Araştırmacılar uyardı: Salgınların ardından isyan, ırkçılık ve komplo teorileri yükselişe geçiyor

Kovid-19 pandemisinin ardından Çinli ve Müslüman topluluklara yönelik ırkçı saldırılar artmıştı

Hollandalı ressam Pieter Bruegel  "Ölümün Zaferi" adlı yağlı boya tablosunda, Ortaçağ Avrupa'sını kasıp kavuran veba salgını sonrası yaşanan toplumsal kargaşaları resmetmişti (Wikipedia)

Yaplan bir tarihsel araştırma salgın hastalıkların ardından isyan, komplo teorileri ve ırkçılığın yükselişe geçtiği uyarısında bulundu.

Geçmişte yaşanan 57 salgın hastalığı inceleyen İtalyan araştırmacılar her salgından sonra yaşanan karışıklıklarınsa süregiden mevcut huzursuzlukları dindirme eğiliminde olduğunu buldu.

Araştırma ekibinin "Peace Economics, Peace Science and Public Policy" adlı hakemli bilimsel dergide yayımladıkları araştırmasının bulguları, Kovid-19 pandemisinin neden iklim aktivisti Greta Thunberg'in başlattığı eylemleri ya da Hong Kong'daki Çin yönetimi karşıtı gösterileri zayıflattığı sorusuna kısmi bir yanıt sağlayabilir.

Ancak araştırmacılar aynı zamanda bu salgınların daha sonra yaşanan anlaşmazlıkların tohumunu ektiğini ortaya koydu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu anlaşmazlıklar örneğin salgının suçunu göçe, komplo terorilerine ya da yoksullara yükleme girişimleri sonucu ortaya çıkabileceği gibi toplumsal eşitsizlikleri artırarak önceki toplumsal gerginlikleri alevlendirebilir.

Araştırmanın yazarlarından, İtalya'nın Milano kentindeki Bocconi Üniversitesi'nden siyaset bilimci Massimo Morelli "Salgınlardan doğan toplumsal ve psikolojik huzursuzluk, salgın öncesi dönemin sorunlarını sıkıştırıp ortraya çıkarma eğilimindedir. Ancak aynı zamanda salgın sonlandığında küresel eylemlerin daha sert şekilde dönüşü için verimli bir ortam oluşturur" dedi.

Morelli ve Ferrara Üniversitesi'nden ekonomist Roberto Censolo, 1346-1353 yıllarında yaşanan ve  "Kara Ölüm" olarak anılan veba pandemisiyle ve 1919-1920 yılları arasında yaşanan İspanyol Gribi pandemisinin de yer aldığı 57 bulaşıcı hastalık salgınını inceledi.

Araştırmada bir salgın sırasında iktidarın genelde güçlerini konsolide ettiği ve statükoyu güçlendirdiği ancak tehdit geçtikten sonra bunu toplumsal istikrarsızlıkta hızlı bir yükselişin takip ettiği belirtildi.

Araştımacılar salgınlar sırasında sadece 4 ayaklanmanın doğrudan salgınla ilgili olmadığını vurguladı. Özellikle 5 kolera salgınını derinlemesine inceleyen ekip bu salgınlar öncesi 39 ayaklanma tespit ederken salgınları takip eden 10 yıl içinde toplam 71 ayaklanma yaşandığını açıkladı.

Araltımacılar çalışmada "Sonuç olarak tarihsel kanıtlar salgınların toplum üzerinde üç boyutta bozucu etkide bulunduğunu gösteriyor. İlki politik önlemlerin kişilerin çıkarlarıyla çelişerek toplum ve kurumlar arasında tehlikeli bir sürtüşme yaratması. Ardından salgının, ölüm ve ekonomik refah açısından toplumdaki kesimleri farklı etkilemesi eşitsizliği şiddetlendirebiliyor. Üçüncü olarak psikolojik şok, salgının yayılımı ve sebepleri hakkında mantıkdışı hikayelere sebep olarak toplumsal ya da ırksal ayrımcılığa hatta zenofobiyle (yabancı korkusu-nefreti) sonuçlanabiliyor" dedi.

 

Independent Türkçe, Dailymail

DAHA FAZLA HABER OKU