Yeni Şafak yazarı: Devlet, cemaatlerin varlığını anayasal güvence altına almalı

“Devlet ve toplum ilişkileri vatandaşlık üzerinden yürümüyor. Kadrolaşmalar, lobiler, Masonlar, menfaat çevreleri gibi kolektif gruplaşmalarla sürüyor”

Fotoğraf: Reuters

Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Ergün Yıldırım, “devletin cemaatlerin varlığını anayasal güvence altına alması gerektiğini” söylerken “Cemaat-tarikatlar da devlet içinde paralel bir biçimde örgütlenmekten vazgeçecek” dedi.

Yıldırım, bugünkü köşe yazısında cemaatlerle ilgili olarak şunları söyledi:

Cemaatler ve tarikatlar üzerine hep indirgemeci konuşmalar yapılıyor. Şeyhlikten şahlığa gider, devleti ele geçirirler, şehvet düşkünü yapılar, cumhuriyeti ele geçirmek istiyorlar…Hatta ilahiyatçılar çoğunlukla sadece din üzerinden giderek yorumda bulunuyor. Tarihçiler salt tarihsel olgu, politik bakışı merkeze alanlar devletin güvenliğini esas alıyorlar. Ya da cemaatleri siyasi istismar alanları olarak görüyorlar. Her bir bilim ve her bir bakış belli bir anlayışa dayanıyor. İndirgemeci tutum alıp başını gidiyor. Elbette her bir bakışın cemaatler ve tarikatlarla ilgili aydınlattığı bir taraf var. Çok doğru! Bu yapıların istismarcıları, politize olanları, şeyhlikten şahlığa geçenleri ve şehvet ve mal düşkünü olanlar var. Ancak tamamen böyledir demek büyük bir iftira, çarpıtma ve karalama kampanyası. Çünkü tarihi gerçek de, dini gerçek de ve sosyolojik gerçek de bunu söylemiyor.

Cemaatlerin gökten inmediğini, toplum ve siyasete göre doğduğunu söyleyen Yıldırım, devlet ile bu yapılanmalar hakkındaki görüşünü şöyle savundu:

Devlet ve cemaat-tarikat ilişkileri iki taraflı. Hem devlete hem de cemaatlere sorumluluk düşüyor. Devlet onların varlığını anayasal güvence altına alacak, onları tanıdığını resmileştirecek. Cemaat-tarikatlar da devlet içinde paralel bir biçimde örgütlenmekten vazgeçecek. Aslında sorunun başka bir veçhesi de var. Devlet ve toplum ilişkileri vatandaşlık üzerinden yürümüyor. Kadrolaşmalar, lobiler, Masonlar, menfaat çevreleri gibi kolektif gruplaşmalarla sürüyor. Bu devam ettikçe cemaatler de toplumun dinsel kolektif temsil alanları olarak bu rekabet içinde yer alır. Ancak dini saygınlıklarını korumak için eleştiriye ve ıslaha açık olmalılar. Dünyevileşme, holdingleşme, cemaat asabiyeti ve popüler kültür karşısında esaslarını korumalılar. Kendilerini inkâr edecek davranışlardan, virüsten kaçar gibi kaçmalılar.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU