Yeni Şafak yazarı’ndan “erkek yerini bilsin” akımına yorum: Karanlık bir proje

“Leş bir ‘yüksek gerilim hattı’ inşası için gereken yapıldı”

Fotoğraf: Twitter

Twitter’da “Ruqinq” isimli bir kullanıcının 3 Haziran’da yaptığı “Kocam isterse çalışabilir” paylaşımı bir anda kadınların hayatlarının her yaş ve döneminde karşılarına çıkan ayrımcı ifadelerin kinayeli şekilde erkeklere anlatılmaya çalışıldığı bir akıma dönüştü.  Bu akıma destek veren müzisyen Gaye Su Akyol’un başlattığı #erkekyerinibilsin etiketi de yüzbinlerce tweete ulaşarak akımı daha da büyüttü. 

Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan da bugünkü köşesinde bu akımın “karanlık bir proje olduğu” iddiasını savundu.

Kılıçarslan, özetle şu görüşlerini dile getirdi:

Önce çok masum bir “terse çevirme” ile başladı sosyal medyada iş. “Kocam değil mi, sever de döver de” kalıbını tersine çevirip “karım değil mi, sever de döver de” masum esprisi ile yani. “Beyimin çalışmasına izin verebilirim” ile devam etti. “Erkeğin yeri karısının yanıdır”ı okuduğumuzda gülümsedik falan. Yani şu: Erkek egemen söylemin yıllar içerisinde biriktirdiği kalıp cümlelerin yeri değişti bir sosyal medya kampanyasıyla.

Ancak iş hızla “pislik çıkarmaya” dönüştü. Önce hem de başörtülü sosyal medya kullanıcıları üzerinden hadis-i şerifleri terse çevirmekle başladı. Ardından sıra yine başörtülü profillerin kadın-erkek meselesindeki ayetleri terse çevirmeleriyle devam etti. Leş bir “yüksek gerilim hattı” inşası için gereken yapıldı yani.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

15 Temmuz benzetmesi

Akımı 15 Temmuz darbe girişimiyle de ilişkilendiren Yeni Şafak yazarı özetle şöyle devam etti:

Bu 15 Temmuz gecesi refleksine çok benziyor. 15 Temmuz’da “perdelerini sıkı sıkıya kapatınca” askeri darbenin kendisine bir şey yapmayacağını düşünen ahmaklıkla “yüksek gerilim hattı inşa etmenin” tehlikesiz bir şey olduğunu düşünen ahmaklık temelde aynı.

28 Şubat’ın sadece dindarlara yönelik bir postmodern darbe olduğunu düşünmek mümkün mü? O esnada memleketin 100 milyar doları aşkın parasının “kaybolduğunu” hesaba katmayacaksak evet mümkün. Fakat hesaba katacaksak mümkün değil.

Bugün, basit bir “erkek egemen söylemle dalga geçme” işi olarak başlayan kampanyanın finalde neye hizmet ettiğini fark etmemek için gerçekten “trafo patladığında” memleketin bir parçası olmamayı falan da hesaba katmak gerekiyor.

“Karanlık proje”nin planlayıcıları için sıkıntı yok. Onlar “memlekete dâhil olmamayı” çoktan başardıkları için bunu sorun yapmayabilirler. Ama geri kalanlarımız için mesele ciddi, hem de çok ciddi. Lütfen ama lütfen ciddiye aldığınız, saygı duyduğunuz bir şeyler bırakın geriye…

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU