Hükümetin havucu ve sopası

Hükümetler neden özel sektörü teşvik ederler? Ne ile teşvik ederler? Bu teşvikler ülkelerdeki özel sektörün geleceğini nasıl şekillendirebilir?

Fotoğraf: Reuters

Özel sektör teşvikleri, ülkelerin geleceğe dönük yönelimlerini açıklayan hükümet bildirilerinde sıklıkla kullanılan bir ifadedir.

Peki, hükümetler neden özel sektörü teşvik ederler? Ne ile teşvik ederler? Bu teşvikler ülkelerdeki özel sektörün geleceğini nasıl şekillendirebilir?

Teşvik genellikle kısa vadede özel sektörün gözünden kaçabilen; ama uzun vadede devletin yararına olan veya yüksek ekonomik faydası olmayan ama hükümetin teşvikleri ile faydası artan projeler için sunulur.

Bu teşvikler, özel sektörün faaliyetini temelden etkilemektedir. Varlığı genellikle özel sektörün davranışında belirleyici bir faktördür.

Sözgelimi, birçok ülke karbon emisyonlarını azaltmak için yenilenebilir enerji kullanan şirketlere teşvikler sunmaktadır. Bu da çevreye olumlu bir şekilde yansımaktadır.

Bu, tamamen şirketlerin tercihine bırakılsaydı hiçbiri petrol türevlerinden üretilen enerjiye kıyasla maliyeti yüksek olduğundan yenilenebilir enerji kullanmazdı.

Hükümetler bunun yanında devlet tesisleri üzerindeki yükü azaltmak için sağlık, eğitim gibi belirli sektörlere de teşvikler sunarlar.

Belki de en yaygın hükümet teşvik türlerinden biri, şirketlerin AR-GE çalışmalarının desteklenmesidir.

Bu tür yatırımlar, özellikle uzun vadede yerel endüstrileri ve ileri teknoloji ürün ihracatlarını destekleyerek yerel ekonomiye katma ekonomik değer kazandırır ve böylece ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkiler.

Çalışmalar, hükümet teşviklerinin, yüksek teknoloji sertifikalı endüstrilerin başlangıcının temelini oluşturduğu örneklerle doludur.

Bu teşvikler olmasaydı birçok şirket AR-GE alanına yatırım yapmaktan kaçınırdı. Çünkü sonuçlarının belirsizliği ve yatırımın başlangıcından itibaren 10 yıla kadar uzayabilen uzun geri dönüş süreleri nedeniyle bu alana yapılan yatırımlar yüksek riske sahiptir.

Teşvikler genellikle devletlerin yönelimlerini gösterir. Birçok ülke yerel istihdamı desteklemek, kadınların belirli sektörlerdeki katılım oranını yükseltmek, KOBİ’lerin yerel ekonomiye katkısını artırmak, belirli coğrafi bölgelerde ekonomiyi canlandırmak ve turizm ve kültür gibi gelecek vaat eden sektörlere can vermek için teşvik araçları sunar.

Bütün bu teşvikler, hükümetlerin yönelimlerini ve gelecek vizyonlarını açıklar.

Hükümetler özel sektörü kendi yönelimlerine göre teşvik etmek için genellikle iki yöntem kullanırlar; ya çeşitli şekillerde ödüllendirir ya da çeşitli şekillerde para cezaları ve tazminatlar uygularlar.

Diğer bir deyişle genellikle “havuç ve sopa” şeklinde ifade edilen yöntemi kullanırlar. Burada havuç ödüller ve ikramiyeler, sopa ise cezalar ve tazminatlardır.

Bu teşvikler, vergi muafiyetleri, gayrimenkul ruhsatları, finans ve banka güvenceleri ve prosedürlerin kolaylaştırılması şeklinde olabileceği gibi para cezaları, belirli aktivitelerin yasaklanması, hatta yasal kovuşturmalar ve ticari faaliyetlerin tamamen durdurulması şeklinde de olabilir.

Para cezası veya “sopa” yöntemine belirli bir yasa ihlal edildiğinde başvurulurken; “havuç” ise belirli bir yasa veya anlaşmaya uymanın mükafatıdır.

Sopanın tek alternatif olduğu durumlar olduğu gibi havuç da kimi durumlarda tek yöntem olabilir.

Sözgelimi, hükümet çevreyi kirletmeyen şirketleri finansal teşviklerle ödüllendirmez. Aksine tam tersi şekilde davranır ve çevreyi kirleten şirketleri cezalandırır.

Bu örnekte havuç değil sopa önceliklidir. Bunun aksi bir örnek verecek olursak; hükümet AR-GE çalışmalarına yatırım yapmayan şirketleri cezalandıramaz ama yatırım yapanları ödüllendirir.

Mevcut ödüllerin ve para cezalarının birçok örneği vardır ve hangisinin yararlı olup hangisinin olmadığı üzerine düşünülüp tartışılabilir.

Hükümet, özel sektöre karşı “havuç ve sopa” yöntemini kullanırken dikkatli olmalıdır. Fazla “havuç”, özel sektörün devlet teşviklerine bağımlı olmasına yol açarak yerel rekabet gücünü ve uluslararası rekabet yeteneğini zayıflatır. Ayrıca hükümetin bütçesini de tüketir.

Diğer taraftan fazla “sopa” da yatırım isteğinin azalmasına, hatta yatırımların yerel pazarlardan diğer rekabetçi pazarlara kaçmasına yol açar.

Özel sektör, GSYİH’da artış ve işsizlik oranlarında düşüş de dahil olmak üzere ulusal ekonomiyi destekleyecek sermayeyi temsil ettiği için ona karşı “havuç ve sopa” yöntemi kullanılırken etkileri sürekli takip edilmeli ve dikkatle incelenmelidir.

Çünkü özel sektörün sopanın baskısına vereceği tepki, dediğimiz gibi başka pazarlara kaçmak olabilir.

Bu sektörün ne kadar esas olduğunu izah etmek için tüm dünyada hükümetlerin pandeminin ardından kendisini desteklemek için son zamanlarda yaptıkları harcamalardan daha iyi bir örnek yoktur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU