin ise 10 yıl öncesine kadar küresel pazarda yüzde 10'a yakın payı vardı. Ancak 10 yıldır çözülemeyen böcek sorunu, madenler ve iklim değişikliği gibi sebeplerle ciddi rekolte kaybı yaşanıyor. 
 

kozalak bergama belediyesi.jpeg
Fotoğraf: Bergama Belediyesi


Türkiye'de üretim 10 yılda 10 kat düştü 

Bu kaybı çok ciddi boyutlarda yaşayan bölgelerden biri de İzmir'in Bergama ilçesine bağlı Kozak Yaylası. 

Bölgede 2010'ların başında yılda 2000 tona yakın çam fıstığı üretimi oluyordu. Hatta bu üretim Türkiye'nin ihtiyacının yüzde 80'ini karşılıyordu. 

Ancak geçen yıl bölgenin üretimi 200 tona kadar geriledi. Bu durumun nedenleri arasında 10 yıldır çözülemeyen mahsule zarar veren böcek sorunu da sayılıyor, maden tehdidi de… 

Bir çınar dalıyla 30 metre yükseklikte… 

"Aşağı yukarı 10-12 yıldır doğru düzgün mahsulumuz yok. Kozalak çıksa bile içi boş oluyor" diyor Bergama Yolu üzerindeki Demircidere Köyü Muhtarı Hızır Yıldırım. 

40 yıldır çam fıstığı üretiminde 58 yaşındaki muhtar. 

Yıllardır aynı tehlikeli yöntemle, yüksekliği 10 ile 30 metre arasında değişen, şemsiye görünümündeki ağaçlara tırmanarak topluyorlar kozalakları. 
 

aw535459-06.jpeg
Fotoğraf: AA


Çınar ağacından yapılan, ‘keye' adı verilen, ucu çengelli sırıklarla hem bu ağaçlara tırmanıyorlar hem de çengel şeklindeki uçlarla kozalakları topluyorlar. 

Toplanan kozalakların geniş bir alana serilmesi, güneş altında bekleyen kozalakların açılması, açılan kozalaklardan kabuklu fıstığın (küner) düşmesi, kabukların ayrılması ve işlenmesi gibi süreçlerden sonra çam fıstığının marketteki hâlini alması üç ayı bulabiliyor. 

"15 yıl önce 900 bin lira kazanıyordum" 

Muhtar Yıldırım'ın anlattığına göre oldukça zahmetli bir üretim süreci olan bu ürün yıllarca köylüye çok kazandırmış. Ancak şimdi gelir elde etmekte zorlanıyorlar. 

"15 sene önce yıllık 900 bin liraya yakın para kazanıyordum. Geçen yılki gelirim 30 bin lira" diyor Muhtar Hızır Yıldırım. 
 

fıstık aa.jpeg
Kozalak içindeki küner/ Fotoğraf: AA


Yıldırım'ın anlattığına göre kozalaklar dolu, yani mahsul olduğunda, o ürün ağaç üstünde üç yıl kalabiliyor. Ancak yıllardır bölge halkının yaşadığı ortak bir sorun var: Kozalağın içinin boş olması. 

Akdeniz ülkelerinin başındaki bela: Çam Kozalak Emici Böceği

"Çam Kozalak Emici Böceği" (leptoglossus occidentalis), boş hasatın gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor. Söz konusu böcek, künerin özünü emerek içini boşaltıyor ya da mantar bulaştırıyor. 

Ancak bu böcek yalnızca Türkiye'nin değil, hemen hemen tüm Akdeniz ülkelerinin sorunu. 

Orman Genel Müdürlüğü'ne bağlı Orman Zararlılarıyla Mücadele Başkanlığı'nın 2019'da yayımladığı rapora göre "istilacı tür" diye geçen Leptoglossus Occidentalis, Avrupa kıtasında ilk kez İtalya'da 1999 yılında tespit edilmiş, ardından tüm kıtaya hızla yayılmış.  Hatta 1990'ların sonunda yıllık 40 bin ton olan çam fıstığı üretimi, 2009'a gelindiğinde yüzde 95 gerilemiş. 
 

Ekran Resmi 2021-04-06 04.14.31.png
"Çam Kozalak Emici Böceği" (leptoglossus occidentalis)​​​​​​​/ Fotoğraf: OGM


Söz konusu böcek Türkiye'de ise ilk kez 2009 yılında İstanbul Sarıyer'de görüldü. Rapora göre 2019 yılına kadar Edirne, Ankara, Isparta, Artvin, Elazığ, Afyon, Kastamonu gibi şehirlerde de tespit edildi. 

Raporda ayrıca, "Kozak Havzası'nda fıstık çamında görülen ürün kayıpları dikkate alındığında böceğin Türkiye'ye girişinin 2000'lerin başı olduğu düşünülebilir" deniyor. 

Bölgede yeni granit ocakları açılacak 

Demircidere Köyü Muhtarı Hızır Yıldırım, rekoltedeki kaybın nedenini yalnızca böcekten olmadığına inanıyor. Yıldırım'a göre bölgedeki altın ve taş ocakları da etkili. 

Zira Bergama, yalnızca çam fıstığı ile değil, Türkiye'nin ilk altın madenine karşı yürütülen, 1990'lara damgasını vuran direnişiyle de meşhur. 

1989'da Almanya-Avustralya ortaklı Eurogold firması ile başlatılan Ovacık Altın Madeni maden arama ruhsatı, 2005'ten bu yana Koza Altın İşletmeleri'nin elinde. 

Bu madenin yanı sıra bir de üretimi 2010'da başlayan Çukuralan Altın Madeni ve pek çok granit taş ocağı bulunuyor. Ve de başka granit ocakları da yolda…
 

Ekran Resmi 2021-04-06 09.52.31.jpg
Kozak havzasında kurulu Çukuralan Altın Madeni İşletmesi’nin üçüncü kapasite artırımına dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “ÇED olumlu” kararı 6 Nisan 2021'de iptal edildi. Bakanlık yanında davalı olan şirket temyize gidecek


Son olarak CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, konuyla ilgili 18 Şubat 2021'de bir yazılı soru önergesi hazırlamış ve Türkiye'nin en kaliteli fıstık çamı ormanından, taş ocağı genişletmesi için 8 bin 882 adet fıstık çamının kesileceği iddiasını gündeme taşımıştı. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yazılı soru önergesine yanıtında beş yeni granit, kalker ve mermer ocağı açılacağını, en az üç ocakta da genişleme yapılacağını söylemişti.
 


Kurum, fıstık çamları ile ilgili ise "Fıstık çamına ilişkin hususlar, ÇED süreci içerisinde değerlendirilmektedir" demişti. 

Konuyu Meclis'e taşıyan tek isim Kani Beko değildi. 
 


"Çam Fıstığı Araştırma ve Koruma Enstitüsü" kurulması teklifi reddedildi 

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, fıstık verimindeki düşüşün gerekçelerinin araştırılması için "Çam Fıstığı Araştırma ve Koruma Enstitüsü" kurulması hakkında 2019'da kanun teklifi vermiş ancak AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilmişti. 

Fıstık çamlarındaki sorunun ne olduğuna dair çalışmalar yürüttüklerini ancak hükümetin duyarsız kaldığını söyleyen Polat, kanun teklifinin reddedilmesinin ardından yöre halkı ile birlikte büyükşehir belediyesi nezdinde bir girişim başlattıklarını söyledi. 

Mahir Polat, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada süreci şöyle anlattı: 
 

Büyükşehir Belediyemiz kendi imkânlarıyla bir araştırma istasyonu kurdu. Bu istasyonun verilerinin toplanmasını bekliyoruz. Oranın, Tarım ve Orman Bakanlığı'nınki kadar geniş bir araştırma bütçesi yok. 

Köylüler ağaçlarını kurtarmak için mücadele veriyor. Biz de elimizden geleni yapıyoruz ancak Tarım Bakanımız duyarlı değil. Bakırçay Havzası'ndan Kozak Yaylası'na bir defa geçti. Onda da helikopterle geçip dev bir çiftliğe gitti. 


"Altının getireceğinden çok daha fazlası kaybedildi" 

Endemik ve ekonomik değeri yüksek bir ürünün kaybedildiğini söyleyen Polat, hastalığın altın madenleri sonrasında çıktığını savundu. 

Mahir Polat, "Bergama ve Çukuralan Altın işletmelerinden sonra tozu çok daha fazla oldu. O yaylada granit tesislerine izin verilmesinin de süreci tetiklediğini düşünüyoruz. Bununla ilgili teknik çalışma yapılmadı" diye konuştu. 

Polat'ın aktardığında göre Çukuralan madeninin genişletilmesi için Kozak'tan toprak taşınacak. Bölgede ürününün verimliliğinin 2000 bin tondan 200 tona düşmesi ise "altın madenlerinin getireceği gelirden çok daha fazlasının kaybolması" demek. 

Çam fıstığına hem can veriyor hem tehdit ediyor: Granit 

Bu arada yer altından çıkarılmaya çalışılan granit, aynı zamanda fıstık çamının yetişmesi için uygun toprak koşullarını sağlayan bir madde. 

Deniz seviyesinden 500 metre yüksekte olan Kozak Yaylası, yüzde 70-80 nem oranı, granit ve kumlu toprağıyla, çam fıstığı ağacının yetişebilmesi için en uygun koşulları sağlıyor. 
 

27072020_124756_0.jpeg
Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi


"Köyden kente göç yoktu, şimdi 15 yaşında çocuk yok" 

Çam fıstığının anne sütü alamayan çocuklara da verildiğini ve beyin gelişiminde önemi olduğunu söyleyen İzmir Milletvekili, bir dönem "Türkiye'nin en zengin köylülerinin" yaşadığı bölgede köylerin de yavaş yavaş boşaldığını ifade etti. 

"O bölgede köyden kente göç sıfırdı. İşsizlik olmazdı" diyen Polat'a göre fıstık ağaçları da artık kereste için kesiliyor. 

Demircidere Köy Muhtarı Hızır Yıldırım da köyün giderek boşaldığını doğruluyor. 

"15 yaşında çocuk yok" diyen Yıldırım köyündeki durumu şöyle anlattı: 
 

Zengin bir bölgeydik. Köyümüzün nüfusu 125. 65 yaş üstü 59 kişi var. Nüfusumuz yaşlı. 10 yıl önce öğrenci vardı. Taşımayla eğitime gidiyordu. Köyden öğrenci vereceğimizi hiç tahmin etmiyordum. 

Eskiden üç traktör römorku dolu kozalaktan 350-400 kilogram küner çıkardı. Geçen sene 100 kilogram çıktı. 

Bir kilogram küner için 6 kilogram kozalak yetiyordu. Şimdi ise ancak 30 kilogramdan alıyoruz bu verimi. 


"Bu çamların bu saatten sonra mahsul vereceğini sanmıyorum" 

Independent Türkçe'ye konuşan Demircidere Köy Muhtarı, Bakanlığın 12-13 yıldır bu konu hakkında çalıştığını artık bir teşhis istediklerini söyledi ve ekledi: Bu çamların bu saatten sonra mahsul vereceğini sanmıyorum. Önümüzdeki iki yıl çam fıstığı ürünü yok. 

Bölgeyle ilgili daha ileri araştırmalar yapılması gerektiğini söyleyen Orman Genel Müdürlüğü'nün raporunda ayrıca verim düşüklüğünün nedenlerinin netleşmediği de şu ifadelerle yer aldı: 
 

Ülkemizde fıstık çamında görülen verim düşüklüğünün sebepleri çeşitli araştırmalara konu olmuş ve önemli sonuçlara ulaşılmışsa da şimdiye kadar bu hususta net bir tablo ortaya çıkmamıştır. 


"80 milyon dolarlık gelir kaybı var" 

Bergama Ticaret Odası Başkanı Fikret Ürper, ekim ayında Milliyet'ten Gürkan Akgüneş'e yaptığı açıklamada, ağaçlardaki hastalık nedeniyle bölgede 80 milyon dolarlık gelir kaybı olduğunu söylemişti. 

"16-17 köyün çam fıstığı geliriyle ciddi bütçeleri vardı. Bu gelir Bergama'yı da besliyordu. Köyden kente göçü engelleyen bir yapı vardı" diyen Ürper, "Eskiden o bölgeden yer alınamazdı. Çok değerliydi. Ama maalesef şu an çamlar kesilmeye, yerler satılmaya başlandı. Yaşanan verim düşüklüğü bölgenin sosyokültürel yapısını da değiştirmeye başladı" ifadelerini kullanmıştı. 

Ürper 2019'da yaptığı başka  bir açıklamada ise rekoltenin 10 kat düşmesiyle 600 milyon liralık cironun 50-60 milyona düştüğünü, ihracat bedelinin ise 100 milyon dolar seviyesinden 10 milyon dolara gerilediğini aktarmıştı. 

Uluslararası Kuruyemiş ve Kuru Meyve Konseyi'nin (INC) verilerine göre Bergama bölgesinin yaklaşık 7 milyon dolarlık üretimi var bu, keresteciliğin getirdiği gelirin üç katı. 

En büyük müşteri İtalya 

Türkiye'nin en önemli çam fıstığı ihracatçılarından Kermes Tarım Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nden Independent Türkçe'ye yapılan açıklamada en fazla Ortadoğu ve Avrupa'ya ürün satıldığı söylendi. 

Avrupa'da ise en büyük müşteri İtalya. Zira, meşhur İtalyan sosu pestonun hammaddelerinden biri de çam fıstığı. 
 

  İhracat miktarı (ton) İhracat değeri (dolar)
2014 419,8 22 milyon 372 bin 
2015 1102 41 milyon 981 bin
2016 1260 34 milyon 461 bin
2017 700 25 milyon 350 bin
2018 595 26 milyon 511 bin
2019 518 28 milyon 739 bin 
2020 (İlk 11 ay) 606 38 milyon 523 bin
Kaynak: Ege İhracatçı Birlikleri


İtalya'dan sonra İspanya, Portekiz, Almanya gibi ülkeler geliyor. İtalya, İspanya, Portekiz de aslında üretici ülkeler ancak onlar da Türkiye gibi verim düşüklüğü problemi yaşıyor. 

Kermes'ten yapılan açıklamada da bu düşüşün gerekçesinin hâlen netleşmediği söylendi. Hastalığa sebep olan böceğin yanı sıra temmuz sonrası bastıran sıcaklar da etkili olabilir. Çünkü Portekiz, böcek sorunu yaşamıyor olmasına rağmen ürününde düşüş var. 

Antep fıstığındaki gibi çam fıstığının ithalatının da yasak olduğunu aktaran Kermes yetkilileri, 10 sene öncesine kadar yılda 1200 tona kadar ihracat yaptıklarını, artık 200 tonu ancak bulduklarını söylüyor. 

Bugüne kadar ne yapıldı? 

Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, Ağustos 2020'de yaptığı açıklamada Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin konuyu yakından takip ettiğini söyleyerek 10 projenin eş zamanlı yürütüldüğünü belirtmişti. 

Koştu'nun açıklamasına göre böceğin kozalak üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırmasında Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi'nden akademisyenler, Orman Bölge Müdürlüğü ile birlikte çalışıyor. 
 

cam_kozalagi_cam_fistigi.jpeg
Fotoğraf: Çamhotel


Bakan Pakdemirli, Mart 2020'de yaptığı açıklamada "Kozak'ta kanayan bir yara var. Çam fıstığındaki bu yaranın tedavisi için çalışmalarımız ne yazık ki neticelenmedi, daha devam ediyor" demiş, daha önce düşürülen çam fıstığı desteğinin tekrar 100 liraya çıkarıldığını söylemişti. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 18 Mart 2019'da Türkiye Ormancılar Derneği ile işbirliği protokolü imzalayarak bölgedeki çalışmalarını yeniden başlattı.

Bazı köylere hava kirliliği ölçüm istasyonu kuran Büyükşehir Belediyesi'nin çalıştığı akademisyenlerden Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Ormancılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sezgin Özden Temmuz 2020'de yaptığı açıklamada şunları söylemişti: 
 

Bu projeyi öncekilerden ve diğer kurumların yürüttüğü projelerden ayıran en önemli tarafı, tüm olasılıkları göz önüne almamız. Mevcut projeler sadece böceğe yoğunlaşmış durumda. Ama biz iklim değişikliğinin de önemli bir etkisinin olduğunu düşünüyoruz. Elbette böcekle mücadele için geliştirdiğimiz yöntemler var ve yakın zamanda uygulamaya başlayacağız. Yürüttüğümüz sosyoekonomik araştırmayla da bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik durumunu analiz edecek, sorunun köylerimizde neden olduğu ekonomik sonuçları bu şekilde anlayacağız.


Şubat 2021'de ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Bergama Ticaret Odası ev sahipliğinde yapılan toplantıda, oda başkanlarıyla bir araya gelerek bölge sorunlarını konuştu. 

Görüşmede Bergama Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Ürper Soyer'e Kozak çam fıstığındaki rekolte düşüklüğü, bölgedeki vasıfsız işçi sorununu giderebilmek için Bergama'da vasıflı kişiler yetiştirebilecek donanımlı bir Meslek Lisesi ihtiyacı, COVID-19 etkisiyle daha da zor bir sürece giren küçük esnaf için yapılabilecek destekler, İZBAN‘ın Bergama'ya gelme çalışmalarının hızlandırılması, BerKM önünden başlayan ana caddeye kentin tarihi dokusuna uygun bir tramvay ile ulaşım sağlanması ve bu caddenin belirli saatlerde araç trafiğine kapatılması ve Dikili'ye bir yat limanının yapılması gerekliliği hakkındaki konuları iletti.

Soyer, meslek lisesi konusu hakkında "Gelişmekte olan Bakırçay bölgesinin gelecekte vasıflı işçi ihtiyacını karşılamak üzere yapılacak olan Meslek Lisesi fikrinin çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazırız" açıklamasını yapmıştı. 


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU