CNN Türk tepkilerin hedefi olmamak için o yayını nasıl kesmeliydi?

Kıdemli gazeteciler Gökmen Karadağ, Mirgün Cabas ve Yavuz Oğhan Independent Türkçe için değerlendirdi

Millet ittifakının İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu CNN Türk'teki "40" programında Buket Aydın'a konuk oldu. 

Programın banttan yayını sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Uluslararası İyilik Ödülleri" töreninde konuşmaya başladı. 

CNN Türk, programı keserek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını yayınlamaya başladı. 

Kanalın kararı, sosyal medyada dün akşamdan bu yana çok konuşulan başlıklardan biri oldu. 

CNN Türk'ü eleştirenler arasında gazeteciler de vardı ve o eleştiriler İmamoğlu'nun sözleri kesilirken usul hatası yapıldığı yönündeydi. 

O gazetecilerden biri Yavuz Oğhan. Twitter hesabından aşağıdaki mesajı paylaştı.  
 


Oğhan uzun süre CNN Türk haber merkezini yönetti. Haber Koordinatörü olarak "yayını kesme" kararları da aldı. Oğhan, Independent Türkçe'nin "yayın nasıl kesilir?" sorusunu yanıtladı: 

“Bu öncelikle disiplin ve saygı gerektirir. Programı keserken, konuğun cümlesinin bitmesi beklenmeli. Bir spiker o yayının neden kesildiğin izah etmeli, hangi yayına neden dönüldüğünü anlatmalı ve kesilen programın ne zaman devam edeceğini açıklamalı.”

 


Oğhan'ın dikkat çektiği bir ayrıntı var. "İmamoğlu'nun konuşması kesildiğinde Cumhurbaşkanı henüz salonu selamlıyordu" diyor:  

“Tüm Türkiye’nin beklediği son dakika gelişmesi olsa ‘en azından’ denilebilir. Cumhurbaşkanı henüz konuşmasının başındayken, İmamoğlu’nun kelimesinin ortasından program kesiliyor, ‘en azından’ cümlesinin bitmesi beklenebilirdi.”

Gazeteci Mirgün Cabas ise NTV'nin eski haber koordinatörlerinden. O da Yavuz Oğhan gibi yönetici olarak kritik kararlar aldı. Cabas'a göre meselenin iki boyutu var: 

“Birincisi kanalın ve aslında kanalı aşan bir şekilde Türkiye’deki televizyonların yayıncılık anlayışı. Cumhurbaşkanı bir yerde konuşmaya başladığı zaman, gün içinde aynı konuşma on defa bile yayınlanmış olsa, yayında her ne varsa panik içinde kesilir ve Cumhurbaşkanı’nın sesi ve görüntüsü ekrana getirilir. Bu amaçla daha önce başbakanın konuşmalarının kesildiğine de tanık olduk. Bu tabii ki haber değeri taşımayan pek çok konuşmanın da yayınlandığı anlamına geliyor. Ama zaten medyanın dizayn edilmesi habercilik yapmak için değil, olabildiğince bu türden yayınları yapmak, bu türden konuşmaları ekrana taşımak için olduğu göz önünde bulundurulursa bunun kendi içinde yadırgatıcı bir tarafı yok. Ama hadi bu yapılıyor diyelim bunun bile nispeten hoş bir şekilde yapılması en azından ekran karşısındaki izleyiciyi daha az irite edici şekilde yapılması elbette mümkün."

 


“Bant olması cart diye kesilmesini haklı kılmaz” 

Cabas yayın kesmenin bir prosedürü olduğunu söylüyor: 

“İmamoğlu röportajının bant kayıt olması bunun cart diye kesilmesini, ortadan kesilmesini, hiçbir uyarıda bulunmadan kesilmesini haklı kılmaz. Bunun prosedürü şudur: Eğer siz, aslında muhtemelen Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından çok daha ilgi çekici olan ve daha çok izlenen (ki reytinglerde güncel örneklerini gördük bunun) bir yayını her şeye rağmen kesmek istiyorsanız izleyiciye ve konuşturduğunuz kişiye saygı için şunu yaparsınız, stüdyoda bir sonraki bülteni sunmak için hazır bulunun sunucu ekrana getirilir ve tabii ki ekrandaki kişinin, İmamoğlu’nun sözünün bitmesi beklenip bant kesilir 'röportaj devam edecektir' anons yaparsınız ve bunu yayınlarsınız."

 


Cabas, gelen eleştiriler üzerine sunucu Buket Aydın’ın sosyal medyadan yaptığı açıklamayı da hatırlattı ve açıklamayı "anlaşılmaz" bulduğunu söyledi.

“Bu şekilde yayını kesmek birkaç şeyi birden gösteriyor bize. Bir kere büyük bir sallapatilik olduğu ortaya çıkıyor. Bu sallapatilik işi bilmemekten kaynaklanmıyor. İşe ve yayındaki kişiye saygı duymamaktan kaynaklanıyor. Panik duygusuyla iş yapılmaktan kaynaklanıyor. Eminim şöyle oldu, rejideki, yayından sorumlu kişi, editör ya da onun amiri panik içinde rejiyi aradı ve “Hala girmiyor musunuz, Cumhurbaşkanı’nı bütün kanallar girdi?” diyerek ortalığı yangın yerine çevirdi. Onlar da canhıraş bir şekilde yayını kestiler ve Cumhurbaşkanı'nın sözlerini ekrana getirdiler. Ama bu, tabii tek başına durumu açıklamıyor. Burada sunucunun sonradan sosyal medyadan kendini savunma girişimi çok anlaşılır değil. Bir hafta önce de bunun başka bir boyutunu izledik. Bu defa da muhalefetin genel başkanı “Biz İstanbul’u, İzmir’i, Ankara’yı, Antalya’yı, Bursa’yı kazanacağız” dediğinde kıkırdadı “Bugün çok formunuzdasınız” dedi. Bir genel başkanın, bir muhalefet liderinin ne söylemesi beklenir? Buna inanmıyorsanız, buna neden inanmadığınızı, bunun neden mümkün olmadığını ortaya koymanız gerekiyor. Çocuk gibi kıkırdamak anlaşılır gibi bir şey değil. İnsanların televizyon izlemekten neden bu kadar soğuduğunu da sanırım herkes anlıyordur.”

 


Dr. Gökmen Karadağ hem kıdemli bir gazeteci hem de bir akademisyen. Hararetin yüksek seyrettiği yüzlerce canlı yayın yönetti. 

Bir süredir ekranlardan uzakta. Öğretim üyeliği yapıyor ve yeni gazeteciler yetiştiriyor. Karadağ önce yayının hangi durumlarda kesilebileceğin anlattı:

Bir haber kanalında planlanan yayın akışının ne zaman kesilebileceği, bu kararın hangi editoryal süreçle alınacağı ve yayın akışının nasıl kesileceğine dair belli ilkeler olması lazım. Kamuoyunun haber alma hakkı ve menfaati açısından beklenmedik ama önemli bir gelişme mi olmuş? Büyük çaplı bir doğal afet mi meydana gelmiş? Sel mi, deprem mi? Bilançosu ağır bir kaza mı söz konusu? Bir maden göçüğü mü? İşlek bir caddede bir patlama mı yaşanmış? Bu tür olağanüstü durumlarda herhalde bir haber kanalının en kısa sürede yayın akışını kesip bu gündeme geçmesi olağandır ve normal karşılanır. O esnada bir bülten varsa zaten akışı kesmek kolaydır. Bir canlı yayın konuğu varsa seyircilere ve kendisine bu durum izah edilerek yayının kesilmesi de anlayışla karşılanabilir. Eğer o anda bir bant yayını varsa fazla gecikmemek kaydıyla bandın uygun bir anında yayın kesilerek bir başka canlı yayına geçilebilir. 

Karadağ, Erdoğan'ın konuşmasının beklenmedik bir durum (Cumhurbaşkanı'nın programı önceden ilan ediliyor) olmadığına dikkat çekiyor:  

Peki bu vakada ne oluyor? Bir ana muhalefet partisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayının konuk olduğu banttan yayınlanan programın bir yerinde konuğun o anki cümlesi bile bitmeden yayın kesiliyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir tören konuşmasına geçiliyor. Takdir edersiniz ki burada az önce sözünü ettiğim yayın kesme gerekçelerinden hiçbiri yok. “Cumhurbaşkanı’nın çok önemli bir açıklama yapma ihtimaline karşı yayını kesip konuşmayı verdik.” diye açıklanacak bir durum da yok. Birincisi beklenmedik bir gelişme değil ve siz bu konuşmanın yapılacağını bildiğiniz halde o saatte İmamoğlu’yla önceden çektiğiniz bir programı koymuşunuz. Ayrıca çok önemli bir konuşma ihtimali düşünülüyorsa da o zaman da şu seçenek var: Bant yayın devam eder; bir editörse Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını takip eder, çok önemli ve çarpıcı bir açıklama yapmaya başladığını görürse o zaman bant yayın kesilir ve canlıya geçilir. Bunların hiçbiri yapılamıyorsa ve Erdoğan'ın konuşmasına bir an önce dönülmesi gerekiyorsa da İmamoğlu'nun son soruya verdiği yanıtı tamamlaması, en azından cümlesini tamamlaması beklenir. Seyirciye de Erdoğan'ın konuşması sonrası programın devam edeceği bir şekilde (ekranın altından kayan yazı ya da bir spiker vasıtasıyla olabilir) duyurulur.

 

DAHA FAZLA HABER OKU