'Çoğunluk biziz': Sudanlı protestocular talepleri yerine getirilene kadar rejim üzerindeki baskıyı sürdürmeye ant içti

'Bu sistemin kökünü kazımayı ve rejimi değiştirmeyi amaçlıyoruz ve bunu gerçekleştirmeden geri dönmeyeceğiz'

Barzou Daragahi & Bel Trew - The Independent 

Cumartesi gecesi rejimin karanlık güçleri kovuklarından çıktı ve Hartum'daki Mühendislik Yüksek Okulu yakınlarında oturma eylemi yapan protestoculara saldırdı. Silahsız sivillere açılan ateş sonucu birçok kişinin yaralandığı anlar ve yaşanan kaos kameralara yansıdı. Ancak göstericiler geri adım atmadı. Dağılmak yerine, yaralıları yakındaki bir camide tedavi ettiler ve caddeyi kontrol altında tuttular.

Pazar günü güvenlik güçleri savunma bakanlığı önündeki göstericileri traktörlerle uzaklaştırmaya çalıştı. Videolarda, çoğu çocuk protestocuların “özgürlük” ve “devrim” tezahüratları eşliğinde karşı koymak için el ele tutuşup halka oluşturdukları dramatik anlar görüldü. Ayaklanmaya katılan binlerce protestocudan Cihan el-Tahir, “Henüz hedefimize ulaşmadık, hala direniyoruz ve gerçekten değişim olana kadar geri dönmeyeceğiz" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sudanlı protestocular uzun süredir ülkenin diktatörü Ömer el Beşir'in düşmesini tetikleyerek, geçen perşembe tüm dünyayı hayrete düşürdü. 24 saat sonraysa Beşir'in varisi Ahmed Awad ibni Auf isimli kır saçlı generali, ertesi günse Salih Gosh adıyla bilinen rejimin istihbarat şefini yerinden etti. Şu an ise ülkeyi yöneten askeri konseyin ve fiili olarak devletin başkanı Korgeneral Abdül Fettah Burhan'la demokrasi için olası bir yol haritasını müzakere ediyorlar.

Ancak protestocular sivillerin öncülük ettiği geçici bir hükümete ve demokratik sistemin oluşturulmasına yönelik talepleri yerine gelene kadar sokakta duracaklarına ant içti. Bünyesinde doktorları, öğretmenleri ve hukukçuları barındıran aktivist grup Sudanlı Profesyoneller Birliği, göstericilerin rotadan çıkmasını önlemek ve taleplerini sunmak için liderlik ediyor.  

Protestocular, karanlık gizli polis kurumu Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi'nin ve El-Beşir'in on yıllardır etnik iç savaşlarda ve protestoculara karşı kullandığı rejim yanlısı “gölge” milislerinin tasfiye edilmesini istiyor.    

Protestocular El-Beşir'in Ulusal Kongre Partisi'nin kapatılmasını, partiye ait tüm mal varlıklarının devlete devredilmesini, gözaltına alınan tüm politikacıların salınmasını, hukuki reformlar yapılmasını ve basın özgürlüğünün sağlanmasını talep ediyor.  Ayrıca kamu kaynakları ve fonları kullanarak yapıldığı iddia edilen kirli anlaşmalara dair rejimin hesap vermesini istiyor.

Organizasyon yaptığı açıklamada, “Devrimi ve başarılanları korumak için herkesin hızla oturma eylemi yapılan alanlara doğru yola koyulacağını umuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Aktivistler 2011 ayaklanmalarının ardından Mısır ve diğer ülkelerde yaşananları yakından izlediklerini ve oralarda yapılan hatalardan kaçınmayı umduklarının altını çizdi.

Tahir, “Bu tür yüzeysel bir rejim değişikliğiyle kandırılmayacağız. Rejim henüz değişmedi ve bunun tamamen farkındayız. Bütün geçmiş deneyimler bize bunu gösterdi. Yapılması gereken tek bir şey var ve insanlar bunun artık ne olduğunu çok iyi biliyor: Rejim düşene kadar sokakta kalmak” diyor.

Bu seferki protestolar bir hafta önce başladı ancak Sudanlılar Aralık ayından beri değişim için kararlı bir mücadele yürütüyor. Mayıs başında Müslümanların kutsal ayı Ramazan'ın başlaması ve yaz mevsiminin de yaklaşması sebebiyle yakalanan ivmenin kaybolmasından korkuluyor.

İngiltere'de eğitim görmüş 33 yaşındaki Sudanlı aktivist Sara Soliman, “Bazı gençler gerçekten çok yorgun. İnsanlar sabahları erkenden geliyor ve gece boyunca nöbet tutmuş insanların yerlerini devralıyor. Ordu ele geçirir endişesiyle kimse bölgeyi terk etmek istemiyor” diyor.

Ancak protestocuların yolunda duranlar sadece silahlı kuvvetler ve El-Beşir'in baskın birlikleri değil. 2011'deki Arap ayaklanmaları sırasında elde edilen demokratik kazanımlardan geri dönen ve bugün Hartum askeri cuntasını da destekleyen komşu ülkeler Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere tutucu Arap ülkeleri de bu protestoların yoluna taş koyuyor.

Hepsi Batının sadık müttefikleri olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Ürdün ve Bahreyn iktidardaki askeri konseye destek açıklaması yaptı ve Nil Nehriyle Kızıldeniz kıyısındaki 41 milyonluk ülkeye istikrar ve güvenlik çağrısında bulundu.

Arap Yarımadası devletlerinin Sudan tarımına büyük yatırımları var. Riyad ve Abu Dabi ayrıca yıllardır süren Yemen savaşında kendileri için mücadele eden Sudanlı savaşçılara bel bağlıyor. Soliman'a göre bunlar, “Sudan ordusunun Yemen'den çekilmesini istemiyor ve Sudan halkının yaşamı umurlarında değil.”

Bu durum da batı destekli Arap devletlerini sokaktakilerle karşı karşıya getiriyor.

General Burhan, sivil bir başbakan tarafından denetlenecek ancak ordunun nihai güç olduğu 2 yıllık bir geçiş dönemi teklif etti. Bu senaryo protestocular tarafından 2011'deki sonu hüsranla biten Mısır ayaklanmasını takip eden ve askerin merkezde olduğu sisteme çok benzer bulundu.

Tahir, “Bu darbe planımızın bir parçası değildi ve hedeflerimize ulaşmak için tatmin edici olmayacak. Bu sistemin kökünü kazımak ve rejimi değiştirmek istiyoruz, bunu gerçekleştirmeden geri dönmeyeceğiz" diyor.

"Rejim gerçekten devrilene kadar" eylem alanlarında kalacağına yemin eden Tahir, gecelerini bu alanlarda, rejimin silahlı saldırılarına karşı nöbet tutarak geçiriyor.

Tahir sözlerini şöyle bitiriyor:

 “Saldırılar sırasında oradaydım. Korkunç ve travmatikti. Gerçekten kötü zamanlar geçirdik. Ama sayımız çok fazla ve ivmeyi korumayı başardık.”

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/africa

Independent Türkçe için çeviren: İsmail Aydın

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU