Laik Müslümanlar

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

İslam, dünya hayatı ile ahiret hayatını bir bütün olarak ele alır. Helaller, haramlar, mubahlar ve mekruhlarla kişinin özel hayatını belirlediği gibi toplumsal hayatı da (Kamusal alan) düzenler. 

Allah'a ve Hz. Muhammed'e inanan bir Müslüman bu kuralların tamamına birden inanır; dünya ahiret ayırımı yapmaz/yapamaz. Bir tekini bile inkâr ederse dinden çıkar. 

"Laiklik, kamusal alanı dinden ayırdığı için (din ve dünya ayırımı), kamusal alanda dini ve dinden referansı dışladığı için kabul edilemez ve dolayısıyla da laik Müslüman olmaz" diyerek konuyu kestirip atmayın! 

Benim şahsi inancıma göre de durum bu şekildedir. Ancak teoride tamamen doğru olan bu durum siyasette büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslam dünyasında tarihte olmayan ve olmadığı için de bu durumla ilgili fetvaların da bulunmadığı yeni bir sınıf ortaya çıkmış bulunmaktadır, bu "yeni sınıf" "LAİK MÜSLÜMANLAR"dır. 

İslam tarihinde bu konu ile ilgili başvurabileceğimiz bir siyasi fetva mevcut değildir. İslam tarihinde Müslümanların ve gayrimüslimlerin hukukları genel anlamda bellidir. 

Müslümanlar İslam şeriatı kurallarına, Müslüman olmayanlar; Yahudi, Hıristiyan ve Zerdüştler ise "zımmi" hukukuna tabidirler.

Bu hukuk sistemi Müslümanlar ve zımmiler için kendi içinde farklılıklar gösterse de (farklı görüş, yorum ve fetvalar olsa da) geniş bir çerçevede ele alındığında aynı temel referanslara bağlıdırlar. 

Örneğin Hanefi, Şafii, Hanbeli ve Malikilere göre bir Müslüman, namazı inkâr ederse kâfir olur. Namaz kılmaz, ancak namazı inkâr etmez ise kâfir olmaz, günahkâr olur. Namaz kılmamayı devam ettirirse en hafif ceza olarak hapsedilir.

Şafii, Maliki ve Hanbelilerin bir kısmına göre ise, "Namaz kılmamayı sürdüren Müslüman öldürülür" fetvaları da mevcuttur.

"Laik Müslümanlar" ile ilgili sorun tam olarak bu noktada ortaya çıkmaktadır. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün tüm İslam ülkelerinde kendini inanç olarak Müslüman kabul eden; ancak İslam hukukunu (şeriat hükümlerini) kabul etmeyen azımsanmayacak bir kitle bulunmaktadır.

Bu kitle öyle birkaç kişilik bir topluluk değil, dünyadaki Müslüman nüfusun (Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Türkiye, Filistin, Suriye, Azerbaycan, İran, Lübnan başta olmak üzere) neredeyse üçte birine tekabül etmektedir. 

Bu oran ile ilgili tartışmalar da gereksizdir. Laik Müslümanlar; ister üçte bir, ister, dörtte bir, ister beşte bir veya ister onda bir olsunlar her halükarda yok sayılacak veya yok edilebilecek bir topluluk değildirler! 

"Laik Müslümanlar"ı, ateist laiklerden ve kendini herhangi bir dine mensup kabul etmeyen "Agnostik" ve "Deist" laiklerden ayırmak gerekir.

"Laik Müslümanlar" din olarak İslam'a, tanrı olarak Allah'a, peygamber olarak Hz. Muhammed'e, kitap olarak Kuran'a; cennete, cehenneme, namaza, oruca… inandıklarını açıkça beyan ederler. 

Birçoğu düzenli veya düzensiz olarak namaz kılmakta, oruç tutmakta, bazıları Hac'a ve Umre'ye de gitmekte; ancak ceza, miras, evlilik, ticaret… hukukunda şeriat hükümlerini değil, modern hukuku kabul etmektedirler.

Yine bu kişilerin önemli bir kısmı içki içmekte, plaja gitmekte, kadınların önemli bir kısmı başını örtmemektedir. 

"Laik Müslümanlar"ın inanç ve hayat tarzlarının sorgulanması, bu inanç ve yaşam tarzının İslam'a göre doğru olup olmadığı bir başka tartışma konusudur ve bu tartışmanın sonucu fiili duruma siyasi bir çözüm bulmaktan uzaktır. 

Günümüzde bu insanları İslam hukukuna göre klasik anlamda "günahkar Müslüman" olarak kabul ederek cezalandırmak da, tamamen İslam dışı ve gayrimüslim olarak kabul ederek dışlamak ve zımmi hukukunu uygulamak da mümkün değildir. 

İslam ülkelerindeki İslami örgüt, cemaat ve partiler; en büyük sorunu bu kitleler ile yaşamaktadır.

Tekrar tekrar belirtmek gerekirse; Laik Müslümanları, inanç ve hayat tarzlarının İslam'a uygunluğu ayrı tutulmak şartıyla ‘oldukları gibi' kabul edecek bir kamusal düzenlemeye ihtiyaç vardır.

Bunun dışında her türlü zorlama yorum ve karar büyük çatışmalara neden olmakta ve ayrıca bu insanları İslam'dan daha da uzaklaştırmaktadır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU