Gazze krizi devam ederken, Yahudi-Filistinli dayanışması artıyor... Netanyahu çok korkuyor olmalı

Bu dayanışma eylemleri her gerçekleştiğinde, Netanyahu'nun iktidarda kalmak için kullandığı nefret dolu ırkçı söylemler zayıflıyor

Gazze krizi devam ederken Yahudi-Filistinli dayanışması da artıyor / Fotoğraf: The Independent 

Konuyla alakalı 5 yaşındayken duyduğum ilk hatıram, eski İsrail Başbakanı İzak Rabin'in suikaste kurban gittiği haberiydi. Bir Yahudi olarak İsraille olan ilişkim ayrım duvarı, yerleşim yerleri ve Gazze'deki açık hava hapishanesi atmosferinde gelişti.

İşgal altındaki bölgelerde sürekli meydana gelen şiddet kahredici. Bu hafta sonu Gazze'de yine roket ve misilleme saldırıları gerçekleştiği haberlerini görünce umutsuzluğa kapıldık.

Şiddet, baskı ve acı işgalin bel kemiğidir. Geçen yıl 'Büyük Dönüş Yürüyüşü' sırasında, İsrail kuvvetlerinin sınırdaki çitlerde 52 kişiyi vurduğunu çoğumuz korku ve ümitsizlikle izlemiştik.

Gazze şeridini kontrol eden Hamas'ın devamlı suçlandığı sivil halka roket atmanın, hiçbir gerekçesi olamaz. Yine de İsrail/Filistin arasındaki durumun bir trajedi olduğunu da unutmamalıyız.

Askeri abluka, yerleşim yeri kurma ve Filistin köylerinin yıkılması resmi veya açık bir stratejiyle sona ermedikçe, bu şiddet döngüsünün devam etmesi muhtemel. Bu daha fazla saldırı gerçekleşmesi ve 2 taraf için de daha fazla gereksiz sivil ölümü anlamına geliyor.

Son 10 yılda dünyadaki Yahudi toplulukları, bizim güvenliğimizle Filistinlilerin güvenliği ve haklarının karşı karşıya getirildiği yaklaşıma karşı büyüyen bir direniş gördü.

İsrail’de, Filistin topluluklarının sivil direnişlerini ve 'Yeşil Hat' boyunca ilişkiler inşa edilmesini yorulmak nedir bilmeden destekleyen All That's Left ve T'ayush gibi organizasyonlar var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrailliler, diaspora Yahudileri ve Filistinliler arasındaki ortak direniş çalışmaları ve dayanışma eylemleri sayısının arttığı açıktır ve bu durum işgale son verme konusunda belirleyici olabilir.

Beklenildiği gibi bu dayanışma, İsrail hükümeti ve destekçileri tarafından küçümseniyor. Bu hafta, Filistinli topluluklarla dayanışma çalışmaları yürütmek için diaspora Yahudilerini işgal altındaki bölgelere getiren işgal karşıtı grup Centre for Jewish Nonviolence, Batı Şeria'daki bir yolu onarmak için Filistinli ve İsrailli aktivistlerle birlikte çalışıyordu. Bu yol, uzaktaki Filistinli toplulukların kaynak ve erzaklara erişimlerini kolaylaştıracaktı.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) bu çalışmayı durdurmak için harekete geçti. Grup, 125 Filistinli, İsrailli ve diğer ülkelerden gelen Yahudi'yi şiddet kullanarak dağıtarak 17 kişiyi tutukladı. Yol onarımı barışçıl bir ortak direnişti fakat işgalde her gün kullanılan ses bombası ve aşırı güç taktiklerinin gerçekliğiyle karşılaştı.

Bu haftanın başlarında, aynı Yahudi ve İsrailli aktivistler, evleri İsrail ordusu tarafından bir kez daha yıkılan Güney Hebron Tepeleri'ndeki Filistinli Susiya köyüne, yanında durarak destek verdi.

 

 

Bu toprakları önemseyen diaspora Yahudileri'nin kendilerini insanlık onuru için tehlikeye atması ve sürekli tüm Yahudi halkı adına konuştuğunu iddia eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu gibi liderlere bu işgalin bizim Yahudiliğimiz olmadığını göstermesi etkili ve gereklidir.

Bu topraklara nasıl barış ve adalet getirilebileceğini düşündüğümüzde bu bitmek bilmeyen acı, baskı ve şiddet döngüsünü sineye çekmeyeceğimizi bizi ayırmaya çalışan kuvvetlere göstermeye odaklanmalı ve enerjimizi bu yönde harcamalıyız.

Bu dayanışma eylemleri her gerçekleştiğinde Netanyahu'nun iktidarda kalmak için kullandığı nefret dolu ve ırkçı söylemler zayıflıyor. Bu dayanışma bizi İsrail/Filistin'deki herkesin özgür ve onurlu yaşadığı bir gerçekliğe yaklaştırıyor.

Yükselen beyaz milliyetçilik, islamofobi ve antisemitizm dalgası ibadet yerlerine vahşice saldırılar düzenlenmesine yol açıyor. Müslüman ve Yahudilerin yeniden canlanan alternatif sağ popüleritesine ve gücüne karşı acilen birlik olması gerektiği görüşü güçleniyor.

Bana umut veren, bunun sahada bir koalisyon inşasına ve İsrail, Filistinli ve diaspora Yahudi toplulukları arasındaki işbirliğine dönüşmesidir.

Gazze’de artan şiddet ve mevcut İsrail hükümetinin acımasız doğası gölgesinde bu ortak dayanışma eylemlerinden umut ve cesaret almalıyız.

İsrail’de siyasal alanı ele geçiren neo-faşizmi gerçekten yenebilmek için, korku, ayrımcılık ve nefret tarafından körüklenmeyen alternatif bir gerçeklik inşa etmemiz gerekiyor.

İsrail/Filistin'de bulunan herkesin adalet, eşitlik ve onur içinde yaşamasına kendini adadığı için pişman olmayacak Filistinli, İsrailli ve Yahudilerden oluşan bir harekete ihtiyacımız var. Neden Netanyahu İsrailli-Filistinli ve Yahudi-Müslüman dayanışmasından bu kadar korkuyor? Zira sevgi, dayanışma ve özgürlüğün önünde sonunda kazanacağını biliyor.

 

*Emily Hilton, serbest yazar ve Çocuklara Zulmü Önleme Ulusal Topluluğu’nda (NSPCC) Politika ve Halkla İlişkiler Üst Düzey Görevlisidir.

 

 

**İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Mehmet Can Eskioğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU