TFF, Türk futboluna seyirci kalıyor

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Çamura saplandı futbol topu. Çamurdan çıkan top herkese değdikçe, çamur herkese bulaşıyor.

Ve şimdi bu top sahalardan, sosyal medyaya, tribünlere fırlatıldı ve oralardan da seyirciye ve taraftarlara değiyor.

Bununla beraber kim haklı, kim haksız, kim mağdur, kim fırsatçı hepsi birbirine karıştı. Ve daha kötüsü hatalar, başka yanlışlarla ile örtülüyor. En son yapılan haksızlıklar bir önceki haksızlığı unutturuyor.

Artık her takım, futboldaki adaletsizlikten her hafta ne koparırız diye düşünürken, alınan her kazanıma, kâr olarak bakıyor.

Arkalarında kalan ve haksızlığa uğrayanı umursamadan hem de. Ve her hafta mağdur takımların adı değişiyor; ama futbol sisteminin sürekli bir mağdur yarattığı gerçeği değişmiyor.

Sesi en çok çıkan, sesini en çok duyuran, her hafta saha dışında bir gol atmaya çalışıyor.

TFF ise seyirci ile aynı yerden izliyor olanları.


Futbol sistemi, taraftarlar arasında aşılmaz uçurumlar yaratıyor

Mesela Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, saha içinde adam kovalayıp 15 gün ceza alırken, Fatih Karagümrük Başkanı Süleyman Hurma, 5 ay ceza alabiliyor.

Cezası alt sınır olan 3 maçtan başlaması gereken Marcao,1 maç ceza ile kurtarabiliyor.

Başka uygulamalar için emsal teşkil edecek şekilde, Fenerbahçe-Başakşehir maçında kırmızı kart gören Rafael'in cezası kalkabiliyor.

Sezon başında durup dururken, küme düşme iptal olabiliyor.

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ve Tahkim Kurulu başkanları daha önce aynı büroda beraber çalışmaları sorun olmayabiliyor.

Bir kulüp başkanı, "Silahım olsa vururdum" dedikten sonra 11 gün ceza ile kurtulabiliyor.

Başakşehirli futbolcular kameramana saldırıp, sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyorlar.

Bir türlü sebebi açıklanmayan şekilde TRT Spor'da yorumculuk yapan ve program hazırlayan Ersin Düzen, TFF'nin danışmanı olarak görev yapması, kimseyi rahatsız etmeyebiliyor.

Gaziantep FK teknik direktörü Marius Șumudică'nın, "Menajerler bana komisyon teklif etti" sözlerine rağmen bir soruşturma açılmayabiliyor.
 


Bu olanların Almanya'da, İngiltere'de, İspanya'da olması hayal bile edilemez mesela. Ve sonra Avrupa'dan futbol, Türkiye'den kaos izliyor seyirci.

Ve her yıl bu olaylara yenileri ekleniyor ve borç üreten sistem, kamu yararı bir yana seyirciler taraftarlar arasında aşılmaz uçurumlar yaratıyor. 

Yapılmayan her doğrunun bir faturası oluyor Türk sporuna. Her şeyden önce, kaybolan güvenin tekrar kazanılması kolay değil.

Bununla beraber, mevcut durumdan sadece TFF sorumlu değil. Her TFF seçimlerinde yönetime adam sokmaya çalışıp, mevzi kazanmaya çalışan kulüplerde sorumlu.
 


TFF delegelerinin yüzde 83'ü profesyonel kulüplerden

Türkiye Futbol Araştırmaları Grubu TÜFAR'ın araştırmasına göre TFF'deki delege yapısı, kulüplerin TFF'de ne kadar baskın olduğunu gösteriyor.

TFF'nin delegasyon yapısının yüzde 83'ü profesyonel kulüplerden oluşurken, bu delege yapısının yüzde 50'si Süper Lig kulüplerinden meydana geliyor.

Avrupa'da ise durum çok farklı. Federasyonların delege yapısında profesyonel kulüplerin oranı, İngiltere'de yüzde 12, İspanya'da yüzde 14 Almanya'da yüzde 17 İtalya'da yüzde 34.

Dolayısı ile TFF'nin yönetim mekanizması, aslında kulüplerden meydana geliyor ve yaşanan kaosun sebebi de bu delegasyon yapısından kaynaklanıyor.

Kulüplerin hassasiyetine göre kararlar alınırken, sistem kurallar ve prensipler üzerine inşa edilemiyor.

Sonuç olarak, Türkiye Futbol Federasyonu adalet terazisini elinde taşıyarak yönetmeye çalışıyor futbolu.

TFF her hafta hareket ettikçe de bu terazi sallanıyor ve adalet sağlanamıyor.

Adalet terazisi sabit bir yerde durmadıkça ve sürekli elde taşındıkça da futbolun kamu yararı oluşturması mümkün gözükmüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU