Irak'ta intiharların artması endişeye yol açtı

Çoğu intihar vakasının ekonomik durum ve ailevi sorunlarla bağlantılı olduğu ifade ediliyor

Bağdat'ta sık sık intiharların gerçekleştiği bir köprüyü gözetleyen polis devriyesi. (AFP)

"Başkent Bağdat'ın merkezindeki Cadriya Köprüsü'nden atlayarak intihar etme girişiminde bulundu ancak bölgedeki nehir polisi, hayatını mucizevi bir şekilde kurtarmayı başardı."

Bu ifadeler, Irak İçişleri Bakanlığı’nın genç bir kızın intihar girişimine ilişkin açıklamasında yer aldı. Genç kızın intihar girişiminin ardından yayınlanan fotoğrafında spor kıyafetleri ve altın takılarıyla, güvenlik görevlilerinin onu ısıtmak için yaktığı ateşin etrafında oturduğu görülüyordu. 

Son yıllarda bu ve benzeri intihar yöntemleri Irak şehirlerinde, çeşitli konularda sayısız sorunla boğuşan ülkede yaşamanın zorluğu ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle ciddi şekilde yaygınlaştı. Belki de koronavirüsün negatif yansımaları ve bunların artık arzu ettikleri geleceğe umutsuzlukla bakan ailelere verdiği ağır hasarlar dolayısıyla bu tür vakalarda artış kaydedildi.

Irak makamları, İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere ellerinde veriler bulunan intiharları artık gizlemiyor. Aksine, intihar vakalarındaki artış, güvenlik servislerine kaydedilişleri ve olayların ayrıntıları son birkaç aydır medyaya açık bir şekilde aktarılıyor. İtibarlarının zedelenmesini veya tehditlerle karşı karşıya kalmak istemeyen ailelerin talebi üzerine duyurulmayan ancak kaydedilen birçok vaka da var.

Yetkili makamların bu fenomeni toplumsal veya medya düzeyinde ele almanın bir yolunu bulamadığı anlaşılıyor. Bu konudaki bazı açıklamalar veya düzenlenen seminerler ise intiharların nedenlerini kişisel, ekonomik ya da diğer faktörler düzeyinde ele almıyor, meselenin özüne inilmiyor.

Vakaların belki de çoğu ekonomik duruma, bazıları ise aile sorunlarına veya gençlerin evlenemeyişine bağlı. Nitekim intihar vakalarındaki yıllık artış Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Irak'taki temsilciliği aracılığıyla, bu durumla gençlerin peşini bırakmayan bir fenomen olarak başa çıkma alarmı vermesine neden oldu.

2019'da 590 intihar

İntiharların son yıllarda arttığı uyarısında bulunan Irak’taki WHO heyeti, bunun göz ardı edilemeyeceği yönündeki endişelerini dile getirdi. Aynı zamanda bu fenomen ele alınmadığı taktirde ülkedeki bireylere ve topluma ağır kayıplara mal olmaya devam edeceğini vurguladı.

WHO, 2019'da Irak'ta en az 590 kişinin intihar ettiğini, bin 112 kişinin intihara teşebbüs ettiğini, bunların yüzde 80'inin ise kadın olduğunu doğruladı. Bu da günde bir intihar ve üç intihar girişimine tekabül ediyor. 2018’de 519, 2017’de ise 422 intihar vakasının kaydedildiği belirtiliyor.

Sağlık hizmetlerine erişim

Sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması ve intiharların arkasında yatan nedenlerin anlaşılması, vakaların azaltılması ve olası intihar girişimlerinin engellenmesi yönünde atılan en önemli adımlardan biri sayılıyor.

Irak Sağlık Bakanlığı’nda ruh sağlığı danışmanı olarak görev yapan Dr. İmad Abdurrezzak, Irak'ta intiharın önlenmesine yönelik temel unsurlardan birinin sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek olduğunu söyledi.

Kapasite artırma, kaliteli sağlık hizmeti sağlama, akıl sağlığı konusunda farkındalık yaratma ve akıl hastalıkları konusunda rencide edici davranışlarla mücadele etme üzerinde çalışmanın gerekliliğine değinen Dr. Abdurrezzak, "Erken teşhis ve uygun yönetim yoluyla risk altındaki gruplara özel önem verilmelidir" değerlendirmesinde bulundu.

Küresel istatistiklere bakıldığında her yıl yaklaşık 800 bin kişi intihar ediyor. Her 20 intihar girişiminden biri gerçekleşiyor. Yani dünya genelinde saniyede bir intihar vakası kaydediliyor. Koronavirüs salgını, beraberinde getirdiği ekonomik ve sağlık yansımaları ve aile düzeyinde bıraktığı negatif etkilerin 2020'de kaydedilen intihar vakalarında artışa yol açmış olabileceği ifade ediliyor.

Geçtiğimiz ay, 2020'nin ilk yarısında kaydedilen intihar oranlarında artış yaşandığını duyuran Irak İnsan Hakları Komisyonu, bu durumu psikolojik, ekonomik ve toplumsal nedenlere bağladı.

Komisyon üyesi Fazıl el-Gıravi konuya dair şu açıklamada bulundu:

"Irak’ta 2020 yılı içerisinde kaydedilen intihar vakaları 375’e ulaştı. Ancak WHO’nun açıkladığının aksine, erkeklerin intihar oranlarının 168 vaka ile daha yüksek olduğu, zira buna karşılık 153 kadının ve 7 gencin intihar ettiği anlaşılıyor. Bağdat’ta 68, Basra’da 47 intihar vakası kaydedildi. Vakaların çoğu kendini asarak, silah kullanarak, kendini boğarak, zehirleyerek veya yakarak gerçekleşti."

Vakalardaki artış

Irak'taki kötü ekonomik gidişat ve toplumun büyük bir kısmının tünelin sonundaki ışığı göremeyişi, önümüzdeki birkaç yıl içindeki intihar vakalarında artışa neden olabilir.

Bilhassa vatandaşların salgın dolayısıyla yaşadıkları ciddi sorunlar nedeniyle bu yıl intihar vakalarında artış kaydedileceğini öngören Sosyoloji Profesörü Ala Saffar, artan sorumluluklar nedeniyle erkek intihar oranlarının kadınlarınkine nazaran daha yüksek olduğuna dikkat çekti. "Irak'taki kötü ekonomik koşullar, işsizlik oranlarındaki artış ve yaşam koşullarının iyileşeceğine dair ümitsizlik, Irak halkını depresyona soktu" ifadelerini kullandı.

Vakaların çoğunda belirsizlik mevcut

İntihar vakaları oranları, gerekçeleri ve bazen oluşturulan soruşturma komiteleri hakkındaki raporlar, çoğu durumda yetersiz veya belirsiz. Kadınların asılarak veya yakılarak öldürülmesi, özellikle de aşiret toplumunda belirsizliğin hakim olduğu önemli bir konu. Defnedilmesi için cesedin mümkün olan en kısa sürede teslim edilmesi yönünde sağlık ve güvenlik yetkililerine yapılan baskı ise bu vakalar üzerinde genellikle kapsamlı bir inceleme yapılmasını engelliyor.

İnsan Hakları Komisyonu eski üyesi ve kadın aktivisti Büşra el-Ubeydi, kız çocuklarının intiharları arkasında yatan en önemli sebebin aile içi şiddet ve sosyal baskılar olduğunu belirtti. Aynı zamanda intihar süsü verilen kadın cinayetlerine dikkat çekti.

Ubeydi, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Kasım ayında, bilhassa kız çocukları arasındaki intihar oranları oldukça yüksekti. Bunun sebebi ise kadınları ötekileştiren, onları çaresizliğe, zaten kendilerini ölü saydıkları hayatı sona erdirme hissine iten ekonomik durum, toplumsal baskılar, gelenekler ve normlardır."

Bazı vakaların gizli tutulması dolayısıyla intiharların tamamına dair istatistiklerin olmadığını belirten Ubeydi bazı cinayetlerin de intihar olarak gösterildiğini kaydetti.

 

https://www.independentarabia.com/node/176671/

DAHA FAZLA HABER OKU