CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerini iptal etmesi üzerine 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun duyduğu rahatsızlığı dile getirmesini değerlendirdi.
Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Ilıcalı'nın haberine göre Kılıçdaroğlu “Bu kararı sağduyu sahibi olan herkesin vicdanında sorgulaması gerekiyor. Sanıyorum Sayın Gül de, Sayın Davutoğlu da bu sorgulamayı kendi vicdanlarında yaptılar ve bu kararı doğru bulmadılar” dedi.
Gül ve Davutoğlu ne demişti?
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “haksız” olarak nitelediği 2007 yılındaki “367 kararı”na vurgu yaparak “Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız” yorumunda bulunmuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılındaki haksız “367 Kararı” karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulu’nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım.
— Abdullah Gül (@cbabdullahgul) 7 Mayıs 2019
Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Abdullah Gül’ün ardından eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da YSK'nın kararına tepki gösteren ifadeler kullanmıştı.
Sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında “Yaşananlar değerlerimizin zedelenmesine neden olmuştur” yorumunda bulunan Davutoğlu, "YSK’nın kararı evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta" demişti:
"Türk siyasi hayatının ve demokrasisinin tüm eksiklerine rağmen en önemli gücü sandığın meşruiyetidir. Ülkemizi en zor zamanlardan, kritik eşiklerden çekip çıkaran milletimizin sandıkta ortaya koyduğu iradesi olmuştur.
Siyasi geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır.
Adil, kurallara uygun seçimler demokrasinin olduğu kadar ortak aidiyet bilincimizin de referans noktasıdır. YSK’nın kararı ise evrensel hukuka ve yerleşmiş teamüllere aykırılıklar barındırmakta, bu bilince zarar vermektedir.
Siyasi hareketler için en büyük kayıp seçimlerin değil toplumsal vicdanda ahlakî üstünlüğün kaybedilmesidir.
Şimdi yapılması gereken; ülkemize yakışan olgunlukla seçim sürecini yürütmek, gerilim ve kutuplaşmadan uzak durarak demokrasimizin daha fazla yıpranmasına engel olmaktır."
Siyasî geleneğimizin en temel değeri de, son sözün sandıkta tecelli eden millet iradesine ait olmasıdır. Mazereti ve gerekçesi ne olursa olsun 31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır.
— Ahmet Davutoğlu (@Ahmet_Davutoglu) 7 Mayıs 2019
Independent Türkçe