Yaptırımlar ağırlaşırken İran ABD’yi ‘Nazizm’ ve ‘ekonomik terör’le suçladı

“İran’da, yaptırımlara karşı köprüleri tamamen yakacak geri dönüşü zor kararlar alıp almamaya dair bir tartışma yürüyor”

Başkent Tahran'da genç kadınlar İran bayrağının resmedildiği bir duvarın önünden geçiyor / Fotoğraf: AFP 

Washington’un Salı günü petrol satın alma konusunda cezaları sıkılaştırma kararı alması üzerine İranlı yetkililer ABD’yi “Nazizm” ve “ekonomik terör” yapmakla eleştirdi.  

Ancak yaptırımlar, yanlış yönetim ve doğal afetler yüzünden çoktan lime lime olmuş ekonomisiyle İran’ın, uluslararası destekçileri yeniden çekip çekemeyeceği ve üzerindeki baskının yenilenip yenilenmeyeceği henüz bilinmiyor.

İran şimdilerde ABD’nin son baskısına karşılık hala bir tepki formüle etme hazırlığında. Fakat geçmişte dünya petrol transferinde stratejik öneme sahip Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunmuştu.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden Ellie Geranmayeh, “Buna karşı aceleye gelmiş aşırı bir tepki vermeyecekler. Zaten, ortaklarıyla müzakere halinde olacaklarını söylediler. İran’ın yasa dışı yollardan veya özel bir tür devlet yaptırım mekanizmasıyla ne kadar petrol satabileceğini tespit etmek zaman alacak” dedi.

İran’a karşı artan önlemlerin son örneğini ABD Başkanı Donald Trump yönetimi pazartesi günü duyurdu. Duyuruda 2 Mayıs’tan itibaren İran’dan ham petrol ithal eden Türkiye dahil 8 ülkenin, İran'a uygulanan yaptırımlardan muaf tutulması uygulamasına son verileceği ifadesi yer aldı.

Günde ortalama 1 milyon varil petrol ithal eden Çin, Hindistan, Türkiye, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler bundan etkilenecek.  

ABD’nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook da salı günü telefonda verdiği basın brifinginde, “İran rejimine karşı bugüne kadarki en sert yaptırımları uyguladık. Devrimci bir hareket gibi davranmak yerine normal bir ülke gibi davranacakları zamana kadar baskıyı arttırmaya devam edeceğiz” dedi.

İranlı yetkililer yaptırım muafiyetlerinin kaldırılmasının, Trump yönetiminin İran’a karşı gösterdiği sert duruşun başarısızlığının bir işareti olduğunu söyledi.  

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise salı günü Twitter’da, “İran’a karşı uygulanan ekonomik terörizmin artması, ABD’nin panik ve çaresizliğiyle işbirlikçilerinin kronik başarısızlığını ortaya çıkarıyor” diye yazdı.

Bir güvenlik konferansı için Moskova’ya gelen İran Savunma Bakanı Brig Gen Amir Hatemi de, “Belki de dünyadaki en önemli güvenlik meselesi, Nazizmle benzer özelliklere sahip Trumpizmdir” açıklamasında bulundu.

Washington geçen sene bir dönüm noktası sayılan 2015’te İran’la ve dünya güçleriyle yapılan sözde nükleer anlaşmasından çekilmişti. Yönetim, Tahran’ın atom altyapısını sarsmak, füze programını kısıtlamak ve Orta Doğu’daki silahlı gruplara yaptığı desteği kesmek için “maksimum baskıyı” uygulayacağına söz vermişti.

 

 

Ekonomisi gittikçe kötüleşmesine ve ülke çapında meydana gelen son sellerde milyarlarca dolar kaybetmesine rağmen İran, bölgedeki siyasetinde herhangi bir değişiklik yapmadı. Tahran ne füze programında azaltmaya gitti ne de Trump’ın tartışmakta ısrarcı olduğu “daha iyi bir anlaşma” için masaya oturdu.

Çin ve Türkiye dışişleri bakanları salı günü, anlaşmadan cayan ABD kararını protesto etti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang bir basın toplantısında, “Çin, ABD’nin tek taraflı yaptırımlarına kesinkes karşı çıkıyor. Ayrıca Çin ve uluslararası toplumun İran’la normal enerji işbirliğinin uluslararası hukuk çerçevesinde korunmasını talep ediyor” dedi.  

Analistler, Çin ve Hindistan’ın İran petrolü ithalatını azaltabileceğini fakat Beyaz Saray üzerindeki baskıyı devam ettirmek adına ithalatı tamamen durdurmayacağını öngörüyor.

Chatham House’dan Sanam Vakil, “Çinliler ve Türkler yaptırımlara karşı çıkma konusunda oldukça gür sesliler, fakat bu herhangi bir şey yapılacağı anlamına gelmiyor. Bütün ülkeler, kendi kar zarar hesaplamasını yapacak” diye konuştu.

Trump yönetimi, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi, ideolojik olarak sabit fikirli yönetimler tarafından doldurulmuş durumda. Hepsi de İran’ın bölgedeki kötücül gördükleri amaçlarına sert bir biçimde karşı çıkıyor.

Şu anki Beyaz Saray yönetimine yakın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yaptırım muafiyetinin kaldırılmasını memnuniyetle karşıladı.

Beyaz Saray tuhaf bir biçimde, yıllarca Washington’da küçük ama etkili politika yapıcı ve lobicilerin hedefi olan İran’a kafayı takmış görünüyor.

Vakil, “Trump yönetiminde tutucuların galip gelmesini sağlayan bu konu üzerinde bir güç savaşı var. Kenetlenmiş bir yönetimin ve Orta Doğu’daki politikaları destekleyen müttefiklerin olduğu şu anın çok özgün olduğunu düşünüyorlar. Böylece bu bir ya şimdi ya hiç anı olmuş durumda” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ekonomistler, İran üzerinde ciddi bir baskı oluşturacak rejim ekonomisinin bu yıl yüzde 6 küçüleceğini öngörüyor. Batılı muhataplar da İranlı yetkililere, Trump yönetimini bekleme ve nükleer anlaşmaya sadık kalma tavsiyesinde bulunuyor. ABD’nin anlaşmaya yönelik ihlallerine rağmen, şu ana kadar İran 2015’te yapılan nükleer anlaşmaya uydu. Fakat baskı, Tahran’ı harekete geçmeye zorluyor.   

ABD’li pek çok Demokrat Parti başkan adayı, 2020’de Beyaz Saray’da Trump’ı mağlup ettikten sonra İran’la yapılan nükleer anlaşmaya dönme sözü veriyor.  

Vakil, “İran içinde bir sonraki seneyi beklemek isteyen pek çok grup var. İran’da, köprüleri tamamen yakacak ve geri dönüşü zor olacak faaliyetlerde bulunup bulunmama konusunda bir tartışma mevcut” dedi.

Eleştirenlerin kararsız ve sabırsız diye tanımladığı Beyaz Saray’ın tutumu, İran’ın anlaşmaya uymasını engelledi. Bu tutum yaptırım ve tanımlamaların kışkırtılmasını teşvik ediyor. Bu İran silahlı kuvvetleri kollarından Devrim Muhafızları grubunun tamamının terörist örgüt olarak isimlendirilmesini de içeriyor.

İran Parlamentosu salı günü, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı bünyesinde Orta Doğu ve Güney Asya’da bulunan askeri personeli terörist örgüt ilan eden yasa tasarısını kabul ederek dışişleri ve istihbarat bakanlıklarına ABD’ye karşılık verme emri verdi.

Pazar günü, İran’ın en üst otoritesi dini lider Ayetullah Ali Hamaney, Tümgeneral Muhammed Ali Caferi yerine Hüseyin Salami’yi İran Devrim Muhafızları Başkomutanlığı rütbesine yükseltti. Yapılan değişikliğin ardındaki motivasyon belirsizliğini koruyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Esra Güngör   

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU