"Savunma Yürüyüşü"nü anlama kılavuzu... Adli yıl açılışıyla başlayan tartışmadan sonra 10 aylık süreçte neler yaşandı?

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki adli yıl açılış törenine katılmasından, baro başkanlarının yolunun Ankara girişinde kesilmesine kadar varan süreçte yaşananları sıraladık

Fotoğraf: Twitter @alicanuludag

Baro başkanlarının Ankara'ya başlattığı "Savunma Yürüyüşü", yaklaşık 30 saat süren bir kriz yarattı. Başkentin girişinde polis barikatıyla karşılaşan 60 baronun başkanı, kente sokulmadı. Yer yer gerginliğin de yaşandığı süreçte, polis gece boyunca bekleyişini sürdüren baro başkanlarına battaniye ve çorba ikramını da engelledi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ise, baro başkanlarının Ankara girişinde durdurulmasının üstünden 27 saat geçtikten sonra oturma eyleminin yapıldığı alana geldi ancak baro başkanlarının tepkisiyle karşılaştı. Baro başkanları, Feyzioğlu'na sırtlarını döndü ve kol kola girerek oturma eyleminin yapıldığı alana almadı.

Peki, baro başkanlarının başkente giremeyince başlattıkları oturma eylemine kadar neler yaşandı?

Başlangıç

2019 - 2020 adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacağı duyuruldu. Törene, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve 80 baronun başkanı da davet edildi. Feyzioğlu, törene katılacağını duyurunca, ilk kopuş yaşandı. 

Türkiye'deki avukatların yaklaşık yüzde 90'ını oluşturan 52 baro, adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu belirterek, davete katılmayacaklarını duyurdu ve Feyzioğlu'na da 'katılma' çağrısı yaptı. Ancak Feyzioğlu, Külliye'deki açılışa katıldı ve kendisine çağrı yapan baro başkanlarına "Tuzu kuru olanların ne dediği çok önemli değil" yanıtını verdi. 

Olağanüstü Genel Kurul Çağrısı

Feyzioğlu'nun adli yıl açılış törenine gitmesiyle, bir önceki genel kurulda kendisine destek veren baro başkanları muhalif tutum aldı. Aralarında İstanbul, Ankara ve İzmir'in de yer aldığı 12 baronun başkanı Avukatlık Kanunu'nun 115. maddesine dayanarak Türkiye Barolar Birliği'nin Olağanüstü Genel Kurul'a çağırdı. 

Avukatlık Kanunu'nun 115. maddesi, Türkiye Barolar Birliği'nin Olağanüstü Genel Kurul'a nasıl gidileceğini şöyle tarif ediyor:

Birlik Yönetim Kurulu, gerekli gördüğü hallerde veya en az on baronun yönetim kurulları yazı ile isterse Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırır.

TBB'nin Olağanüstü Genel Kurul çağrısına yanıtı

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, 12 baronun yaptığı Olağanüstü Genel Kurul çağrısını oy çokluğuyla kabul etti. Bazı yönetim kurulu üyeleri, muhalif baroların Olağanüstü Genel Kurul çağrısını haklı buldu ancak çoğunluk ret kararı verdi. 

Feyzioğlu, 2021'deki Olağan Genel Kurul'u işaret ederek, muhalif barolara "Hodri meydan" dedi. 

Muhalif baroların yanıtı

Çağrısı reddedilen muhalif barolar, bildiri yayınlayarak Feyzioğlu'nun "Hodri meydan" sözüne yanıt verdi. Muhalif baroların bildirisinde "Hodri Meydan. Meydan Genel Kurul toplantısıdır. Genel Kurul’dan kaçmayın. Ya kanunu derhal uygulayın ya da istifa edin" denildi.

Ret yanıtı mahkemeye taşındı

TBB Yönetim Kurulu'nun oy çokluğuyla muhalif baroların Olağanüstü Genel Kurul talebini reddetmesi, TBB delegesi Yurdagül Gündoğan tarafından 8 Kasım 2019'da mahkemeye taşındı. Ankara 5. İdare Mahkemesi, 10 Mart 2020'de 12 muhalif baronun Olağanüstü Genel Kurul talebine yönelik verilen ret kararının yürütmesini durdurdu. Mahkemenin oy birliğiyle verdiği kararda, Avukatlık Kanunu'nun 115. maddesi hatırlatıldı.

TBB'nin itirazı

Ankara 5. İdare Mahkemesi'nden muhalif barolar lehine çıkan karar, Türkiye Barolar Birliği tarafından bir üst mahkemeye taşındı.

22 Nisan 2020'de Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, oy çokluğuyla yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. Bölge İdare Mahkemesi, TBB'nin kararının yürütmesinin durdurulmasının iptaline yönelik hükmünde, taleple delege arasında menfaat ilişkisi kurulamamasını gerekçe gösterdi.

Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi'nin kararıyla, muhalif baroların seçim hazırlığı sona ermiş oldu.

Diyanet'ten tartışılan cuma hutbesi ve Ankara Barosu'nun açıklaması

Muhalif baroların, Metin Feyzioğlu'na yönelik eleştirel tutumu sürse de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nden çıkan karar, Olağanüstü Genel Kurul sürecini sona erdirmiş ve ortalık sakinleşmişti. Ta ki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 26 Nisan'da yayınladığı cuma hutbesine kadar. 

Hutbede kullanılan ifadelerin, LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemi içerdiği ileri sürüldü. Diyanet'in hutbesinden hemen sonra, Ankara Barosu bir açıklama yayınladı ve şu ifadeler barolarla ilgili bambaşka bir sürecin başlamasına gerekçe gösterildi:

Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir.

Ankara Barosu'nun yanıtının siyasetteki karşılığı

Ankara Barosu'ndan yapılan açıklama, büyük infiale yol açtı. İktidar kanadından Ankara Barosu'nun açıklamasındaki ifadeler nedeniyle peş peşe tepkiler yükseldi. İktidarın yanı sıra, Metin Feyzioğlu da Ankara Barosu'na tepki göstererek, "Ankara Barosu tarafından yapılan sorumsuz açıklamayı tasvip etmemiz mümkün değildir" dedi. 

Bu sırada devreye giren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında soruşturma başlattı. 

Ankara Barosu'ndan yapılan açıklamanın yankıları sürerken, AK Parti, 2019 yılının eylül ayında da gündeme gelen ancak ertelenen baroların yapısı ve seçim sistemiyle ilgili çalışmayı raftan indirdi.

Yeni sistem hakkında spekülasyonlar

AK Parti'nin raftan indirdiği çalışmada, özellikle Metin Feyzioğlu'na muhalif olan ve Türkiye'deki avukatların büyük çoğunluğunun yer aldığı baroların delege yapısının değiştirileceği öne sürüldü. 50 bin üyesi olan ve TBB Genel Kurulu'nda 130 civarında delegeyle temsil edilen İstanbul Barosu'nun delege sayısının 8'e düşürüleceği, 100 avukatın kayıtlı olduğu taşra barolarının delege sayısının ise temsiliyetinin arttırılmasının planlandığı ifade ediliyordu.

Ancak yeni sistemin çoklu baroya öncelik tanıdığı, aradan geçen zaman içinde AK Parti kanadından yapılan açıklamalar ile anlaşıldı.

Sistemin ayrıntıları netleşti

Çoklu baroya yönelik tartışmalar devam ederken, AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndaki ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin yaptığı ortak çalışmanın detayları belli oldu. Buna göre, 5 bin üyeyi geçen barolarda, 2 bin üyeyi bulan yeni bir baro kurabilecek. 

Türkiye'de 5 bin üyeyi aşan baro sayısı ise 3. Bu barolar, Feyzioğlu'na karşı muhalefetin öncülüğünü yapan İstanbul, Ankara ve İzmir baroları. Eğer teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) gelir ve yasalaşırsa, 50 bin civarında üyesi olan İstanbul Barosu'nun içinden 5 yada 6 farklı baronun çıkabileceği belirtiliyor. 

Yeni sistemde, TBB'nin varlığı ise korunmaya devam ediyor. 

Barolardan yeni sisteme karşı ortak tutum

Metin Feyzioğlu, çoklu baro sistemine yeşil ışık yaksa da, yapılan görüşmeler sonucunda TBB ve ülke çapındaki 80 baro, ortak bir açıklama yaparak yeni sisteme karşı çıktı. Yapılan ortak açıklamada, "Avukatlık Kanunu’nda baroların yapısına yönelik değişiklik girişimlerini doğru bulmuyor, bu girişimlerin durdurularak geri çekilmesini, ülkemizin gerçek gündemlerinin çözümüne dönülmesini talep ediyoruz” denildi. 

Baro başkanları Adalet Bakanı ile bir araya geldi

Baro başkanlarının başlattığı "Savunma Yürüyüşü"nden önce, 80 baroyu temsilen 30 baronun başkanı, Metin Feyzioğlu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile bir araya geldi. Toplantıdan sonra konuşan Bakan Gül, "Mecliste çalışmalar, yapılan değerlendirmeler var ama ortaya çıkmış bir teklif yok. O yüzden onun zamanlaması da çok değerli. Bize burada serdedilecek tüm görüşleri bizler de iletmiş olacağız. Bu konuda teknik olarak da baroların saygınlığı, avukatlık mesleğinin saygınlığı ile ilgili ne gerekiyorsa onu yapacağız." dedi. 

80 baro başkanından eylem kararı

Metin Feyzioğlu'nun 2019 yılının eylül ayındaki adli yıl açılış törenine katılmasıyla başlayıp, baroların yapısında değişikliğe gidilmesine kadar ilerleyen sürecin sonunda, baro başkanları eylem kararı aldı. 80 baronun başkanı, kendi illerinden yola çıkarak Ankara'ya doğru yürüyeceklerini duyurdular ve eylemlerine "Savunma Yürüyüşü" adını verdiler. 

Eylem başladı

19 Haziran'da yürüyüşe geçen baro başkanları, kent merkezlerinde yaptıkları 20 kilometre sembolik yürüyüşlerinin ardından 22 Haziran'da Ankara girişinde buluştular. TBB'ye Olağanüstü Toplantı taleplerini iletip Anıtkabir'i ziyaret etmeyi amaçlayan baro başkanlarının yolu, polis tarafından başkent girişinde kesildi. Ablukaya alınan baro başkanları, yürüyüş izni verilmeyince oturma eylemine başladı.

İstifa çağrısı

Yürüyüşleri polis engeliyle karşılaşınca oturma eylemine başlayan baro başkanları, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan bekledikleri desteği göremedi. Başkanların yolunun kesilmesi, avukatlar tarafından da tepkiyle karşılandı. Bir çok kentin adliyesinde ve baroların önünde, baro başkanlarına destek eylemleri yapıldı. Eylemlerin ortak sloganı ise "Feyzioğlu istifa" oldu.

Gece yağmur altında bekleyişlerini sürdüren baro başkanlarına servis yapan kafeterya kapatıldı. Çorba servisine ve soğuktan korunmak için gönderilen battaniyelere polis tarafından el konulması, tepkileri arttırdı.

Feyzioğlu 27 saat sonra eylem alanında

Metin Feyzioğlu, baro başkanlarının Ankara girişindeki eylem alanına, eylem başladıktan 27 saat sonra geldi. Baro başkanları ise uzun yıllar hatırlanacak bir tavırla TBB Başkanı'na sırtlarını döndü ve kol kola girerek oluşturdukları barikatla eylem alanına yaklaşmasına izin vermedi. 

Polis barikatı açıldı

Yürütülen görüşmeler sonucunda, Ankara girişinde bekletilen baro başkanlarının önündeki polis barikatı kaldırıldı. Baro başkanları, kortej oluşturarak bir süre yürüdü ve araçlara binerek Anıtkabir'e gitti. Eylem alanına sokulmayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun, Anıtkabir'e baro başkanlarıyla birlikte gitmek istediği ancak bu isteğinin reddedildiği ifade edildi.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU