"Ganos fayında 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem oluşması için gereken stres birikmiş durumda"

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Marmara Bölgesi'nin en batı kısmında yer alan ve 1912 yılında 7,3 büyüklüğünde deprem üretmiş olan fayın 100 yılı aşkın süredir enerji biriktirdiği gerekçesiyle tetiklenebileceği uyarısında bulundu

Prof. Dr. Sözbilir, sismik boşluk niteliğindeki diri fayların fay yasası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor / Kaynak: AFAD

Geçen hafta Ege Denizi'ndeki Kuzey Ege çukurluğunda, 5,3 büyüklüğünde ana şok ve çok sayıda artçı şoklar şeklinde depremler meydana geldi. 

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu depremlerin, Türkiye'den çıkarak Yunanistan'a geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) en batı segmentlerinde gerçekleştiğini söyledi. 

 Sözbilir, "Bu depremler, Saros Körfezi'nden itibaren Yunanistan içine devam eden Kuzey Anadolu Fayı'nın at kuyruğu yapısı (horsetail structure) oluşturacak şekilde uzanan Kuzey Ege çukurluğundaki faylardan kaynaklanmaktadır" dedi. 

"Kuzey Ege Çukurluğu fayları, son 100 yılda yıkıcı deprem üretecek şekilde kırılmadı"

KAF'ın batı kısmının, Marmara Denizi içinde kalan Adalar, Avcılar, Kumburgaz, Tekirdağ, Ganos fayı ile Saros fayı ve Yunanistan sınırları içinde kalan Kuzey Ege Çukurluğu faylarının son yıkıcı depremlerini 1912 yılı öncesinde gerçekleştirdiğini ve son 100 yılda yıkıcı deprem üretecek şekilde kırılmadığına dikkati çeken Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Sözbilir, yalnızca 2014 yılında meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki Saros depreminin çevre illerden şiddetli şekilde hissedildiğini belirtti. 

 

Prof. Dr. Hasan Sözbilir Twitter.jpg
Prof. Dr. Hasan Sözbilir / Fotoğraf: Twitter

 

Sismik boşluk sınıfında değerlendirilen ve ortalama deprem tekrarlama periyotları 250 yıl olan bu fay segmentleri üzerindeki stres birikiminin devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

 Bingöl - Karlıova'dan itibaren Türkiye'yi doğu-batı doğrultusunda kat ederek Kuzey Ege Çukurluğuna kadar devam eden bin 500 km uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fayı'nın son 500 kilometrelik batı kısmında meydana gelen depremler, birbirini tetikleyecek şekilde gelişmekte ve Marmara Denizi içinde kilitli fay niteliğindeki fay segmentleri üzerindeki stresi gün geçtikce artırmaktadır. Bu nedenle Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) ile İl Afet Risk Azaltma planlarının (IRAP) bir an önce tamamlanması ve olası bir yıkıcı deprem öncesindeki risklerin azaltılmasına dair uygulamalara geçilmesi hayati derecede önem arz etmektedir.  

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Son depremini 1912'de gerçekleştirmiş, 7,3 büyüklüğünde deprem üretmiş"

Bölgede son 10 yıldaki deprem dağılımına da dikkati çeken Hasan Sözbilir, "Tekirdağ ile Saros Körfezi arasındaki bölümde deprem görünmüyor. Burada Ganos fayı var. Son depremini 1912'de gerçekleştirmiş, 7,3 büyüklüğünde deprem üretmiş. 1912'den günümüze geçen sürede, 7'nin üzerinde büyüklükte bir deprem oluşması için gereken stres birikmiş durumda. Bu fay tetiklenebilir" ifadelerini kullandı. 

"Diri faylar fay yasası kapsamında değerlendirilmeli"

Prof. Dr.  Sözbilir, sismik boşluk niteliğindeki diri fayların fay yasası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini de savundu.

Kuzey Anadolu Fayı'nın en önemli özelliğinin 1939 Erzincan depreminden bu yana doğudan batıya dogru yıkıcı deprem üretecek şekilde sistematik olarak kırılması olduğunu belirten Sözbilir, ancak bu durumun Yedisu segmenti ve Marmara Denizi içindeki fay segmentlerinde gerçekleşmediğine değindi.

"Yıkıcı bir deprem üretmek icin yeterli bir stresin biriktiğine işaret etmekte"

Bu durumda fayın ya bu iki farklı yerdeki segment üzerinde gerilimi boşaltacak şekilde kırılacağını ya da yeni bir döngüye girmek üzere Bingöl Karlıova'dan itibaren yeniden kırılmaya başlayacağını savunan Sözbilir, "1939 Erzincan depreminin üzerinden 80 yıl geçtiğine göre, bu Erzincan segmenti üzerinde yılda 2 santimlik kayma hızı düşünüldüğünde 160 santimlik bir stresin biriktiği anlaşılmaktadır, bu da yıkıcı bir deprem üretmek icin yeterli bir stresin biriktiğine işaret etmektedir" diyerek sözlerini tamamladı. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU