Anayasa Mahkemesi: Kişinin vücut bütünlüğüne müdahale yoluyla delil toplanamaz

Yüksek Mahkeme cinsel organında kokain bulunan Kolombiyalı uyuşturucu kuryesinin bireysel başvurusunu karara bağladı

Havalimanları, uyuşturucu transferinin en önemli güzerahlarından   Fotoğraf: AA

31 yaşındaki Kolombiya vatandaşı B.P.O., 4 Aralık 2015'te Brezilya’nın Sao Paolo şehrinden kalkan uçakla İstanbul Atatürk Havalimanı’na geldi. 

Tedirgin hareketleri nedeniyle güvenlik güçleri tarafından fark edildi, gözaltına alındı. 

Bagajı kontrol edilirken, polis merkezinde bulunan bir koltuğun arkasına, beyaz renkli bir balonu saklamaya çalışan B.P.O’ya müdahale edildi.

Beyaz balonun içinde mavi ve turuncu renkli iki balon daha, onların içinde de 5 paket halinde 18 gram kokain vardı.

İşlemler sürerken, kurye, polise tuvalete gitmek istediğini söyledi. Yalnız başına gidemeyeceği ve bir kadın polisin kendisine eşlik edeceği söylendi. 

Kadın polis tuvalette kuryenin vajinasını eliyle kontrol etti. 40 gram kokain saklanmış bir balon buldu. 

Hastaneye sevk edilen kuryenin röntgeni çekildi. Midesinde de 28 balon bulunduğu belirlendi.

Toplam 30 adet balon içinde, 188 gram kokain bulunan ve susma hakkını kullanan kadın uyuşturucu madde ithal etme suçundan tutuklandı.

 

kokainn.jpg
İç bedende ele geçen uyuşturucu / Fotoğraf: AA 

 

“Medellin’den geliyorum, tekstil şehridir”

Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, tutuklu sanık B.P.O. polisin vajinasında elle arama yaparak vücut bütünlüğünü ihlal ettiğini savundu. Sanık kadın, Kolombiya’nın Medellin şehrinden geldiğini, bu şehrin tekstil şehri olduğunu söyledi.

Maddi durumunun iyi olduğunu, uyuşturucuları kendi kullanımı için yanında getirdiğini iddia eden sanık, uyuşturucu ithali suçlamasını reddetti. 

Sanık B.P.O., mahkemenin hakkında hüküm kurarken, polis tarafından yasadışı elde edilen delilleri dikkate alamayacağını savundu. 

Sanığın kişisel kullanım savunmasını kabul etmeyen mahkeme, uyuşturucu ithal etme suçundan 25 yıl hapis cezasına hükmetti. Karara gerekçe olarak, sanığın Türkiye’ye kısa süreli gelişi ve yasak maddeyi saklama şekli gösterildi, karar onanarak kesinleşti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tek celsede 25 yıl hapse mahkum edildi

Sanık B.P.O., bu kez, Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Kolluk görevlisi tarafından, kanuna aykırı şekilde iç beden muayenesine tabi tutulduğunu, maddi/manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğini ve hukuka aykırı şekilde elde edilen delile dayanılarak mahkumiyet kararı verildiğini böylece adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savundu. 

“Kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulamaz”

AYM başvurucunun iç beden muayenesine ilişkin şikayetini yerinde gördü ve Anayasa’nın 17/1 maddesinde güvence altına alınan, “Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetti. Karar metnine gerekçe olarak konulan Anayasa’nın 17. Maddesi şöyle:

"Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulmaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz”

"Kanunsuz iç beden muayenesi, maddi-manevi hak ihlali" 

Yüksek Mahkeme ayrıca sanığın adil yargılanma hakkı kapsamında, hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine de karar verdi. 

Kararda, “kolluk görevlileri tarafından başvurucu üzerinde gerçekleştirilen iç beden muayenesinin kanunilik unsurunu taşımaması nedeniyle, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. İhlalin, kolluk görevlilerinin fiilinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır” denildi.

AYM, yerel mahkemenin, sanığın yasadışı yollarla elde edilen delil niteliğindeki 40 gramlık yasak madde dışında, yasal yollardan elde edilen 148 gramlık yasak madde bulunduğunu hatırlatarak yeniden yargılama talebi konusunda hüküm kurmadı.

AYM, delilin elde ediliş şeklinin, kişinin vücut bütünlüğüne saldırı niteliği taşıdığına yönelik hükmüyle içtihat oluşturdu.

Karşı oy: İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan kötü muamele var

AYM Başkanı Zühtü Arslan, Anayasa’nın 17. maddesinin 3. fıkrasının da ihlal edildiği gerekçesiyle karara muhalefet şerhi düştü.

Başkan Arslan karşı oy gerekçesinde müdahalenin insan haysiyetiyle bağdaşmadığını vurgulayarak, bu muameleye maruz kalan kişi üzerinde “travmatik veya en azından elem düzeyinde” etki doğurabileceğini vurguladı.

Arslan karşı oy yazısında, "Öte yandan bu tür muamelenin aşağılanma ve küçük düşürülme duygusuna yol açabileceği de açıktır. İnsan bedeninin en mahrem alanına yapılan böyle bir müdahale, Anayasa'nın 17'nci maddesinin 3. fıkrasında yasaklanan 'kötü muamele' türlerinden 'insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele' olarak nitelendirilmelidir" dedi.

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU