Alparslan Kuytul: Yarın biz de Doğu Türkistan gibi, Suriye gibi olursak, sorumlusu bu konuşmayanlardır

Kuytul, STK’lar için İçişleri Bakanı’na verilen yetkiyi eleştirirken, “Konuşmayanların yüzünden diktatörlük rahatlıkla kuruluyor” dedi

Fotoğraf: alparslankuytul.com

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nın kurucusu Alparslan Kuytul, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’ın aktardığı, "STK'ların İslami çalışmalarının engellemesinin söz konusu olmayacağı” ifadelerini değerlendirdi.

Kendi vakıflarına kayyum atandığını ve vakfın tüm İslami faaliyetlerinin engellediğini ifade eden Kuytul,  “Bu kanundan sonra daha neler yapacaklardır tahmin etmek zor değil” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kuytul, “Konuşmayanların yüzünden diktatörlük rahatlıkla kuruluyor” ifadelerini kullanarak, “Yarın biz de Doğu Türkistan gibi, Suriye gibi olursak, sorumlusu bu konuşmayanlardır” görüşünü paylaştı.

Kişisel web sitesinde STK’lara kayyum atanmasının önünü açan kanun hakkında açıklama yapan Kuytul şunları kaydetti:

Yusuf Kaplan tweetinde, İçişleri Bakanı ile görüştüğünü ve onun STK’lara kayyum atanmasının önünü açan kanunun “STK’ların İslami çalışmalarını engellemesinin söz konusu olmayacağını” ifade ettiğini söylüyor. Tüm muhaliflerin FETÖ, PKK, DAİŞ veya EL KAİDE denilerek susturulduğu, ülkede baskının her gün arttırıldığı bir dönemde bu açıklamaya inanan ya da tatmin olan var mıdır bilmiyorum. Terörle hiçbir alakası olmadığı Emniyetin raporları ile sabit olan Furkan Derneklerini bu kanun çıkmadan önce bile kapatan, 3 senedir Furkan Vakfına kayyum atayan ve kayyum marifetiyle tüm İslami faaliyetlerini engellemiş olanlar bu kanundan sonra daha neler yapacaklardır tahmin etmek zor değil.  Ayrıca yapılan açıklama bir an için doğru kabul edilse bile “nasılsa bizim çalışmalarımıza dokunulmayacak o halde başkalarına ne yapıldığının önemi yok” denilmesi doğru olur mu?

“Türkiye hızla diktatörlüğe doğru götürülüyor”

Açıklamasında “Özgürlük, meşru dairede çalışan herkesin hakkı değil midir? İslam, adalet değil midir? Müslümanlar adaleti savunmak zorunda değil midir?” diye soran Kuytul şöyle devam etti:

Türkiye hızla diktatörlüğe doğru götürülüyor. Önce beraber oldukları sonra da araları açılınca adına “FETÖ” dedikleri kimselere yaş kuru ayırmadan “bunlar vatan haini” diyerek gazetelerine, televizyonlarına vs. her şeylerine kayyum atadılar. Sonra HDP’li belediye başkanlarını görevden aldılar, sonra hapse attılar sonra da belediyelerine kayyum atadılar ve seçilmişlerin yerine kendi adamlarını getirdiler.

“Bahaneleri hazır, devletin güvenliği diyorlar”

Sıranın derneklere ve vakıflara geldiğini kendi derneklerinin kapatıldığını vakfa ise kayyum atandığını belirten Kuytul, “Binlerce vakıf ve derneği KHK ile tümden kapattılar. Belli ki şimdi bunu daha da yaygınlaştırmak için bu kanun teklifini hazırladılar. Diktatörlüğü daha da sağlamlaştıracaklar. Sonunda ‘çıt’ diyenlerin vakıf ve derneklerine, kayyum atayacaklar. Gitgide kayyumlar ülkesi oluyoruz. Bahaneleri hazır, devletin güvenliği diyorlar. Elbette kendi saltanatlarını değil de devletin güvenliğini düşündüklerini iddia edecekler. Minareyi çalacak olan, tabii kılıfını da hazırlıyor” dedi.

Vakıflarının aldığı ceza, kapatılacağına dair bir mahkeme kararı olmadığını anımsatan Kuytul, “O zaman hangi yetki ile kayyum atadılar?” diye sorarak şunları ifade etti:

Nasıl ki tutuksuz yargılanma esastır, aynı şekilde mahkeme bitene kadar ve suçu ispat olunana kadar vakıfların ve derneklerin kapatılmaması ve kayyum atanmaması da esastır, esas olmalıdır. Bir insanın suçunu ispatlamadan hapse atmak, tutuklu yargılamak nasıl ki vicdansızlık ve zulümdür aynı şekilde mahkeme kararı olmadığı halde vakıflara veya derneklere kayyum atamak da vicdansızlık ve zulümdür. Susan millete her zulüm müstahaktır ve zulüm karşısında susan toplumlar özgürlüğe layık değildir. Susuldukça bu diktatörlük taraftarları her gün bir adım daha ilerliyor. Planlı ilerlendiği açıkça görülüyor. Nasılsa millet susmaya alıştı, bunlar kolaylıkla yapılacaktır. Daha da beterleri bizi bekliyor, anlaşılan budur.

"Konuşmayan bir toplum her türlü zulme ve diktatörlüğe layık demektir"

Kuytul açıklamasını şöyle noktaladı:

Demek ki “Türk tipi başkanlık” dedikleri diktatörlükmüş. Ben zaten bunu 4-5 sene evvel söylemiştim. “Türk tipi başkanlık padişahlıktır, Türkiye diktatörlüğe gidiyor, bunun gerisi gelecek” demiştim ve işte şimdi onu yaşıyoruz, padişahlığa doğru gidiyoruz. Herkes susuyor, sadece görmek isteyen görüyor. Yoksa bunu gören tek ben değilim, birçok insan bunu anlamıştır ama konuşmuyor. Konuşmayan bir toplum her türlü zulme ve diktatörlüğe layık demektir. Dün “Molotofu bomba sayan” kanun çıkartılırken, “makul şüphe kanunu” çıkartılırken, fabrikalara, gazetelere, televizyonlara, vakıflara, derneklere kayyum atanırken konuşmadılar. HDP belediyelerine kayyum atanırken konuşmadılar. Şimdi mi konuşacaklar? Yine konuşmayacaklardır. Konuşmayanların yüzünden diktatörlük rahatlıkla kuruluyor. Yarın biz de Doğu Türkistan gibi, Suriye gibi olursak, sorumlusu bu konuşmayanlardır!

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU