ABD Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz ilk duruşmada kendini savundu: Sadece tercümanlık yaptım

Topuz emniyette Türkiye Cumhuriyeti’nin atadığı kişilerle irtibata geçtiğini söyledi, “Kimin FETÖ üyesi olduğunu bilmem söz konusu değil” dedi

35 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Metin Topuz ilk kez hakim karşısına çıktı

17-25 Aralık soruşturmalarını yürüten eski polis müdürleri ve firari eski savcı Zekeriya Öz’le irtibatlı olmakla suçlanan ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz ilk kez hakim karşısına çıktı.

Duruşmada ABD'nin Ankara Büyükelçiliği maslahatgüzarı Jeff Hovenier ve ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ile ABD'li gazeteciler de hazır bulundu.

Topuz ilk savunmasında "Bütün görevlerim, muhataplar arasında tercümanlık yapmaktan ibarettir. Özellikle de vize konusunda. ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi DEA'de farklı alanlardaki tercümanlık görevlerime bakıldığında; tercümanlık dışında irtibat iddiası doğru değildir" diye konuştu.
 
“Devlet kimi muhatap koyuyorsa onunla irtibat kurarız”

DEA'deki görevi kapsamında, Türkiye ile ABD arasında yapılan kontrollü teslimat operasyonlarında, DEA ile Türk yetkililer arasında yazılı ve sözlü bir şekilde tercümanlık yaptığını belirten Metin Topuz şunları söyledi:

"Görev yaptığım DEA'in, muhatap makamlara, Türkiye Cumhuriyeti'nde atamaları yapılmış şahısları seçmek, belirlemek gibi yetkisi olmadığı gibi, FETÖ/PDY üyesi olduğunu bilmemiz söz konusu değildir. Tespit etmemiz de söz konusu değildir. Devlet bize muhatap olarak kimi koyuyorsa onla irtibat kurarız."

"25 yılda irtibatlı olduğum yüzlerce isim vardır"

Metin Topuz, DEA'deki 25 yıllık hizmeti süresince yalnızca İstanbul Narkotik Şube Müdürü olarak 14 kişinin görev yaptığını ve DEA adına polis memuru, komiser, emniyet amiri, şube müdür yardımcısı gibi yüzlerce kişiyle irtibat sağladığı bilgisini de vererek, "Gelin görün ki 2007'den sonra benim görüştüğüm kişiler olarak iddianamede sadece 100 kamu görevlisi gösteriliyor. Yalnızca suç işledikleri iddia edilen şahıslar dosyaya konmuş ve algı yaratılmıştır. Halbuki 25 yılda irtibatlı olduğum yüzlerce isim vardır" diye konuştu.

Savunması sırasında ağladı

Bahsedilen kişilerle işi gereği zaten görüşme yaptığını, ayrıca hatırlamadığı tüm kamu görevlileriyle yasa dışı konuların görüşüldüğüne dair herhangi bir somut delilin dosyada bulunmadığını savunan Topuz, "Görevimi aşacak biçimde ve yoğunlukta telefon trafiğinden bahsetmenin çok doğru olmadığına inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bir birey olarak karşılaştığım sıkıntılarda koştuğum kolluk güçleriyle Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul görmüş DEA'daki görevimle ilgili, suçun-suçlunun yakalanması anlamında yapacağım görüşmelerden yakalanacağım hiç aklıma gelmezdi" dedi. Topuz bu ifadeyi kullandığı sırada ağladığı görüldü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Zekeriya Öz’le irtibat suçlaması

Firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatıyla ilgili de savunma yapan Topuz, Zekeriya Öz'e soru sorulduğu zaman tercümanlık yaptığını ve oğlu Talha Öz ile telefon görüşmesini ABD'ye vize müracaatı için konsolosluğa geldiği günün sabahı yaptığını dile getirdi.

Topuz, ilk sorgusundan itibaren, DEA'daki amirleriyle Zekeriya Öz ile makamında iki defa görüştüklerini sorulmadığı halde anlattığını ve 25 yılda toplam olarak İstanbul'daki adliye binalarına 5 defa gittiğini savunarak, Beşiktaş Adliyesi'ne 3 kere, Çağlayan Adliyesi'ne de iki kere gittiğini iddia etti.

"Zekeriya Öz, başsavcıvekilini azarladı, ABD'de VIP karşılama istedi"

Zekeriya Öz ile ilk görüşmesini anlatan Topuz, şöyle konuştu: 

"Müdürüm, 'ABD'li bir heyet İstanbul'da temaslarda bulunacak' dedi, onları Çağlayan'a götürmemiz istendi. Tercümanlık yapacaktım. Protokol girişinden alındık. Bir başsavcıvekilinin makamına aldılar, çay, kahve ikram edildi. Türkiye- ABD arasında adli iş birliğinin nasıl daha iyi yapılabileceği bir konuydu. 10 dakika geçti hışımla kapı açıldı. Zekeriya Öz içeriye girdi. Televizyondan tanıyordum. Varlığımıza aldırmadan, bir babanın oğlunu azarladığı gibi diğer başsavcı yardımcısını azarladı. 'Yukarıda beklediğini, niye haber vermediğini' söyledi. Hiç unutmuyorum o günü. Tabi çok soğuk bir hava esti. Bu azarlamadan sonra Zekeriya Öz ile oturduk genel olarak adli işbirliği nasıl daha iyi olur konuştuk. Toplamda yarım saat süren bir görüşmeydi bu. Sonra izin isteyip ayrıldık.”

Zekeriya Öz ile ikinci görüşmesinin de bir soruşturma için savcının ABD’ye davet edilmesiyle ilgili olduğunu savunan Metin Topuz, Öz’ün ABD’de VIP karşılama istediğini, bu isteği kabul edilmeyince daveti kabul etmediğini söyledi. Topuz iki görüşme dışında Öz ile başka irtibatının olmadığını savundu.



"101 isimden yüzü kamu görevlisi, biri marangoz"

Metin Topuz “Bana sorulan 101 isimden yüzü kamu görevlisi sadece bir kişi kamu görevlisi değil. Bu kişi 'marangoz Muhittin Usta' olarak tanıdığım birisi. Soy ismini bile bilmiyorum. Sorduklarında 'Tanımıyorum' dedim. Sonra resmini gösterdiklerinde hatırladım. Aramızdaki ilişki müşteri-esnaf ilişkisiyle sınırlıdır. Oturup çay içmişliğim bile yoktur" dedi.

Mahkeme heyeti başkanının, "Marangoz dediğiniz kişinin ByLock kullandığı iddia ediliyor ve FETÖ ile iltisaklı Türkiye Yüksek Tahsil Gençliği Öğrenim Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi. Buna ne diyorsunuz?" diye sorduğu Topuz, "Yalnızca iş ilişkisi, başka bir ilişkimiz kesinlikle yok. Karamürsel'de 1990'lı yıllarda tanışmıştık. Bunun dışında çevresini ve kimseyi tanımam" yanıtını verdi.

FETÖ ile bir ilişkisinin olmadığını savunan Topuz, ağlayarak vatanına ve milletine ihanet etmediğini iddia etti. Topuz'un son sözleri üzerine salonda bulunan ve tercüman aracılığıyla savunmayı dinleyen ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis de ağladı.

"Müracaat ettim, imtihana girip kazandım"

Mahkeme Başkanı Cem Karaca, savunmasını tamamlayan sanık Topuz'a, eğitim durumunu hatırlatarak, "Lise mezunusunuz, bu işe bir referans aracılığıyla mı girdiniz? Hangi yetenekleriniz ortaya çıktı ki DEA gibi bir departmana geçiş sağladınız?" diye sordu. Sanık Topuz, soruya şöyle yanıt verdi:

"Türkiye'nin en karışık olduğu dönemde 1978'de liseden mezun oldum. Üniversiteyi kazandım ancak ülkedeki karışıklık nedeniyle gidemedim. Lisede İngilizce dersim çok iyiydi. Liseden mezun olunca İngilizce kursuna da gittim. Sonrasında askere de gittim ve burada telefon operatörü olarak görev yaptım. Askerden dönünce konsolosluk iş ilanlarını takip ettim. Santral operatörü arıyorlardı. Burada işe başladım. İlk 2 sene gece santralcilik yapıyordum. Sonra gündüz santral ve teknisyen olarak çalışmaya başladım. 1979'da DEA'ya müracaat ettim. Yalnızca dil kriteri vardı. Polislik tecrübesi falan aramıyorlardı. Müracaat ettim, imtihana girip kazandım."

"Nedir bu kopartılan gürültü?" sorusu

Başkan Karaca'nın "Siz tutuklandıktan sonra diplomatik bir dokunulmazlığınız olmadığı halde ABD vize krizine yol açacak kadar aşırı tepki verdi. Diplomatik bağışıklığınız yok, TC vatandaşısınız. Bunu aidiyet duygusuyla mı açıklarsınız? Nedir bu kopartılan gürültü?" sorusunu ise Topuz, "Diplomatik bir bağışıklığım yok. Ben 35 yıldır oraya hizmet veriyorum. Onların ne saikle tepki gösterdiklerini bilmiyorum. Ben onların talimatıyla o görevlilerle görüştüm. Belki de bir bakıma kendilerini suçlu hissettiler, bilemiyorum" diye cevapladı.  

Süreç ve iddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yabancı uyruklu ve misyon görevlilerinin FETÖ'nün 17-25 Aralık ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davalarda yargılanan eski polis müdürleri ve askerler ile firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatlarına ilişkin soruşturma başlatmıştı. 

Soruşturma kapsamında ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz, 4 Ekim 2017'de ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'', ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' suçlamalarıyla tutuklanmıştı. 

Hazırlanan iddianamede Topuz'un, 20 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

DAHA FAZLA HABER OKU