Fransa’nın Manş Denizi kıyısındaki çocuk mülteci sayısı aniden yükseldi

Sağcı gruplar “yanlış yönlendirilmiş” Britanya hükümetinin yarattığı düşmanca ortamı eleştirdi

Otoyolun kenarına kurdukları çadırlarda yaşayan Fransa'nın Calais şehrinde sıkışıp kalan mülteciler toplumun dışında ve kötü şartlarda bir hayat sürüyor/ Fotograf: The Independent 

İngiltere'ye ulaşmak umuduyla Fransa’nın kuzey kıyısındaki Calais şehrinde zayıf düşen çocuk mültecilerin sayısı artıyor. Sınırdaki koşullarsa artık “kırılma noktasına” ulaştı.

Refakatsiz yüzlerce çocuk Fransa’nın kuzey sahilinde dışarıda uyuyor. Bu çocukların sayıları son 3 ayda neredeyse 2 katına çıktı. Yardım kuruluşlarının söylediğine göre durum gittikçe daha da kötüleşiyor.

Rakamlar 150'den 281'e yükselse de yardım görevlileri gerçek sayının daha yüksek olduğunu söylüyor. Bunun sebebiyse geçen yıl İngiltere ve Fransa’ya giriş yapmaya çalışan göçmen sayısındaki artışın ardından güvenlik önlemlerinin artırılması ve bazıları 12 yaşındaki çocuklar olan ülkelerini terk etmek zorunda bırakılmış kişilerin görünür alanlardan toplumun dışına itilmesi olduğunu söylüyorlar.

Mültecilere yardım eden Help Refugees’in saha sorumlusu Maddy Allen, “Kasım ayındaki göçmen tekne geçişlerinden bu yana güvenlik önlemleri gerçekten arttı. Mültecilerin eskiden uyudukları köprülerin altı çitle çevrildi. Benzin istasyonunun etrafı duvarlarla çevrildi. Hapishaneyi andırıyor. Bununla birlikte sınırı geçmeye çalışan kişilerin sayısı azalmıyor. Bu insanlar hala burada. Otoyolun kenarına çadır kuruyor, buldukları yerde uyuyorlar. Toplumun dışındalar. Ormanın derinliklerinde, depolama alanlarında, kum tepelerinin orada gizleniyorlar” dedi.

Bu esnada, sahadaki çocuk koruma çalışanları, savunmasız çocukların İngiltere'ye güvenli geçişini sağlamak için planlanan Dubs Düzenlemesinin durduğunu ve bu düzenlemenin tamamen iptal edildiğine dair söylentilerin oluştuğunu belirtti.

Çocuk mültecileri İngiltere’deki aileleriyle bir araya getirmek için tasarlanan Dublin III kanununun, uygun şartlara sahip gençleri yasadışı yollara itme amacıyla işleri çok ağırdan aldığı söyleniyor.

İçişleri Bakanlığı, Dubs programı kapsamındaki 480 kişilik yerin henüz dolmadığını kabul etmekle birlikte, kaç çocuğun transfer edildiğine dair güncel bir rakam vermiyor.

Allen, “Çocuklar sınırı yasal olarak nasıl geçmeleri gerektiğini bilmiyor. Bu sebeple giderek artan sayıda çocuk istismar ve insan kaçakçılığından zarar görme ihtimaline rağmen Manş Denizi'ni yasadışı yollarla geçmeye çalışıyor” dedi.

Allen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dubs'la ilgili bilgi eksikliği var. Dubs hala 200'den fazla çocuk için kapasitesi olmasına rağmen yeni çocukları sisteme dahil etmiyor. Bu çocuklar ve onları destekleyen kişilerse yeterli bilgiye sahip değil. Bu nedenle çocuklar kamyona binmenin daha hızlı olacağını düşünüyorlar.”

İçişleri bakanı Sajid Javid Ocak ayında yaptığı bir açıklamada, "Savunmasız göçmenlerin bu tehlikeli geçişi yapmasına son verileceği ve onların hayatlarını tehlikeye sokan insan kaçakçılarıyla mücadele edileceği" sözünü vermiş ve Fransa sahili için 6 milyon euro değerinde yeni güvenlik ekipmanı yatırımı yaptığını duyurmuştu.

Bakanın girişimi Manş Denizi'ni yasadışı yollarla geçen teknelerin 2018'in sonunda artmasının ardından gelmişti.

Ancak yardım kuruluşları Javid’in vaadinin aksine yüksek güvenlik ve “düşmanca bir ortam” yaratma girişiminin bölgedeki mültecilerin İngiltere’ye ulaşmaya çalışmaları için “itici faktör” olduğunu söylüyor.

Kiyar isimli 19 yaşındaki Etiyopyalı çocuk İngiltere'deki akrabalarına ulaşma teklifiyle bir kamyona binince geçen ay hayatını kaybetmişti.

Mülteci Hakları Avrupa Direktörü Marta Welander, “Görünen o ki İngiliz hükümetinin genel yaklaşımı “çekici faktörler” olduğuna inandığı şeyleri ortadan kaldırmak. Sınır bölgesinde düşmanca bir ortam yaratırsa, insanların gelmeyi bırakacağını düşünüyor. Bu politikalar büyük ölçüde yanlış yönlendirilmiş görünüyor. Teşvik edici faktörlerden birini kaldırdıklarını düşünüyorlar. Ancak, polisin şiddeti ve kaba kuvveti ve Fransa'daki iletişim eksikliği, insanları İngiltere'ye daha da iten bir faktör. Bölge ne kadar şiddetli ve kontrollü hale gelirse, insanlar denizi geçmek için o kadar çaresizleşiyor” dedi.

Dubs Düzenlemesi kendi ülkelesinden kaçan refakatsiz çocukların İngiltere’ye ulaşma hedefiyle insan kaçakçılarının eline düşmesini engellemek için 2016’da başlatılmıştı.

Bakanlığın kaç çocuğun onaylandığına dair güncelleme yapmayı reddetmesinin ardından Dubs Düzenlemesi inceleme altına alınmıştı.

Milletvekilleri ve mücadele veren diğer kişiler Dubs programının ilk başta 3 bin çocuk için düzenleneceğini umuyordu.

Dubs Düzenlemesi'ni sunan ve kendisi de bir zamanlar çocuk mülteci olan Lord Alf Dubs, bakanların programı resmiyette olmasa bile “hiçbir şey yapmayarak, büyük oranda durduklarını” söyledi.

Lord Alf Dubs, “Kuzey Fransa ve Yunanistan'da kabul edilmek için tüm şartları sağlayan çocuklar var - bazıları hak sahibi olarak tanımlandı bile- fakat bu çocuklar hala orada ve risk altında. Eğer hükümet işi ağırdan alıyorsa, bu süreci durdurduğu anlamına gelmektedir. Bu çok moral bozucu. Zaten 480 hükümetin tamamen keyfi bir şekilde ortaya attığı bir rakamdı. Bunun mevzuatta bir temeli yok. Rastgele bir sayıya karar verip, yerel yetkililerin üstesinden gelebilecekleri rakamın bu olduğunu söylediler. Yerel makamların daha fazla yararlanabileceğini iddia ediyoruz” şeklinde konuştu.

Bir İçişleri Ofisi sözcüsüyse,  “2010'un başından beri 34 bin 500'den fazla çocuğa koruma sağlayarak, İngiltere’nin savunmasız çocukları korumasında kayda değer bir katkıda bulunduğunu” söyledi.

480 çocuğu Dubs düzenlemesi kapsamında yeniden yerleştirme konusunda kararlı olduklarını belirten sözcü, dünyanın en işlek deniz trafiklerinden birine sahip Manş Denizi'nden geçmeye çalışan herkesin hayatını çok büyük bir riske attığını kaydetti.

 


*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/uk/home-news

Independent Türkçe için çeviren: Nezir Sümerkan

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU