1 Yüz 1 İnsan: Baba Vanga

Kehanetleriyle konuşuldu, paranormal yetenekleri olduğuna inanıldı. 11 Eylül'ü de bildi, Çernobil'i de! Peki ya koronavirüs hakkında söyle(me)dikleri? Bir yüz bir insanın koltuğuna bu kez Baba Vanga oturuyor

Fotoğraf: Twitter

Gelecek artık bugündür. Yakında her evde televizyon, telefon ve bilgisayar birleşecek. Bir yandan Louvre müzesini gezip, bir yandan kadınların çamur güreşini izleyebileceksiniz. Evden alışveriş yapıp Vietnam'dan birisiyle Mortal Kombat oynayabileceksiniz. Seçeneklerin sınırı yok!

Aranızdan "Vay be, şu kehanete bak!" diyenler çıkabilir.

Kehanet değil ama belki öngörü.

Hatta öngörü bile değil gerçek manasıyla senaryo.

Jim Carry'nin başrolünde olduğu, 1996 yapımı "The Cable Guy" filminden alıntılandı bu cümleler.

Senarist Lou Holtz Jr. tam 24 yıl önce bu diyaloğu kağıda karaladığında dünya henüz akıllı telefonlarla tanışmamış, TV-telefon-bilgisayar üçlüsü iç içe geçmemiş, farklı memleketlerden insanların birbiriyle oyun oynayabileceği kadar mesafe alınmamıştı. 
 


İnternetin ağlarını insanlığın üzerine henüz bugünkü kadar salmadığı 1996 yılı için kehanet gibi!

Ama keramet ABD'li senaristte değil ömür boyu kehanet üretenlerde sanki. 

Bugüne dek uygarlığın aklına düşen iki baskın isim var: Nostradamus ve Baba Vanga

Nostradamus göçeli, 454 yıl oldu.
 

+Nostradamus
Önce Nostradamus vardı / Görsel: Bitgab


Baba Vanga'nın ise bugün 24'ncü ölüm yıl dönümü.

"1996'da hayatını kaybeden Bulgar köylüsü kör bir kadın nasıl olur da geleceği okuyabiliyor?" diye çok soruldu, şüphesiz sorulmaya da devam edecek.

Tıpkı o tahminleri deli saçması diye addedenler olacağı gibi.


"Çiftçinin prematüre kızı"

1911'de Ustrumca'da, dönemin Osmanlı topraklarında doğdu Baba Vanga.

Gerçek ismiyle Vangelia Pandeva Dimitrova... 
 

Baba Vanga.jpg
Baba Vanga (Vangelia Pandeva Dimitrova) / Fotoğraf: Pinterest


Çiftçi çocuğuydu, prematüre olarak açmıştı gözlerini dünyaya. 

Erkenciydi, görme yetisiyle ilgili hiçbir sorunu yoktu. 

Ancak erken doğum nedeniyle hayata tutunup tutunamayacağı meçhuldü. 

Ailesi yaşayıp yaşamayacağından emin olana dek -biraz da geleneklere bağlı kalarak- ona bir isim vermemeyi yeğledi.

Adı ancak yaşadığından emin olunduğunda verilecekti.

Baba Vanga hayatından şüphe duyan anne ve babasından çok daha uzun bir hayat sürdü, 85 yıl yaşadı. 

I. Dünya Savaşı esnasında orduya çağrılan babası sadece tarla sürmüyordu. 

Aynı zamanda Makedon Devrimci Örgütü'nün gönüllülerinden biriydi. 

Babası askerdeyken annesini kaybetti Vanga. 

Aslında kaybetttiği sadece annesi değil, doğduğu topraklardı. 

Savaşın ardından Ustrumca, Yugoslavya'ya bırakıldı. 

Babası Bulgar yanlısı olmaktan tutuklandı. 

Meteorolojik kayıtlar hala aksini iddia etse de büyük bir kum fırtınasının ortasında kaldı Baba Vanga. 

Rivayet bu ya; görme yetisini de o fırtınada yitirdi. 
 

A younger Baba Vanga in an undated photograph left and as she looked in the last years of her lifeSource Supplied.jpg


Kralın medyumluğundan komünist elitin kahinliğine yolculuk...

1925'te Zemun kentinde götürüldüğü körler okulunda üç yılı geçti. 

Orada görme engelli insanların okuyup yazması için kullanılan Braille alfabesini ve piyano çalmayı öğrendi. Eğitimini tamamlayamadan geri döndü evine.

1939'da zatülcenp yani plöreziye yakalandı. Akciğer zarında sıvı birikmişti. Göründüğü doktor ona yakında öleceğini söylediyse de iyileşmesi hızlıca gerçekleşti.

Yaşamaktan yana hep şaşırttı. Yaşarken söyledikleriyle de elbette.

Hayatını altüst eden I. Dünya Savaşı'nın aksine II. Dünya Savaşı yılları Vanga'ya şöhret getirdi. 

30'lu yaşlarında falcılığa başladı.

Onu ziyaret edenler cephedeki yakınlarının sağ olup olmadığını soruyor, ağzından çıkacak cümleleri duymak için sabırsızlanıyordu. 

Ünü o denli yayıldı ki; 1942'de Bulgaristan Çarı III. Boris bile onun kelamını dinleyenler arasına katıldı. 

Bu ziyaretin sonrası Baba Vanga mistik yeteneklerini Bulgaristan Kraliyet Hanedanlığı için kullanmaya başladı. 

1946'da krallığın hükmünün sona erdiği düşünüldüğünde o kadar da iyi bir danışman sayılmazdı. 

Ancak onun için kime hizmet ettiğinin pek önemi yoktu. 

Krallığın ardından kehanetlerini bu kez Doğu Avrupa'nın komünist ileri gelenleri için sıralayacaktı.

Bulgaristan'ın komünizmle yönetildiği uzun seneler boyunca ülkenin gizli servisi tarafından gözetlendi.

Ülkeyi ziyarete gelen birçok politikacı ve iş insanıyla görüştürüldü.

1970'den 1996'daki ölümüne kadar yaşadığı evde, Bulgaristan'ın mistik güçlere inandığı söylenen komünist Başbakanı Todor Zivkov ile kızını ağırladı.

Hatta dönemin SSCB lideri Leonid Brejnev'in bile Bulgaristan'daki evine kadar gidip kendisine danıştığı söylendi. 


"Öldürülen yeğenimin cansız bedeninin yerini bildi"

1995'te, yani Baba Vanga'nın meme kanserinden hayatını kaybetmesinden neredeyse 1 buçuk yıl önce New York Times yazarı Stephen Kinzer da Rupite kasabasındaki o evi ziyaret edenler arasındaydı.
 

6.jpg
Baba Vanga'nın Rupite kasabasındaki evi / Fotoğraf: Madame Bulgaria


Gözlemlerini, insanların ona gösterdiği ilgiyi, eski bir volkanik dağın eteklerinde yer alan evini ve hemen yanındaki "Ortodoks" kilisesindeki yoğunluğu şöyle tarif ediyordu Kinzer, izlenim haberinde:  

Sofya'daki gazeteciler SSCB lideri Leonid Brejnev'in 1982'deki ölümüne kadar Vanga'ya danıştığını söylüyor. Sovyetler'den başka siyasetçilerin de üç saatlik bir seyahatin ardından Vanga ile vakit geçirdiği iddia ediliyor.

İlk bakışta Vanga'nın hemen Yunanistan sınırı yakınındaki evine yapılan bu ziyaretler sıradan görünüyor. Birkaç mütevazi evin sıralandığı bölgede Vanga tavuklar, çamaşır ipleri ve hoş bir petunya bahçesiyle bezeli, basit bir evde yaşıyor. Fakat hemen yanında büyük ve gösterişli bir Ortodoks kilisesi var. 

Bulgaristan'ın gözüpek mimarlarından biri olarak bilinen Bogdan Tomalevski tarafından inşa edilmiş bu yapı kesinlikle alışık olduğumuz bir Ortodoks kilisesine benzemiyor. Kubbesi yok, kilisenin içinde (YN: alışılagelmişle kıyaslandığında) altın yok, mihrabı yok, dua etmek için ayrı bir bölümü yok. 

İçerideki solgun duvarlarda göze çarpan dekoratif objeler ise deneysel yapıtlar veren Bulgar ressam Svetlin Roussev'e ait aziz tabloları... Kilisenin masrafları Baba Vanga'yı görmeye gelen Hristiyan hacıların katkılarıyla karşılanıyor. Hacıların kilise içindeki pek çok objeye dokunup öptüğü gözlemleniyor.

Ortodoks piskoposlar başlarda kilise standartlara uymadığı için karşı çıkmış. Ancak sonrasında Vanga'yı kendilerine düşman edinmek istememişler. Aralarında Bulgaristan Dışişleri Bakanı ve Rus Büyükelçi'nin de bulunduğu çok sayıda siyasetçi, diplomat, yazar, aktör bu mekanı ziyaret etmiş.

Bir gün önce bir otobüs dolusu Hristiyan hacı burayı ziyarete geldi. Sadece birkaçı Vanga'nın yaşadığı kerpiçten eve kabul edildi. Baba Vanga omuzlarına kadar düşen gri saçlarıyla yürürken kalabalık sessizliğe bürünüyordu.  

O ise tek bir hareket bile yapmadan, varlığını adeta unutturmak istercesine bir tavır takınıyordu. Vanga ile baş başa vakit geçirebilenlerin çoğuna hüzün hakimdi. Hastalıktan muzdarip aile fertlerinin geleceğini soran da vardı, kaybettiği sevdikleriyle ilgili soru yöneltenler de...

İşte onlardan biri; "Yıllar önce buraya geldiğimde Vanga'nın bana söyledikleri doğru çıktı. Annemin hastalığının tedavi edilemez olduğunu söylemişti, haklıydı.  Yeğenimin cinayete kurban gideceğini söyledi, onun cansız bedenini tam da bize tarif ettiği yerde bulduk. Ne söylediyse kesinlikle inandım. Ona tapıyorum. O bir azize."

5 Nisan 1995
 

3.jpg
Baba Vanga'nın evinin yanında bulunan Ortodoks kilisesi / Fotoğraf: Madame Bulgaria


Bildiği ya da üstüne pek yakışan kehanetleri...

Ne kraliyet ailesinin, ne komünist rejimin Vanga'nın "dünyayı kasıp kavuran" kehanetlerinden pek yararlandığı söylenemez.

Ama Baba Vanga'nın yaşadığı şu hayat, gördüğü ilgi ve alaka Alman filozof Arthur Schopenhauer'ın "Her şey dinin yanında: vahiy, kehanetler, hükümetin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık..." sözünü anımsatıyor bir parça...

Değer görüyordu, seçen de yanındaydı seçilen de, takipçileri tarafından onu azize ilan eden de oldu, kadın peygamber de!

Ve insanların kulağına kehanetlerini fısıldarken zaman zaman kilisenin gölgesine sığındığı sır değildi.

Şüphesiz tutmayan kehanetlerinin yanında yıllar geçtikçe insanları şaşırtan tahminleri de vardı Bulgar mistik kadının.

2004'te 227 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en ölümcül doğa olaylarından biri olarak kabul edilen Hint Okyanusu Depremi ve Tsunami'sini bilmesi gibi. 
 

Hint Okyanusu Depremi.jpg
Deprem ve tsunami tıpkı kehanette olduğu gibi Asya'nın altını üstüne getirmişti / Fotoğraf: ABD Ordusu, Philip A. McDaniel


Bugün hala doğruluğu tartışmaya açık olsa da, Baba Vanga o tsunamiyle ilgili şöyle diyordu: 

Yanardağlar uyanacak, dev dalgalar koca bir deniz kıyısını, kasabaları ve insanları kaplayacak.


Gerçekten de 2004'te 9,1 büyüklüğündeki yıkıcı depremin ardından, 30 metre büyüklüğündeki dalgalar beraberinde önü alınamaz tsunamiyi getirmiş, şehirler ve kasabalar yok olmuş, yüz binlerce insan hayatı kaybetmişti.

Ama bu sözlerin sahiden Baba Vanga'ya mı ait olduğu yoksa ona mı atfedildiği muamma. 

Bir başka bildiği ya da üzerine pek güzel oturan kehaneti, bundan 20 yıl öncesine işaret ediyor. 

12 Ağustos 2000'de Barents Denizi'nde Rus denizaltısı Kursk'ün bir kazaya kurban gideceğini ve içindekilerin can vereceğini söyledi ya da söylediği iddia edildi.

Kursk'ün içinde 118 kişi vardı, hiçbiri kurtulamadı. 
 

Kursk.jpg
118 kişiye mezar olan Kusk denizaltısı karaya çıkarıldığında hali haraptı / Fotoğraf: Marine Inside


Vanga'nın bu tahmini yaptığında tarihin 1980 olduğunu söyleyenler var. 

Japonya'da 11 Mart 2011'de meydana gelen Fukuşima Nükleer Santrali kazası, Çernobil faciası, Ortadoğu'da IŞİD'in doğuşu...

Yarım asrı aşan "kahinlik kariyeri" boyunca yaptığı en dikkat çekici tahminlerden biri ise hiç kuşkusuz küresel ısınmayla ilgili olanıydı. 

Henüz 1950'lerde dünya bu konu hakkında hiç konuşmazken kutuplarda buzulların eriyeceğini ve deniz suyu sıcaklığının artacağını söyledi.
 

Global-warming.jpg
Küresel ısınmanın beraberinde getireceği (getirdiği) tahribat da Baba Vanga'nın öngörüleri arasında / Görsel: TheCrimsonMonkey


Vanga'nın ABD Başkanı Obama'nın makama geleceğini de tahmin ettiği öne sürülüyor.

Takipçileri Vanga'nın bir Afro-Amerikalı'nın ABD'nin devlet başkanı olarak seçileceğini ancak bu kişinin ülkenin son başkanı olacağını iddia ediyordu. 
 

obama.jpg
Bu fotoğraf çekilmeden önce kimsenin pek tanımadığı bir senatörken ABD'nin ilk siyah başkanı oldu, seçilmesiyle ilgili kehanet tuttu ama sonrası Baba Vanga için fiyasko. / Fotoğraf:  Joe Raedle


Rivayete göre Barack Obama, makamı büyük bir ekonomik çöküntünün yanında kuzey ve güney eyaletleri arasında çıkan bir iç savaş ortamında terk edecekti.

Böyle olmadı.


Soğuk Savaş'ın son günlerinde 11 Eylül'ü görmek...

Bir başka sarsıcı kehanet günümüz dünyasında çok kültürlü toplumlara nur topu gibi bir güvensizlik mirası bırakan 11 Eylül 2001'deki İkiz Kuleler saldırısıyla ilgili. 

Vanga'nın 1989'da ABD'nin kalbine saplanan uçakları çelik kuşlar olarak andığı öne sürülüyor:

Korku! Korku! Amerikalı kardeşlerim çelik kuşların saldırısı sonrası düşecek. Kurtlar ormanlık alanda ulayacaklar!
 

11 Eylül.jpg
ABD'li hava yoluna ait yolcu uçağı Dünya Ticaret Merkezi’ne intihar dalışını yaptığında tarihin seyri değişecekti / Fotoğraf: Reuters


Vanga'ya yönelik şüpheciliğin ardında yatan tek neden kuşkusuz sadece şahsına güvensizlik değil, daha çok bu mistik Bulgar kadınının kehanetlerini yalnızca ana dilinde, yani Bulgarca yazdırması, İngilizce'ye güvenilir bir çevirinin şu zamana kadar hiç yapılmaması. 

Özellikle 11 Eylül sonrası Washington Post, bu kehanetin doğruluğunun peşine düştüğünde karşısına çıkan manzara pek tekin değildi.

ABD'li gazetecilerin sürdüğü iz kehanetlerle ilgili kapıyı Rusya'da komplo teorileriyle ilgili yayın yapan bir internet sitesine açıyordu.


85 yıllık hayatta yüzde 85 doğru tahmin!

Yine de Vanga'nın tutkulu hayranları tahminlerinin yüzde 85'inin gerçeğe dönüştüğünü konusunda ısrarcı.  

Bu kesim Bulgar dil bilimci ve psikolog Profesör Georgi Lozonov'un 1960'lı yıllarda Vanga ve mistik güçleri üzerine yaptığı araştırmalar sonucu elde ettiği bulgulara işaret ediyor.

Ortada bilimsel bir veri olmasa bile buradan hareketle forumlara "Kehanetleri yüzde 80-85 tuttu" notu bırakılıyor.

Vanga'nın sevenleri onun o denli tutkunu ki; adına açılan Baba-Vanga.com internet sitesinde kendisinden "kadın peygamber" diye söz ediliyor.
 

Fotoğraf Listverse.jpg
Fotoğraf: Listverse


Bu web sitesinde kehanetlerini içeren ve tümü Bulgarca yayımlanan 12 kitap satılıyor.

Birkaç yıl öncesine kadar 1,95 dolara satılan, İngilizce baskı kitabına ise artık internette ücretsiz erişebilmek mümkün. 

Aslında Baba Vanga daha çok doğru tahminleriyle günümüze kadar uzandı, 85 yıllık uzun yaşamının ise bugün hala konuşuluyor olmasında epeyi katkısı oldu. 

1985'de Bulgaristan'da meydana gelen yıkıcı depremi bildiğinde göz önündeydi. 

1994 Dünya Kupası finalinin ilk harfi B ile başlayan iki takım arasında oynanacağını iddia ettiğinde ise herkes onun başarısızlığından ziyade penaltılarda Brezilya'ya o golü atamayan İtalyan Roberto Baggio'nun konsantrasyon bozukluğundan söz ediyordu. 
 

dünya kupası.jpg
Arkada dünya kupası zaferine koşan Brezilyalı oyuncular, önde hayal kırıklığı yaşayan İtalyan Roberto Baggio / Fotoğraf: Omar Torres, AFP​​​​​​​


Aslında hakkını yememek gerek...

Aynı Baggio yarı final maçında Bulgaristan'a 2 gol atmasaydı belki de Vanga'nın tahmini tutacak, Brezilya finalde bir başka B'li takım Bulgaristan ile karşılaşacaktı.

Olmadı.


10 yıl önce başlayan III. Dünya Savaşı mı alırsınız hilafetin kalbi Roma mı?

Baba Vanga'nın gafları zaman içinde sarpasardı. 

2010'da III. Dünya Savaşı'nın çıkacağını ve 4 yıl süreceğini iddia etti. 

Dünya son 10 yıldır pirüpak değil ama III. Dünya Savaşı da henüz ilan edilmedi.

En azından bilindiği haliyle.
 

III. Dünya Savaşı.jpg
1954'deki Castle Romeo nükleer testinden bir kare. III. Dünya Savaşı resmen başlamasa da günümüzde bazı uzmanlar günümüzün "vekil" savaşlarının III. Dünya Savaşı'nın ta kendisi olduğu kanaatinde / Fotoğraf: Galerie Bilderwelt


Müslümanların nükleer ve kimyasal silahlarla düzenleyeceği bir saldırı sonrası New Hampshire'da hayatın altüst olacağını söyledi Vanga. 

Ama bu kehaneti (ya da kendisine atfedilen bir başka tahmini daha) gerçekleşmedi. 

Kimileri ise Bulgar kahinin aslında Arap Baharı'na işaret ettiğini iddia etti. 

Bir başka tahmini Avrupa'nın 2016'da radikal dinci örgütler tarafından yönetileceğiydi. 

2015'te IŞİD'in Paris ve Kaliforniya'da düzenlediği terör eylemleri bu tahmini kimileri için korkutucu hale getirdi ama yaşlı kıta aşırılık yanlısı terör örgütlerin eline geçmedi. 

2043'de İslam Halifeliği'nin ilan edileceğini merkezinin Roma olacağını söylüyor.

2028'de insanlığın yeni enerji kaynakları bulmak için Venüs'e gideceği, (her ne kadar Venüs'ün atmosferi zehirleyici ve kimyasal aşındırıcı gazlardan oluşsa da; acaba Mars mı demek istemişti ki?!), 2130'da uzaylıların insan ırkına su altında medeniyet kurmaları için yardım edeceği de henüz son kullanma tarihine daha uzun zaman olan kehanetleri arasında... 

Yaşasaydı -tıpkı Ghoerge Hagi'nin Balkanlar'ın Maradona'sı yakıştırmasına öfkelendiği gibi- "Balkanlar'ın Nostradamus'u" benzetmesine kızar mıydı bilinmez; ama son tahmini 5079 yılına dek uzanıyor.

Baba Vanga'ya göre dünya o yaşa geldiğinde aynı zamanda sonu gelmiş olacak. 

Kimine göre ekolojik kıyamet, kimine göre Armageddon, bazısına göre ise melhame-i kübra yaklaşık 3 bin yıl sonra kapıdan içeri girmiş olacak. 
 

apocalypse-510961_1280.png
Kıyamete daha 3 bin yıl var, dünya o zaman tükenecek. Baba Vanga öyle söylüyor / Görsel: Pixabay​​​​​​​


2018'de olduğu gibi 2020'de de Putin öldürülecek, Trump hastalanacak

Nostradamus ile Vanga şüphesiz aynı çağın insanları değildi.

Vanga öncülü gibi kilise tarafından aforoz edilmedi, kendi fotoğraflarıyla süslenmiş bir kilisesi oldu.

Ve Vanga'nın aksine Nostradamus'un ise kendi adını taşıyan gerçek bir kitabı vardı. 

Kehanetlerini bir araya getirdiği bu kitap, asırlar sonra Vanga'ya atfedilecek kitaplardakilerde olduğu gibi doğruluğu müphem birçok tahminle dolu.

Ve genellikle olaylar yaşandıktan sonra kehaneti yapan kişiyle ilişkilendiriliyor, bağı öyle kuruluyor. 

Görünen o ki; pop kültürde Baba Vanga, Nostradamus'un astarlanmış, işlemden geçirilmiş farklı bir versiyonu... 

Arada dikkat çeken tek fark Vanga'ya gerçekten ait olan ya da atfedilen hiç bahsi geçmemiş cümlelerin 21'nci yüzyıl dünyasında, Facebook başta olmak üzere birçok sosyal medya platformunda sıklıkla paylaşılıyor oluşu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kremlin içinden bir kişi tarafından suikasta uğrayacağını söyleyen de Baba Vanga, ABD Başkanı Donald Trump'ın gizemli bir hastalığa yakalanıp beyninde tümör çıkacağını iddia eden de. 

2018'de meydana geleceğini söylediği bu kehanetler gerçekleşmiş değil. 

Bugünlerde internet forumlarında aynı kehanetler şimdi 2020 için ısıtılıp pişiriliyor, servise sunuluyor.


Şok, şok, şok: Koronayı bilen kadın!

2020 için menüde neler mi var? 

Rusya'ya bir meteor çarpacak.

Depremler olacak.

Sanki hiç girmemişcesine Avrupa ekonomik krize girecek. 

Peki ya 20 milyondan fazla insanın yakalandığı koronavirüs illeti?

Polonya'da yayın yapan bir internet sitesine göre Baba Vanga bunu da bildi elbette, ne vakit söylediği meçhul bir cümle eşliğinde:

Korkunç bir felaket dünyayı kasıp kavuracak. İnsanlar sokaklarda düşecek ve ölecek. Her yerde korkunç bir salgın olacak. Dünya çapında hızla yayılan hastalık birçok insanı alacak.

Neyse ki; paylaşım sonradan yayından kaldırıldı, doğru olmadığı açıklandı.
 

kolezanka-wanga-poprawione.png
Polonya haber sitesi: Koronavirüs-Vanga ilişkisiyle ilgili yanıltıcı başlık kullandığımız için çok üzgünüz / Görsel: Polskakolezanka


Baba Vanga'yı son zamanlarında ziyaret eden ve bugün 73 yaşında olan eski Bulgar jimnastikçi Neshka Robeva ise Baba Vanga'nın Kovid-19 salgınını da bildiği kanısında, hatta bugün bir nevi aydınlanma yaşıyor: 

Bana, ‘Neshka, korona hepimizin üzerinde olacak’ demişti. O zaman ne demek istediğini anlayamamıştım. Çünkü korona kelimesi Bulgarca, taç anlamına geliyor. Bunun bütün ülkenin Rusya’nın koruması altında olacağını söylemek istediğini sandım. Ancak yıllar sonra, salgının ardından Baba Vanga'nın ne demek istediğini anladım.
 

4.jpg
Fotoğraf: Madame Bulgaria


Ayda 100 bin ziyaretçi ağırlayan, onların dertlerini dinleyen, türlü sıkıntılar için bitkisel ilaç tarifleri verip reçeteler hazırlayan, cahil bir kız çocuğundan vahiy melekliğine uzanan bir yolculuk Baba Vanga'nın zaman içindeki seyahati.
 

2.jpg
Baba Vanga Müzesi, Bulgaristan / Fotoğraf: Madame Bulgaria


Ölümünden sonra 18 yıl boyunca kapalı kalan Vanga'nın Rupite köyündeki evi 25 Mart 2014'te yeniden ziyareye açıldı, ücretsiz gezilebilen bir müzeye dönüştürüldü.

Hala meraklısı çok, ziyaret edeni bol..
 

5.jpg
Fotoğraf: Madame Bulgaria


Sahtekar mı yoksa gerçekleri söyleyen mi, aslında bu sorunun yanıtı okurun bakışında gizli.

Slav dillerinde Baba "saygı duyulan yaşlı kadın", Yunanca kökene sahip Vanga ise "iyi haber" anlamına geliyordu.

Yaşlı kadının pek iyi haber verdiği görülmedi. 

Ne olursa olsun unutulmaz bir yüz, tuhaf bir insan kendisi...

vanga mezar.jpg
Baba Venga'nın mezarı / Fotoğraf: Wikipedia


Ve tabi meraklısına haberciliği 3797 yılına kadar götürebilecek, "bol tık" kaygılı gelecek kehanetleri:

2023: Dünyanın yörüngesi değişecek (Kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyor)

2025: Avrupa'nın nüfusu neredeyse sıfırlanacak

2033: Kutuplar erimeye başlayacak, dünyadaki su seviyesi yükselecek (Olmakta olan)

2043: Avrupa'nın İslami bir halifeliğe dönüşümü tamamlanacak, Roma başkent ilan edilecek, Müslümanlar dünya ekonomisini başarıyla yönetecek

2066: Amerika dünyanın ilk kez tanık olacağı yeni bir küresel ısınma silahı kullanarak Roma'yı geri alacak ve Hristiyanlığı geri getirecek

2076: Komünizm, Avrupa ve dünyanın geri kalanına geri dönecek

2084: Doğa yeniden doğacak (Kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyor)

2187: İki büyük yanardağın patlaması başarılı bir şekilde durdurulacak

2480: Güneşler çarpışacak ve dünya karanlığa gömülecek

3005: Mars'taki savaş evrenin gidişatını değiştirecek

3010: Bir kuyrukluyıldız aya çarpacak ve dünyanın dört bir yanı kaya ve kum ile çevrelenecek

3797: Bu tarihten itibaren dünyadaki her şey ölecek fakat insan medeniyeti başka bir yıldız sistemine seyahat etmek için yeterli donanıma sahip olacak

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU