Futbol Savaşlarında kazanan yok

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Sports History Weekly

Bir futbol maçı ile başlamıştı savaş. Binlerce kişi yerinden olmuş, yüzlerce kişi de hayatını kaybetmişti. Futbol topu ile başlayan rekabet, savaş uçakları ve silahlarla devam etmişti.

1969 yılında komşu ülkeler El Salvador ve Honduras, 1970 Dünya Kupası'na katılmak için playoff maçları oynayacaktı. Fakat maç öncesi, iki ülke arasındaki gerginlik üst seviyedeydi.

Orta Amerika'nın en küçük ülkesi olan El Salvador'dan topraksız yoksul yüzlerce kişi, Honduras'a göç ediyordu.

El Salvador'un zengin toprak sahiplerinden kaçan köylüler, Honduras'ta daha fazla olan iş olanakları için yasadışı yollarla ülkelerinden ayrılıyorlardı.

Kahve tarlalarından ayrılan köylüler, muz tarlalarına çalışmaya gidiyor ve yeni bir hayat arıyorlardı. 

El Salvador'a göre yüzölçümü büyük, nüfusu az olan Honduras'da, El Salvador nüfusu belirgin bir şekilde artmaya başlamıştı.

Hatta 1967 yılında Honduras'da yaşayan El Salvadorlu göçmenlerin sayısı, 300 bini bulmuştu.

Darbe ile iktidarı ele geçiren Honduras Devlet Başkanı Oscar López Arellano, ülkesinde kendisine olan desteği artırmak için El Salvadorlu göçmenleri kullanarak, bir gerginlik arıyordu.

Bu amaçla, toprak reformu yaparak El Salvadorluları ülkeden çıkarmaya karar verdi. 2 Haziran 1969 yılında 500 aile zorla sınır dışı edilmişti ve 8 Haziran'da iki ülke arasında futbol maçı yapılacaktı.
 

El Salvador (üstte) ve Honduras takımları.jpg
El Salvador ve Honduras takımları


1969 yılında bir savaş, futbol tarihine geçti

İlk maç Honduras'ta oynanacaktı ve El Salvador kafilesi Honduras'a geldiği andan itibaren, tacizlere uğradı. Gece boyunca El Salvador kafilesi uyumadı ve maçı 1-0 kaybetti.

15 Haziran'da ikinci maç için Honduras, El Salvador'a gitti ve beklendiği üzere aynı tacizleri yaşadı. Maç öncesi ve maç günü Honduras'ta, El Salvadorlu göçmenlerin evleri ve dükkanlarına saldırılar oluyordu.

El Salvador 3-0 kazandı ama iki ülke barut fıçısına dönmüştü. Her iki ülkede de olaylar artık kontrolden çıkmıştı.

Playoff şeklinde oynanan elemelerin üçüncü maçı için FIFA, çözümü tarafsız sahada bulmuştu ve son maç Mexico City'de oynanacaktı.

27 Haziran 1969 yılında oynanan maçı, son dakika gölü ile El Salvador kazandı ve maç bittiğinde, savaş sirenleri çalmaya başladı.
 

-.jpg
Görsel: National Children's Football Alliance


14 Temmuz'da ise resmen savaş çıktı. 100 saat süren savaş için 6 gün sonra ateşkes imzalandığında 2 bin den fazla kişi ölmüş ve binlerce kişi de Honduras'dan gönderilmişti.

1970 Dünya Kupası'na katılan El Salvador futbol takımı ise 3 maç kaybetmiş ve gol atamadan ülkelerine geri dönmüşlerdi. Tek kazançları FIFA'nın oyunculara verdiği 230 dolarlık prim oldu.

Kimilerine göre 100 saatlik savaş, kimilerine göre Mülksüzlerin Savaşı olarak adlandırılan savaş, tarihe ise Futbol Savaşları olarak geçmişti.
 

Reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters


4 büyük kulüp birbirine muhtaç

İlk çıktığı yıllarda güzel oyun olarak da adlandırılan futbol, yoğun duyguları harekete geçiren bir oyundan daha fazlası aslında.

Futbol, sosyolojik, politik ve ekonomik açıdan ülkeler ve toplumlar üzerinde büyük bir etkiye sahip. Bu yüzden, "Futbol sadece futbol değildir" söylemi boşuna söylenmiyor.

Kimileri futbolu pasif güç olarak kullanırken, kimileri futboldan savaş çıkarabiliyor. Kimileri futboldan milyonlarca euro para kazanıp güç devşirirken, kimileri meydan okuyor futbol ile.

Kimileri futbol ile sevinip mutlu olurken, kimileri de sadece tartışarak futbolu yaşıyor.

Türkiye'de ise futbol, kulüpler arasında sıkışmış, taraftarlaşmış medya arasında rating alanı olmuş ve sosyal medyada taraftarlar arasında bir oyundan daha fazlasına dönüşmüş durumda.

Artık rakiplerin maçları, hakemlerin rakipler lehine ne hata yaptığını görmek için izlenen, rakiplerin kaybetmesi ile mutlu olunan, rakiplerin mali açıdan zarar etmesi ile keyif alınan bir oyuna dönüştü bu topraklarda güzel oyun.

Birbirinden şüphe duyan, birbirine güvenmeyen rakipler ile kaybetmeye mahkûm oldu tüm camialar.

Halbuki rakibin seviyesinin, kendi seviyesini yukarı çıkartmasına sebep olduğu bir gerçek olarak el kaldırıyor.

Özellikle mali krizdeki büyük kulüplerin, gelirlerinin artması için tarihte hiç olmadığı kadar birbirlerine ihtiyacı var.

Galatasaray, Fenerbehçe, Beşiktaş ve Trabzonspor artık birbirlerine muhtaçlar. Ortada değerli bir rekabet kalmazsa, ne yayın geliri artar ne de ticari gelirleri.

Futbol Savaşlarında kazanan olmadı belli kişiler dışında. Türk futbolunda da henüz kazanan yok belli kişiler dışında.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU