“Kaos Tanrısı” asteroidinin Dünya yakınından geçmesi, bizi daha tehlikeli düşmanlardan koruyabilir

Bir göktaşını yolundan saptırmak için elimizdeki en iyi plan, yavaşlatacak kadar kuvvetli biçimde ona vurmak. Ancak bu planın çalışması için öncelikle ne tür bir nesneye vurmaya çalıştığımızı anlamamız gerekiyor. Jillian Scudder, The Independent için yazı

Görsel: The Independent

99942 Apophis asteroidi 340 metre çapında ve bize yaklaşıyor. Neyse ki çok yakına gelmeyecek. 13 Nisan 2029’da Dünya’nın yakınından hızla geçecek ve bilim insanlarına ona yolculuk etmeden önce yakından bakma imkanı tanıyacak.

Göktaşlarının yörüngesinde bulunan Ryugu’daki Hayabusa 2 ve Bennu’daki Osiris ReX gibi uzay araçları, Güneş Sistemi’mizi dolduran asteroitlerin birbirinden farklı nesneler olduklarını açığa çıkardı. İncelemek için genellikle robotik araçlar göndermemiz gerekiyor. Ancak bu kadar yaklaşmaları bile nadir yaşanan bir olay. Özellikle de Antik Mısır’ın kaos tanrısına ithafen Apophis ismi verilen göktaşı gibi büyük olanların.

Bu nedenle bilim insanları geçen hafta hazırlıklara başladı. Bu göktaşını yüksek çözünürlükle gözlemlemek için az bir zamanları olacak. Peki bu zamanı nasıl kullanacaklar? Hangi veriler büyük asteroitleri ayrıntılı şekilde anlamak için daha kullanışlı? Aynı zamanda gökyüzünde nasıl yakalayacak ve Dünya’dan geçerken gök taşının yüzeyindeki değişiklikleri nasıl anlayacaklar?

Apophis 2014’te keşfedildiğinden beri aralıksız takip ediliyor. Yörüngesinin henüz çözülemediği ilk zamanlarda doğrudan Dünya’ya çarpması yönünde endişeler vardı.

O günden beri edinilen yeni verilerle Güneş Sistemi’mizdeki yerçekimsel kuvvetlerinin yön verdiği yörüngesini daha net biçimde çözmeye başladık. Dünya’nın çok yakınından -31 bin kilometre- geçecek olmasına rağmen, bu uzaklık gezegenimizin yüzeyiyle gök taşının yörüngesi arasına yaklaşık 2 buçuk Dünya sığacak kadar fazla.

Bu göktaşı bizi ıskalıyorsa neden bu kadar ayrıntılı araştırılıyor? Apophis bu kadar yakınımız geçme potansiyeline sahip tek gök taşı değil. Bildiğimiz kadarıyla Güneş Sistemi’nde bu potansiyeli taşıyan yaklaşık 2000 nesne bulunuyor. Bunu iyi ki biliyoruz çünkü bir asteroidin gezegenin yüzeyine çarpması felaketle sonuçlanabilir. Sonuçta dinozorların yok olmasına neden olan da Apophis’ten yaklaşık 30 kat daha büyük olduğu düşünülen bir göktaşıydı.

 

 

Dünya’nın yakınından geçen bu göktaşlarının araştırılmasının nihai amacı, herhangi bir müdahalede bulunulmazsa Dünya’ya düşecek bir göktaşı keşfedildiğinde, felakete karşı önlem alabilmek.

Eğer Apophis Dünya yörüngesinden geçen gök taşlarının ortalama özelliklerini taşıyorsa, onu detaylı biçimde araştırarak ne tür nesnelerle karşı karşıya olduğumuzu öğrenebiliriz.

Şimdilik, bir göktaşını yolundan saptırmak için elimizdeki en iyi plan, onu birkaç dakika kadar bile olsa yavaşlatmaya yetecek kuvvetle ona vurmak. Ve böylece göktaşının Dünya’ya zarar vermeden geçmesini sağlamak. Ancak bu planın çalışması için öncelikle ne tür bir nesneye vurmaya çalıştığımızı anlamamız gerekiyor. Örneğin, yer çekimi etkisiyle birbirine gevşek biçimde tutunan bir kaya yığınının tepkisi, kendi içinde bütün olan bir gök taşına göre çok farklı olacaktır.

Apophisi araştırmak, boyutu ve (bunu yinelemek önemli) Dünya’yı ıskalayacak olması nedeniyle epey zevkli.

Ancak bir asteroidin yeryüzüne zarar vermesi için bu kadar büyük olması şart değil. 2013’te, Rusya’da Chelyabinsk üzerinde patlayan meteor Apophis’ten çok daha küçüktü. Sadece yaklaşık 20 metre kadardı. Ve bu bile camların patlamasına, savrulan cam parçalarının etkisiyle insanların yaralanmasına ve araba alarmlarının çalmasına yol açabildi.

Bu meteordan daha büyük bir nesne, daha büyük bir şehir üzerinde ya da günün daha işlek bir saatinde çarparsa, çok büyük zararlar verebilir.

Apophis Dünya ve üzerindeki bizler için yıkıcı bir etki yaratmayacak. Ancak ondan öğreneceklerimiz gelecekteki kaosları engellememize yardım edebilir. Bu arada takvimlerinizi işaretleyin. Çünkü Dünya’nın yakınından geçtiği esnada, yer çekiminin Güneş’e doğru çektiği göktaşını çıplak gözle görme imkanınız olabilir.


 

Dr. Jillian Scudder Oberlin Koleji ve Konservatuarı’nda fizik alanında öğretim görevlisidir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU