Neo-Nazi gruplarının Facebook'ta kalmasına 'topluluk standartlarını ihlal etmedikleri' gerekçesiyle izin verildi

Uluslararası beyaz üstünlükçü gruplar çevrimiçi ortamlarda, Yeni Zelanda saldırısına ilham veren aynı komplo teorisini yaymaya devam ediyor

Neo-Nazi grubu Combat 18'in Yunanistan kolunun Facebook sayfasında yer alan ve şikayet edilmesine rağmen kaldırılmayan kapak fotoğrafı

Sosyal medya devi Facebook, Neo-Nazi gruplarının ‘topluluk standartlarını’ ihlal etmedikleri gerekçesiyle Facebook'ta kalmalarına izin verdi. 

Combat 18 (Savaş 18) ve Misanthropic Division'ın (Mizantropik Birlik) da dahil olduğu uluslararası beyaz üstünlükçü fraksiyonların sayfalarını şikayetlere rağmen kapatmayan Facebook, kullanıcılara sayfaları takipten çıkmalarını söyledi.

Independent’ın ulaştığı Aşırılıkla Mücadele Projesi (CEP) raporu, aynı yanıtın ırkçı grup Be Active Front USA (ABD Aktif Ol Cephesi) ve Neo-Nazi British Movement (İngiliz Hareketi) için de verildiğini gösteriyor.

Şikayetlerin sonuçsuz kaldığı sayfalar, beyaz olmayan insanları "haşerat" ve eşcinselleri "dejenere" olarak niteleyen, Adolf Hitler resimlerine ve faşist sembollere yer veren ırkçı ve homofobik ifadeler içeriyor.

Combat 18'in Avustralya fraksiyonuyla ilişkili bir diğer sayfa ise, Yeni Zelanda’daki saldırıdan sonra "medyanın ve solcuların aylarca şamataya devam edeceğinden" yakınırken, silahlı saldırgana ilham veren aynı ideolojiyi yaymaya devam ediyor.

İngiltere'de Neo-Nazi sokak dövüşü grubu olarak ortaya çıkan ve onlarca ülkede alt birimi bulunan Combat 18 aynı zamanda, göçmen ve etnik azınlık cinayetlerinin de şüphelisi.

Ayrıca, çevrimiçi kalmasına izin verilen diğer sayfalar, aşırılık yanlısı gruplar için fon sağlayan Neo-Nazi ürünlerinin satılması için kullanılıyor.

CEP Yöneticisi Hans-Jakob Schindler’e göre, Facebook ve diğer platformlar, bu grupların "ağ kurmalarına ve dünya çapında örgütlenmelerine" imkan sağlıyor.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Shindler “Facebook, aylık 2,32 milyar aktif kullanıcıyla dünya nüfusunun 3’te birine hizmet sunuyor. Bu açıdan mevcut en büyük platform” dedi.

Yasal düzenleme yapılması için çağrıda bulunan Schindler sözlerine şöyle devam etti:

"Ancak şirketin çalışma tarzı, platformdaki içerik üzerine kurulu. Şirket, platform dışındaki içerikle ilgilenmiyor. Bu nedenle, aşırı sağcılık sorununa yönelik net ve süreklilik arz eden bir kamuoyu baskısı oluşmadıkça, önemli mesafe katedemeyiz."

Bu yeni tartışmalar, Yeni Zelanda saldırganının Facebook’ta yaptığı canlı yayının polis talebine kadar durdurulmaması nedeniyle başladı.

The Independent, tartışmaların ardından, İslam karşıtı Britain First (Önce İngiltere) grubunun, nefret söylemleri yüzünden yasaklanmasından bir yıl sonra 3 yeni sayfa açtığını ortaya çıkardı.

Öte yandan, Hans-Jakob Schindler, Facebook ve diğer sosyal medya firmalarının IŞİD propagandası ve diğer İslamcı içeriklere karşı yanıt üretebilse de Neo-Nazilere yanıt vermekte geciktiğini belirtti.

Shindler, sözlerine şöyle devam etti:

"Christchurch saldırısı, her iki tarafın da eşit derecede kaygı verdiği ve tehlikeli olduğu görüşümüzü doğruladı. Şu an Batı’da, harekete geçmek için cesaretlenmiş aşırıcı ve milliyetçi sağ gruplar ortaya çıkıyor."

Ayrıca, Christchurch zanlısı, görüşlerini ‘elbette internetten’ edindiğini belirten online belge yayımlamıştı. Saldırının gerekçesi olarak söylediği beyaz soykırımıyla ilgili komplo teorisi ise, CEP tarafından şikayet edilen birçok Facebook sayfasında yayıldı.

Blood and Honour (Kan ve Onur) adlı Neo-Nazi müzik ağının Kanada fraksiyonu, Yeni Zelanda saldırısını kınadığını iddia ederken, Yeni Zelanda'daki vahşeti 'dünyada olumlu değişiklikler yapmak isteyen ama yanlış yönlendirilen bir çaba' olarak nitelemişti.

 

 

Bu ağ, CEP araştırmacılarının geçen yılın Eylül ve Kasım ayları arasında incelediği, aşırıcı gruplara ait 40 Facebook sayfasından sadece biri.

Araştırma, 'Neo-Nazizmi ve beyaz üstünlüğünü savunan' 22 grubu ve aşırılıkçı ürünleri sergileyen 18 mağazayı kapsıyor.

Araştırma sonucunda, 40 sayfanın 5'i bilinmeyen nedenlerle kapatılırken, geri kalan 35 sayfa ise 2 bin 300'ün üzerinde beğeni alarak, takipçi sayısını artırdı.

CEP'in bu 35 sayfayı şikayet etmesiyle, 6 sayfayı daha kaldıracağını belirten Facebook, diğer talepleri şu ifadelerle reddetti:

"Şikayet ettiğiniz sayfaları inceledik. Her ne kadar topluluk standartlarımızı ihlal etmese de, sayfanın veya paylaşımları saldırgan bulmanızı anlıyoruz."

Bunun yanında, sayfaları engellemelerini ya da takipten çıkmalarını tavsiye eden şirket, daha sonra sayfalardan birkaçını daha kapattı.

 

 

Bunların yanı sıra, uluslararası Neo-Nazi grubu Green Line Front (Yeşil Hat Cephesi) fraksiyonları da ‘beyaz devrim’ çağırısı yapan US National Alliance Reform and Restoration Group'la (ABD Ulusal Reform ve Restorasyon İttifakı) birlikte Facebook'ta yer almaya devam ediyor.

Oysa Facebook'un topluluk standartları,; nefret söylemini ırk, din ve cinsel yönelime ‘doğrudan saldırı’ şeklinde tanımlıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

CEP raporuna göre, Neo-Nazi gruplara izin veren Facebook, kendi ilkelerine bağlılığı konusunda da ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Öte yandan, bir Facebook sözcüsü “Facebook'un güvenli bir yer olmasını istiyoruz. Nefret söylemlerini platformdan uzak tutma yönündeki yatırımlarımıza devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.

Facebook istatistiklerine göre geçen yıl, 6 ay içinde 12,4 milyon 'saldırgan içerik' kaldırılırken, 2018'in ilk çeyreğinde de yaklaşık 2,5 milyon nefret söylemi silindi.


 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/uk/home-news

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU