Hazine, 3 saat 40 dakikalık gözaltı için tazminat ödeyecek

Yargıtay Genel Kurulu, görevli memura mukavemet ve tehditten yargılanıp beraat eden vatandaşın, gözaltında kaldığı 3 saat 40 dakika için tazminat ödenmesine hükmetti. Karar içtihat niteliğinde ve benzer davalarda emsal olacak

Yargıtay Genel Kurulu'nun verdiği kararlar kesin ve yerel mahkeme, davacının talebini karar altına almakla yükümlü

Diyarbakırlı davacı, polise mukavemet ve tehdit suçlamasıyla 17 Mart 2004 günü gözaltına alındı. Tutuksuz yargılanmak üzere bırakılan kişi hakkında Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Mahkemenin 8 Temmuz 2008 tarihinde verdiği beraat kararı, 17 Ekim 2008 tarihli Yargıtay onamasıyla kesinleşti.

Yargıtay bozdu, yerel mahkeme direndi

Davacı avukatı kesinleşen beraat kararının ardından 9 Ekim 2009 tarihinde, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Müvekkilinin “haksız yere yakalanıp gözaltına alındığını” öne süren avukat, toplamda 3 saat 40 dakikalık gözaltı süresi için 2 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu. 

Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Kasım 2009 tarihinde davayı reddetti. Karara gerekçe olarak, davacının gözaltına alındığı 17.20 ve salıverildiği 20.45 saatleri arasındaki 3 saat 25 dakikalık zaman diliminin, üst aramasının yapılması, yasal hakların hatırlatılması, nöbetçi savcıyla irtibat kurulması, ilk rapor için hastaneye götürülmesi, ifadesinin alınması gibi bir dizi yasal işlem nedeniyle makul bir süre olduğu, daha kısa sürede bu işlemlerin yapılamayacağı gösterildi.

Davacının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 27 Eylül 2012 tarihinde yerel mahkemenin kararını bozdu. Yerel mahkeme kararında direnince dosya Yargıtay Genel Kurulu’na gönderildi.

Hazine, 2 bin lira tazminatı faiziyle ödeyecek 

Yargıtay Genel Kurulu (YGK) yerel mahkemenin kararını bozdu. Beraat kararının kesinleşmesiyle, “başlangıçtaki gözaltına alınmak suretiyle özgürlüğünün kısıtlanmasının özü itibarıyla haksız hale geldiği ve zararın gerçekleştiği” vurgulanan YGK kararında şöyle denildi:

“…tazminat hakkının doğduğu gözetilerek, yaklaşık 3 saat 40 dakika süreyle hürriyetinden yoksun kalan davacı lehine, Anayasa’nın 19, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 ve 466 sayılı Kanun’un 1/6. maddeleri uyarınca, uğradığı zararla ilgili olarak hak ve nesafet (hakkaniyet) ilkelerine uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, suç şüphesi ile gözaltına alınan davacının ifadesinin alınmasına yönelik işlemlerin yapılmasının yasal zorunluluk olduğu ve bu işlemler için gözaltında kalınan sürenin makul bir süre olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki yasal olmayan gerekçelerle tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir”

Kararla beraber dosya yerel mahkemeye gönderildi. YGK kararı kesin olduğundan, yerel mahkeme usulen göreceği davada, davacının 3 saat 40 dakikalık gözaltı süresi için talep ettiği 2 bin lira manevi tazminatın faiziyle beraber Hazine’den tahsilini hüküm altına alacak. Öte yandan YGK kararları içtihat oluşturuyor ve benzer davalarda emsal olarak kabul ediliyor.

DAHA FAZLA HABER OKU