Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'daki 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında konuştu. Erdoğan’ın gündeminde ekonomi, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na linç girişimi ve 31 Mart seçimleri ve sonrası vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çubuk’taki linç girişimi üzerinden CHP’ye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun Artvin’deki 2016’da konvoyuna yönelik silahlı saldırıyla Çubuk’taki saldırıyı aynı kefeye koyduğunu savundu ve “Orada sana kol kola oldukların saldırdı” dedi.

“CHP yönetimi ayrı, CHP’ye oy verenler ayrı”

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

“Seçimlerde AK Parti’ye ve cumhur ittifakına oy veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Diğer ittifaklara partilere oy veren vatandaşlarımıza asla kırgınlığımız olamaz. Biz bu vatandaşlarımızın neden desteğini alamadığımızın muhasebesinin yapmak zorundayız.

CHP yönetimi ayrıdır, CHP’ye oy veren vatandaşlarımız ayrıdır.

Biz saldırıyı açık bir dille kınadık. Biz, şehit yakınlarının ve koskoca bir ilçe halkının taciz edilmesine, tariz edilmesine, terörist ithamına ve hakarete maruz kalmasına karşı çıkıyoruz.

Çubuk’taki vatandaşlarımız zaten yaralı, sen oradaki vatandaşlarımızı Artvin’deki saldırıyı yapanlarla bir tutamazsın. Orada sana kol kola oldukların saldırdı.

Kıvılcımı yangına çevirme bunların işidir, bunu iyi bilirler. Şahsım ve partim asla böyle şeylere tevessül etmez.

Birileri ısrarla 2023 hedeflerimizi bir hayal, bir serap gibi göstermeye çalışıyor. Halbuki biz hep birlikte bu hedeflere inanıp çalışırsak 2023'te çok daha ötesine geçmemiz mümkündür.

Türkiye'de özellikle yerli ve milli olan her şeye yönelik linç kampanyası söz konusu olduğunda kimse CHP'nin eline su dökemez.

Biz kimseyi linç etmiyoruz. Biz sadece şehitlerimizin hak ve hukukunu savunuyoruz.

Biz Taksim’de ezan okunurken düdükleri öttürenleri iyi tanırız. Bizim mücadelemiz CHP’yi bu çarpık zihniyetten de kurtarmaktır.

Biz bu partilerin yöneticileriyle mücadelemizi siyaset zemininde veririz ama çok daha fazlasını tüm vatandaşlarımızla birlikte vermeliyiz.”

“Ya olacağız, ya öleceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan bir diğer konu da ekonomiydi. Erdoğan “Silahlı teröre nasıl teslim olmadıysak, ekonomik teröre de teslim olmayacağız” diye konuştu. Erdoğan’ın ekonomi konusundaki sözleri şöyleydi:

“Önümüzde seçim gerilimi yaşamayacağımız 4 yılı aşkın bir süre bulunuyor. İhtiyacımız olan yapısal dönüşümleri birer birer hayata geçirmekte kararlıyız.

Vatandaşlarımızı rahatlatacak adımları attıkça, başımızdaki kara bulutların dağılacağına inanıyoruz.

Geçtiğimiz zorlu sınamalar bize büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa davasından asla taviz veremeyeceğimizi tekrar hatırlatmıştır. Bir kez daha gördük ki ya olacağız ya öleceğiz, bunun başka yolu yok.

Son yıllarda arka arkaya maruz kaldığımız saldırılar güvenliğimizle birlikte ekonomimizi de hedef aldı.

Son olarak geçtiğimiz Ağustos'ta ekonomimizi çökertmeye yönelik bir saldırıya uğradık.

Ülkemize dayatılan kur, faiz, enflasyon şer üçgenine karşı nasıl davranmamız gerektiğini gördük.

Bir dönem sınırlarımıza atılan füzeler, bombalar, kurşunlar neyse, son aylarda ekonomimize yapılan saldırılar da aynısıdır.

Silahlı ve diplomatik teröre nasıl teslim olmadıysak ekonomik teröre de teslim olmadık, olmayacağız.

Bir kez daha gördük ki ya öleceğiz, ya olacağız.

Filanca yabancı finans kurumu şöyle diyormuş, filanca devlet ülkemize şaşı bakıyormuş, filanca kesim saçma sapan yollara tevessül ediyormuş... Bunların hiçbirinin zerre kadar kıymeti yoktur. Asıl olan ülke ve millet olarak bizim ne istediğimiz, ne yaptığımız, nereye varmak istediğimizdir.

Biz bu ülkede yatırımcının, girişimcinin karşısında değiliz. Ama bu milletin karşısında olanlar bilsinler ki biz de onların karşısındayız.

Kalkıp da fırsatçılığa girişirlerse biz milletimizin yanında yer alırız.”

“Kendisine tanına fırsatı kullanamayanlar nöbeti devretmeyi kabullenmeli”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kızılcahamam Kampı’nın kapanış konuşmasında AK Parti teşkilatına yönelik uyarıları da vardı:

“Gerek partide gerek yönetimde, bizimle birlikte yol yürüyen her bir arkadaşımızın milletimizin tamamına karşı sorumlu olduğunun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor.

Hiç kimsenin şahsi ajandası, Türkiye'nin ve artık kaderi ülkemizle bütünleşmiş olan AK Parti'nin misyonunun önüne geçemez.
 

Kendisini ülkesinden ve partisinden büyük görerek bu yolda yürümeye kalkanlar zaten baştan kaybetmiştir. Böylelerinin Türkiye'ye ve AK Parti'ye kaybettirmesine de izin veremeyiz.

Millete en iyi hizmeti kim yapıyorsa onunla yola devam etmek, ülkenin ve partimizin yöneticisi olarak bizim görevimizdir.

Milletimizin bunca yıldır hükümette ve belediyelerde AK Parti'den umudunu kesmemiş olmasının sebebi kendi kendimizi yenileme becerimizdir.

Kendisine tanınan fırsatı, verilen imkanı kullanamayanlar nöbeti devretmeyi kabullenmek zorundadırlar.

Aday yapılmadığı için istifa edip kimisi bağımsız, kimisi başka partiden gidip aday olmuşlardır, seçimi de kazanmıştır, kazanabilir. Bunlar bizi de üzmesin. Şimdi bundan sonra onlar kendi dertlerine baksınlar, biz bu tür safralardan kurtulduğumuz için rahat olalım.”

 

Independent Türkçe, Ajanslar