Pedro Sanchez, İspanya’daki merkez solun düşüş seyrini nasıl tersine çevirdi?

Kıtada hakim eğilimin tersi bir duruş sergileyen Sanchez, aşırı sağ tehdidini partisine verilen desteği canlandırmak için kullandı. Fakat, lider şimdi sosyalist bir değişim için olumlu bir vizyon sunabilecek mi? Tommy Greene The Independent için yazdı

Fotoğraf: The Independent

İspanya’da 4 seneden az bir süre içinde gerçekleşen 3. genel seçim, merkez-sol Sosyalist Parti (PSOE) için tam olarak şok etkisi yaratmasa da, büyük sürprizler getirdi. PSOE dün yapılan ülke genelindeki seçimlerden fırtına gibi çıkarken, 2015’te oy oranı neredeyse yarı yarıya düşmüştü.

Akıllıca bir zamanlamayla yapılan, Pedro Sanchez’in partisine yarayan seçim kampanyası, büyük oranda sağın radikalleşmesi korkusu etrafında şekillendi. Bu kampanya karşılığını yüksek seçmen katılımıyla 12 puanlık bir marjın dönüşünde buldu. Diğer taraftan, İspanya sağının parçalanmışlığı, ülkenin demokrasiye geçişi sonrası yaratılan kalenin yıkılmasına, Popüler Parti’nin (PP) ölümüne ve radikal sağ adına ülke genelinde Vox’un kayda değer ilerleyişine ön ayak oldu.  

Vox, İspanya’yı Avrupa’daki popülist sağı sarsan çizgiyle yan yana getirmek gibi daha büyük kazançlar umduysa da, Sanchez’in geniş ve yenilikçi bloğu, kararlı bir biçimde kazandı. Hala Franco’nun mirasıyla uzlaşı içinde olan ve rakiplerin birbirini yaşamsal tehdit olarak algıladığı bir yarışın içinde bulunan ülke için bu seçimin, “geçiş sonrası” ılımlı bir yenilenme reformu (İspanya’nın bütünlüğüne dair tehdit yaratsa da) ile yakın geçmişteki karanlık döneme muhtemel bir geri dönüş arasında yapılan bir seçim olduğu açıktı.

Seçimden önce kararsız olan seçmenlerin sayısını gösteren anketlerle seçimin açık uçlu doğası, kimi açılardan son 5 senede, ülke genelinde şiddetli dalgalanmaların olduğunu gösteriyor. İspanya’nın geçiş sonrası rejimini büyük ölçüde tanımlayan, sol kanadın isyancı partisi Podemos, 2 partili sistemi kırdığından beri, 4 büyük partiden her biri, pek çok açıdan liderliğe yükseldi. Sağ adına alınan sonuç, geçen gece İspanya’nın 2 partili eğilimine muhtemel bir dönüş olanağını ortadan kaldırdı.

3’lü sağ kanat bloğu; Aralık’taki Endülüs bölgesel seçimlerinde elde edilen kazançları tekrarlama umuduyla, Katalonya’da doğrudan yönetimi yeniden uygulayacağı ve kürtaj gibi zor kazanılan hakları neo-muhafazakar bir dönüşümle geri alacağı sözünü vermişti. Vox’un kendisi daha da ileri giderek, sol kanadı ve bağımsızlıkçı partileri kanun dışı ilan etmeyi ve liberal medya kuruluşlarını kapatmayı önermişti. Özellikle, sağın Katalan bağımsızlığı sorunu etrafında şekillenen yenilenen meydan okuma sözü, yıllardır süren çekişme ve kargaşa ortamından bıkmış seçmen gözünde en nihayetinde yenilgiye uğradı.  

PSOE’nin birkaç sene önce yaşadığından farklı olarak, PP şu an ciddi bir kimlik krizi içine girmiş durumda. Merkez-sağ Yurttaşlar’ın (Ciudadanos) lideri Albert Rivera dün gece yaptığı açıklamada Sanchez’le merkezi bir koalisyon oluşturma fikrini reddetti. Muhafazakar rakiplerinin daha büyük bir çöküşe gireceğini sezen Rivera’nın, sağ kanatta oluşturacağı hegemonya girişimi burada bitmiş değil.

 

 

2015 ve 2016’nın tarihi ulusal seçimlerine damgasını vuran, sağ ve sol kimlik arasındaki yenilenen karşılaşmanın şekillendirdiği, “yüksel ya da düş” ve “ne kırmızı ne de mavi”de somutlanan post ideolojik dil, önemli bir söylemsel değişim yaşadı. Artan bu tip sembolik çatışmaların ötesinde, görünürde belirleyici olan savaş, aşırı sağ ve İspanya’nın yükselen feminist hareketi arasında gerçekleşiyor. Seçimlerden önce Podemos Milletvekili Pablo Echenique, kadın oylarının ülkeyi aşırı sağ bir hükümetten koruyacak birkaç şeyden biri olduğunu söylemişti.

Pedro Sanchez’in siyasi dönüşü, yıllar sonra daha iyi analiz edilebilir. 2016’daki iç darbede partisinden atılmış, bir yıl sonra ön seçim kampanyalarının sonunda kendini solda konumlandırarak, liderliği yeniden kazanmıştı. Geçen yaz, Mariano Rajoy’un PP hükümetinin sansür konusunda ayağını kaydırmıştı ve şimdi de hem parti içinde hem de dışında pozisyonunu güçlendirecek önemli bir zafer kazanmış oldu.

Sanchez’in PSOE’si, 9 ay süren zorlu bir aradan sonra, Portekiz Sosyalist Partisi ve İngiliz İşçi Partisi’yle birlikte, 2008 sonrası kıtadaki sosyal-demokratik oluşumları yutan düşüş eğiliminin anomalileri olarak duruyor. Taktiksel bir kararla Vox’u merkeze yerleştiren  kampanya, ana akımın da riskli ve güvenilmez olarak görülmesini sağladı. Sanchez’in bahsi ödendi ve şimdi İspanya’nın seçim haritası giderek İberyalı komşusununkine benzemeye başladı.

Portekiz tarzı bir koalisyona yönelik şüpheler yine de varlığını sürdürüyor. Büyük bir rahatlama hissinin yanında, belirsizliklere ve Sanchez’in ne olduğundan çok ne olmadığıyla tanımlandığı kampanyanın yapısal negatifliğine dikkat çekmek önemli. Kesilen emekli maaşlarının, kira kontrolünün ve pek çok diğer şeyin yanında, çok uluslular üzerindeki vergi artışlarının düzeltilmesi sözü veren, yenilikçi bir 2019 bütçesi için mücadeleden vazgeçmesi, Sanchez’in bu seçime net bir programla girmediği anlamına geliyor. İspanyol seçmeninin önceliklerini kurnazca okumuş olmasına rağmen, dengesiz politik ortam ve Katalan davasının sonucu Sanchez’e önünde kaygan bir zemin olduğu sinyali veriyor.

Geçen gece merkezi bir koalisyona muhalefetin yanaşmayacağı netleşti. Fakat, tipik bir biçimde Sanchez, Rivera’nın açıklamasına dikkat çekerek ve “biz onların yaptığını yapmayacağız” diyerek kartlarını kapalı tutuyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Esra Güngör

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU