İsrail benden sonra küçük kardeşimi de hapse attı. Peki, bizim gibi Filistinli çocuklar için kim konuşacak?

Ahed Tamimi The Independent için yazdı

Filistinli aktivist Ahed Tamimi, İsrail hapishanesinden çıktığında

Bir yıl önce İsrail hapishanesindeydim, temel haklarımdan mahrum bırakıldım ve çocukluğum elimden alındı. 8 ay hapsedilmeme sebep olan suç benim değil, Filistin işgaline devam eden İsrail'e aitti.

İsrail ordusu tarafından tutuklanma dehşetine maruz kalan her çocuk mahkum gibi, benim için de en zor şey, ailemden ayrı kalmaktı. Geçen hafta ailem bir kez daha parçalandı: İsrail kuvvetleri geldi ve bu sefer 15 yaşındaki kardeşim Muhammed'i bizden aldı.

İsrail'in işgali yüzünden ödediğimiz bedel bu. Her anne ve baba, bir sonraki hedefin kendi çocukları olacağı korkusuyla yaşıyor. Batı Şeria'daki Filistinliler askeri hukuka tabi tutuluyor. Bu yolla işgale karşı direnişimizi engelleyip bizi susturmaya çalışıyorlar.

Bizden çalınan topraklarda yaşayan İsrailli yerleşimcilerle aynı haklara sahip değiliz. Bu durum, varlığımızı tehdit ediyor ve hayatımızı normal biçimde sürdürmemizi engelliyor. Ancak İsrail hukuk sistemi bu tehdidi koruyor.

Batı Şeria'da 2 çeşit hukuk sistemi var: Yahudi yerleşimciler İsrail medeni kanununa bağlı, biz Filistinliler ise haklarımızın engellendiği askeri hukuka tabiyiz. Yani etnik kökene dayanan 2 farklı süreç ve 2 farklı sonuç var. Uzmanlar uygulamanın “ırk ayrımı” tanımına uyduğunu söylüyor. Üstelik çocuklar da bu zulme maruz kalıyor.

Şu anda İsrail hapishanelerinde kardeşim de dahil 200'den fazla Filistinli çocuk var. İsrail her yıl, yaşları 12'den başlayan yaklaşık 700 çocuğu tutuklayıp yargılıyor. Bu çocuklar, genellikle taş atmakla suçlanıyor. Ailelerinden ayrıldıktan sonra fiziksel, psikolojik ve duygusal istismara uğruyor. Bazı çocuklara sorgu esnasında, genellikle anlamadıkları bir dildeki itiraflar zorla imzalatılıyor. Çocukların çok azı bu esnada bir avukata veya bir aile üyesine ulaşabiliyor.

 

 

Filistinlilere açılan davaların yüzde 99'u mahkumiyetle sonuçlanıyor ve itiraf metinlerini imzalamak ya da itiraf ederek ceza indirimi almak, ailelerine dönmenin en hızlı yolu olarak sunuluyor.

Tutuklanma anından itibaren, Filistinli çocuklar İsrail kuvvetler tarafından istismara uğruyor. UNICEF 2013’te, askeri gözaltı sistemindeki çocuklara sistematik ve kurumsal olarak kötü muamele edildiğine ilişkin bir rapor yayımladı. İsrail ise, Filistinli çocukları korumak için gerekli görülen 38 maddeden, yalnızca birini uyguladı. Uluslararası Çocukları Koruma Örgütü’ne göre, her 4 çocuktan 3'ü fiziksel şiddete maruz kalıyor ve neredeyse yarısı gece vakti silahlı askerler tarafından ailesinden kopartıldığı için travma yaşıyor.

İngiliz hükümeti, neler olduğunun farkında. 2012 yılında durumu rapor etmek için Dışişleri Bakanlığı bir avukat heyeti gönderdi. Bir yıl sonra UNICEF raporundaki gibi kesin hükümlerle geri döndü.

Daha yakın bir zamanda, Filistin Dayanışma Kampanyası, acil eylem talep eden 10 binden fazla imzanın olduğu bir dilekçe sundu. Milletvekilleri de Tartışmalı Önerge (EDM 563) oturumu düzenledi. Ve bu Parlamento oturumunda en çok desteklenen 4. önerge oldu.

Bugün, Filistinli Mahkumlar Günü'nde kampanyaya ben de katılıyorum ve İngiliz hükümetinden İsrail'i sorumlu tutmasını, Filistinlilere çocukluğunu geri vermelerini istiyorum.

Benim yaşadıklarım dünya çapında ilgi gördü. Hapisteki çileli günlerimde bana mesajlarıyla destek veren birçok İngiliz'e minnettarım. Fakat hepimiz özgür olana kadar, ben de özgür değilim.

 

* Ahed Tamimi, Aralık 2017'de bir İsrail askerine saldırmaktan hapsedilmiş, Filistinli bir aktivist. Filistin Dayanışma Kampanyası tarafından temsil ediliyor. Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere birçok kuruluş onun adına kampanyalar düzenledi.

 

 

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İsmail Aydın

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU