Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun temel adalete erişimi yok. Fakat bunu düzeltmek düşündüğünüzden daha kolay

Giderek artan örnekler insan odaklı adalete yapılan yatırımların daha yüksek kar getirdiğini gösterirken, çözümsüz kalmış yasal sorunlar ekonomide gerginlik yaratıyor. İrlanda'nın eski cumhurbaşkanlarından Mary Robinson The Independent için yazdı

Yasal haklar sadece toplumdaki ayrıcalıklı bir gruba değil herkese verilmeli / Fotoğraf: The Independent 

Dünya genelinde 5 milyardan fazla insan, gündelik hayatında adalete erişim sağlayamıyor.

Küresel Adalet Grubu (Global Task Force on Justice) bugün Lahey’de yayımladığı raporla bu sarsıcı gerçeği açıkladı.

Bu düzeydeki şiddetli adaletsizlik hepimizi utandırmalı, özellikle de adalet boşluğunun büyümesi.

10 yıldan fazla bir süre önce, Yoksulları Yasal Güçlendirme Komisyonu (Commission on Legal Empowerment of the Poor) üyesiydim. 2008’de yayımlanan raporumuz, 4 milyardan fazla insanın hukuk koruması altında yaşamadığını göstermişti.

Adalet konusunda yapılan büyük ilerlemeleri hatırlayalım: köleliğin kaldırılması, ırkçılık karşıtı hareketin başarısı, ABD’deki vatandaşlık hakları hareketi ve Martin Luther King’in “herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir” diye çınlayan sözleri.

Adalet boşluğunun bir milyar kişiyi daha içine alacak şekilde büyümesi, küresel siyaset ve yasal sistemlerimiz aleyhinde bir itham anlamına geliyor.  

Bu, bildirilmemiş şiddet ya da suç kurbanı veya arazisi üzerindeki anlaşmazlığı çözememiş ya da kamu hizmetinden yararlanamayan, adalet sorunlarını çözememiş ek 1,5 milyar insanın daha olduğunu söylüyor.

Böyle durumlar, özel hayat, aile, toplum ve daha geniş sosyal doku üzerinde peş peşe yükselen bir etkiye sahip olabilir. Pek çok insan işsiz kaldı. Adaletle alakalı sorun yaşayan insanların neredeyse 3’te 1’i, fiziksel veya zihinsel sağlık problemi yaşamaya yatkın.

Adalet, Birleşmiş Milletlerin (BM) Sürdürülebilir Gelişim Hedefleri’nin (SDG) 17’sini de birbirine bağlayan unsur. Toplumun her bir katmanında adalete ulaşım sağlanmadan, daha üst SDG’leri başarma şansımız çok düşük.

Dünya liderleri 2015’te bu hedefleri imzalayarak, bunun doğruluğunu kabul etti. Bugün yerine getirmemiz gereken görev, bunların ciddiye alınmasını sağlamayı sürdürmek ve bağışta bulunan hükümetleri ve çok taraflı kuruluşları zorlamaya devam etmek. Bütün bunlar olup biterken, adalet sağlamada başarısız olmanın bedeli ağır bir biçimde ödeniyor.

İngiliz hükümetinin yaptığı son değerlendirmeler, çözümsüz kalmış anlaşmazlıkların ve ciddi yasal sorunların, ekonomiye yıllık 4,5 milyar dolara (yaklaşık 27 milyar tl) mal olabileceğini gösteriyor.

Küresel ölçekte, kadına şiddetin bedelinin GSYİH’nın yüzde 1 ila 4’üne tekabül ettiği tahmin ediliyor. Finansal giderlerin özel şirketlere maliyeti Peru’da GSYİH’nın yüzde 3,7’sine kadar çıkarken, Bolivya’da GSYİH’nın yüzde 6,5’ine denk geliyor.  

Sadece ABD’de, aile içi şiddetin maliyeti yıllık 8,3 milyar doları (yaklaşık 49 milyar tl) aşıyor.

Giderek artan örnekler insan odaklı adalete yapılan yatırımların daha yüksek kar getirdiğini gösteriyor. İngiltere ve Galler’de, Vatandaş Tavsiye Bürosu’nun (Citizens Advice Bureau) harcadığı her bir sterlin hükümet için 1,80 sterlinlik ve daha büyük toplumsal ve ekonomik faydalar açısından 11 sterlinlik tasarruf sağlıyor.

Küresel Adalet Grubu’nun yayımladığı rapor ilk olarak, evrensel çapta temel adalete ulaşımın maliyet tahminini sunuyor. Az gelirli ülkelerde, her bir kişiye temel adalet hizmetinin ulaştırılması yılda 20 dolara (yaklaşık 119 tl)  mal edilebiliyor. Orta gelirli ülkelerde maliyet 64 dolara (yaklaşık 381 tl) kadar çıkarken, yüksek gelirli ülkelerde bu 190 doları (bin 132 tl) buluyor.

Finansın ötesinde, sadece kurumlara odaklı adalet reformlarından vazgeçip, yasal güçlendirmeyi kapsayan insan-merkezli bir yaklaşım benimsemeliyiz. Bu tip yöntemlerin kullanılması adaletsizliği önlemenin yolları olduğunu gösterdiği gibi, yeniliğe ve sağlık ile eğitim gibi diğer sektörlerle ortak çalışmaya açık olmayı da gösteriyor.

Temmuz’da 50 ülke New York’taki BM’ye ilk kez, gelişim hedefleri taahhütleri kapsamında adalete ulaşımı sağlama konusunda kat ettikleri yola dair rapor sunacak. Barış ve insan hakları için çalışan küresel liderlerin oluşturduğu bağımsız grup Büyükler (The Elders), bu ülkelerin devlet başkanlarına yazdığı yazıda onları, özellikle köklü adaleti koruma savunucuları için fon toplama sözü vermek konusunda yüreklendirdi.    

Dünya Adalet Forumu için bu hafta bakanlar, avukatlar, sivil toplum grupları, bağışçılar ve politika yapıcılar Lahey’de bir araya gelecek. Umarım, Nelson Mandela’nın adalet konusundaki cömert kararlılık mirasına değinirler.

Yeterli siyasi irade ve finansal azimle, hepimiz için adalet ilkesinin geliştirilebileceğine ve adalete ulaşmanın yalnızca ayrıcalıklı bir azınlık için değil herkes için sağlandığı bir dünyayı inşa edebileceğimize eminim.

*Politikacı Mary Robinson 1990-1997 yılları arasında İrlanda Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü.

 

 

**Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Esra Güngör

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU