Nihayetinde 2008 küresel finansal krizinin tekrarına doğru mu gidiyoruz?

Mevcut durumda çözülmesi zor olan şey deneyimimizin dış kenarlarında - ki bu deneyim de geçen yüzyılın ekonomik döngüsünün deneyimi - meydana gelen bir şeyler olup olmadığını tespit etmek

"Bugünkü büyüme aşamasını sona erdirebilecek unsurlar arasında uluslararası ticaret gerilimleri, emek kıtlığı, aşırı borç ve şişirilmiş varlık fiyatları bulunuyor"

Bir anda D-kelimesi, durgunluk, tekrardan dünya çapında gündeme geldi. Geçen hafta, tahvil piyasaları önümüzdeki aylarda ekonomik gerileme sinyali verirken finansal piyasalarda bir korku dalgası yayıldı.

Burada birkaç etmen var. ABD tahvil fiyatları arttı veya diğer açıdan bakarsak; uzun vadeli ABD faiz oranları, 10 yıllık tahvillere verilen faiz oranlarının 3 aylık hazine bonolarının altına düşeceği kadar düştü.

10 yıllık Alman tahvillerindeki faiz oranları negatife döndü. ABD Merkez Bankası oranları bu sene artırmayacağını gösterir biçimde, faiz oranlarının gelecekteki hareketlerine dair yönlendirmesini değiştirdi.  

Birkaç gün önce Avrupa Merkez Bankası, Avrupa bankacılık sistemine daha fazla para pompalayarak, parasal genişlemeye devam edeceğini açıkladı.

Tüm bunlar kulağa çok teknik geliyorsa, bilmemiz gereken tek şey, dünyanın 2 ana merkez bankası ve piyasalarının gerçek bir durgunluk tehlikesi olduğunu düşünüyor olduğu.

Haklılar mı?

Derin bir nefes alalım. Elbette bunu kimse bilemez ancak bu ekonomik döngü hakkında söylenecek makul bir şeyler de var.

İlki şu ki, ekonomilerin hızlanıp ardından yavaşladığı küresel bir ekonomik döngü mevcut ve her bir döngü 7 ila 10 sene sürüyor. En son dibi gördüğümüz noktayı 2009 olarak alırsak, şu anda büyüme safhasının 10. yılı içindeyiz o nedenle kısa süre içerisinde bir gerileme beklemeliyiz.

 

 

Neden bir gerileme olması gerektiğini sormak bir döngü olup olmadığını sormakla aynı şey. Buna çok tatmin edici bir yanıt veremem; ancak sadece iyi dönemlerde insanların kendilerini kaptırıp her şeyin sonsuza kadar iyi süreceğini varsaydığını veya tam tersinin olduğunu söyleyebilirim. Sadece hem çıkışların hem de inişlerin bir sonu olduğunu kabul edelim.

Bugünkü büyüme aşamasını sona erdirebilecek unsurlar arasında uluslararası ticaret gerilimleri, emek kıtlığı, aşırı borç ve şişirilmiş varlık fiyatları bulunuyor.

Şu anda ABD, Almanya ve Birleşik Krallık dahil pek çok ekonomide ticari gerilimler, sıkı işgücü piyasaları, Çin’de (aşırı borçlanma nedeniyle) büyümede düşüş ve her ne kadar sonbahardan beri bir derece düzelmiş olsa da yüksek teknoloji Amerika’sında şişirilmiş hisse senedi fiyatları var.

 

 

Burada söyleyeceğim ikinci şey şu ki tüm bu negatif unsurlar henüz normal sınırlar içinde. Her çıkışın zirvesinde, gerileme dönemine işaret eden bir dizi negatif özellik ortaya çıkar.

Mevcut durumda çözülmesi zor olan şey deneyimimizin dış kenarlarında -ki bu deneyim de geçen yüzyılın ekonomik döngüsünün deneyimi- meydana gelen bir şeyler olup olmadığını tespit etmek.

2008 bankacılık krizi bu dış kenarlardaydı, öyle ki 1930’lardan beri böyle bir şey yaşanmamıştı. 1998-1999’daki internet şirketleri patlaması ise diğer yandan “normal” bir coşku patlamasıydı.

Elbette neyin normal olup olmadığı tartışabilir. Dünyanın en büyük ve 2. en büyük ekonomileri arasındaki ticaret savaşı tehdidi, daha önce ABD'yle Çin arasındaki çatışmaya benzer bir şeye hiç tanık olmadığımız için normal gelmeyebilir.

Ancak belirli bir uzlaşmaya varılacak ve varılmasa bile bu, tüm dünya ekonomisini sarsmaya yetecek büyüklükte olmayacak.

 

 

Pek çok kişi bugünkü borç birikimi hakkında endişe duyuyor ancak genel olarak, dünya çapındaki borç seviyeleri II. Dünya Savaşı'nın sonunda olduğundan daha düşük ki bu uzun, hatta biraz engebeli bir uluslararası büyümenin başlangıcıydı.

Şişirilmiş varlık fiyatları? Beklenen enflasyonun çok altındaki tahvil getirisinin tahvillerde aşırı fiyatlara neden olduğunu ve hatta diğer varlık fiyatlarını şişirmiş olabileceğini düşünüyorum. Gelişmiş pek çok ülkede barınma çok pahalı. Kariyerlerine yeni başlayan ve iyi kazanan gençler New York veya Londra’da ev satın alamıyorsa bu hayra alamet değil.

Ancak gayrimenkulün çoğu yerde anlamsız bir şekilde pahalı olduğunu düşünmüyorum. Şöyle diyelim, gayrimenkul Tokyo’daki İmparatorluk Sarayı'nın Kaliforniya’daki tüm topraklardan değerli olduğu 1980’ler sonu Japonya'sı kadar aşırı değerlenmiş değil.

 

 

Peki bu döngüde sıra dışı ne var? İlk gözümüze çarpan, bu büyümenin tepesinde yer alan gelişmiş dünyadaki düşük hatta negatif faiz oranları. Ancak bana göre bu, yaklaşan gerileme yerine, çok sessiz olacağından korktuğum bir sonraki toparlanmaya işaret ediyor.

Gelecek sene dünya çapında ciddi bir durgunluk yerine (ki gerçi ılımlı biri yaşanabilir) 2020’ler ve sonrasındaki ekonomik duraklamadan endişe ediyorum.  

Ancak bu bile şu andaki teknolojik yenilik patlaması göz önüne alındığında mantıksız. Sonuç olarak, bir düşüş yaşanacak ve muhtemelen gelecek sene yaşanacak. Ancak bu 2008-2009’daki durgunluk kadar kötü olmayacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Özlem Sakın

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU