ÖTV indirimi, sıfır vergi, tanzim satış, kredi kolaylığı... Takvimin 31 Mart hanesi dopdolu

Piyasayı canlandırmayı hedefleyen tüm bu teşviklerin yürürlük süresi 31 Mart seçimlerine endeksli

31 Mart seçimlerine 20 gün kala belediye başkan adayları, adayların vaatleri, partiler arası yarış kadar konuşulan bir diğer konu da seçim öncesi yoğunlaşan teşvikler. 

Beyaz eşya başta olmak üzere bazı ürünlere getirilen vergi kolaylıkları, bankaların borçlarını düzenlesinler diye kredi kartı borçlularına ve tüketici kredilerine yönelik yeniden yapılandırması, işverene istihdam destekleri, tanzim satışlar, ithal edilen ürünlerin gümrük vergilerinin sıfırlanması ekonomiyi canlandırmayı hedefleyen teşviklerden bazıları. 

2018’de başlayıp vadesi genelde seçime ya da seçim ertesine endekslenen teşviklerden bazıları şöyle: 

1) Tanzim satışlar

Enflasyonun yüzde 20 seviyesine çıkması, pazarda ve marketlerde biber, patlıcan gibi sebzelerin kilosunun 10 lirayı aşmasının ardından başlatılan tanzim satış uygulaması, 11 Şubat’tan bu yana devam ediyor. 

Yalnızca İstanbul ve Ankara’nın belli noktalarına kurulan tanzim satış tezgahlarında domates, salatalık, patates, soğan, biber gibi tüketimi en yoğun olan ürünlerin kilogram fiyatı 2 ile 6 lira arasında değişiyor. 

Önünde çok uzun kuyrukların oluştuğu tanzim satışlar sonrası büyük marketler de bu tezgahlarda satılan ürünlerinin fiyatını kırdı ve tanzim noktalarında olduğu gibi satışlara belli bir kilogram sınırı koydu. 

12 Şubat’ta Anadolu Ajansı’na konuşan Tarım Kredi Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, tanzim satış için iki buçuk aylık, yani seçime kadar bir planlama yapıldığını söyledi. 

Tarımdaki girdi maliyetlerinin yüzde 100’ün üzerinde arttığı bir dönemde hayata geçen bu uygulamayla ilgili İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Atalık, “Tanzim satış projesi, üretim ayağını çözmeden, ‘seçime birkaç ay kala fiyatları çok arttı, seçmen kızacak, halka acilen ucuz birkaç ürün sunulmalı’ projesi” diye konuşmuştu. 

Konuyu Independent Türkçe’ye değerlendiren ekonomist Haluk Haksal, tanzimin sürdürülebilir olmadığını, serbest ekonomide devletin ekonomiye müdahalesinin özel sektörün yerini alacak şekilde değil özel sektörde rekabeti artıracak şekilde olması gerektiğini vurgulamıştı. 

2) İstihdam teşviki 

Hükümetin işsizliğin yüzde 12,3 ile 20 ayın zirvesine çıkmasına yanıtı da “teşviklerle” oldu. 

2018’de başlatılan desteklerden bazıları 2019 boyunca uzatıldı. Bunlardan biri “asgari ücret teşviki”. Buna göre 2018’de 9 aylık uygulanan asgari ücret desteği, 2019’da 12 ay boyunca uygulanacak. Söz konusu destek 500 ve üzeri sigortalı çalıştıran iş yerleri için 101 lira, 500’ün altında sigortalı çalıştıran iş yerleri için ise 150 lira. 

2019-2020 yılında ilk defa işe alınacak çalışanın sigorta ve vergi giderlerini devlet karşılayacak. Destek asgari ücret üzerinde olacak. Bir yılın üzerinde devam edecek desteklerden bir diğeri de araştırma, geliştirme ve tasarım faaliyetlerine yönelik uygulanan teşvik. Bu alanlarda çalışanların sigorta priminde işveren hissesinin yarısı devletten ve 2023’e kadar sürecek. 

Bunlara ilaveten şubat ayında açıklanan “Süper Teşvik” paketi ise maddeyle 1 Şubat 2019 ile 30 Nisan 2019 tarihleri arasında işe alınan kişilerin üç ay süreyle prim, vergi ve maaşlarının İşsizlik Fonu’ndan ödenmesini kapsıyor.

Üç aylık destekten yararlanmak isteyen işverenin, işe aldığı işçiyi en az dokuz ay süreyle istihdam etmesi zorunlu. 

İşsizlik Fonu harcamaları 2018’de rekor kırarak 23,7 milyar liraya ulaşmıştı. Bu artışta en büyük pay, asgari ücret desteği başta olmak üzere işverene yapılan ödemelere aitti. Süper Teşvik’in de eklenmesiyle İşsizlik Fonu’nun yıl sonunda ne kadardan ne kadar ineceği merak konusu. 

3) Kredi yapılandırmaları 

2019’un ilk açıklanan teşviklerinden biri kredi kartı borçlularına yönelikti. 

8 Ocak’ta yapılan açıklamayla öncelikle Ziraat Bankası, sonra Vakıfbank, son olarak da Halkbank kredi kartı borçlarını yeniden yapılandıracağını duyurdu. 

Ocak verilerine göre kart borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 2,5 milyona dayanmışken bankalardan yapılandırma vadesi ve faizleri şöyle açıklandı: 31 Aralık 2018 itibariyle nakit avans kullanılması veya kredi kartı harcamaları sonucu ödemede güçlük çeken vatandaşlar için borçlar, 24 aya kadar aylık yüzde 1;  10 ve 60 aya kadar aylık yüzde 1,20 faiz oranı ile yapılandırılabilecek. 

Borcunu kapatmak için Vakıfbank’ı tercih edenler için ise şu imkan sunuluyor: Kullandırılacak kredide 24 aya kadar faiz yüzde 1,10 olacak. 24 aydan sonrası için ise kredi faizi yüzde 1,20. 

Halkbank ise kredi kartı borçlarını aylık yüzde 1,10 faiz oranıyla 60 aya kadar yapılandırıyor. 

Tarıma kredi sağlamak amacıyla kurulan Ziraat Bankası ayrıca 1 Mart’ta yaptığı açıklamayla konut ve ihtiyaç kredisi faizlerini düşürdüğünü duyurdu. Buna göre Banka, 4 Mart 2019 tarihinden itibaren konut kredilerinde 120 aya kadar tüm vadelerde faizleri aylık yüzde 1,28'e, ihtiyaç kredilerinde de de 60 aya kadar vadelerde faiz oranı aylık yüzde 1,53'e çekildi. 

Kredi kartı yapılandırma kampanyaları sonrası Ziraat Bankası’nın üzerindeki yükün arttığı ve görev zararı açıklayacağı yönünde eleştiriler gelmiş, Banka ise bu iddiaları yalanlamıştı. Banka’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı: Kararnamede belirtilen oranlarda sübvansiyonlu kredi kullanan üreticiler adına oluşan faiz farkı, o yılın bütçesine konulan ödeneklerden karşılanmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Ziraat Bankası’na aylık olarak ödenmektedir. Bu işlemlerden dolayı Bankanın zarar etmesi söz konusu olmadığı gibi bu işlemlerde de bir görev zararından söz edilmesi mümkün değildir.

Konuyla ilgili BBC Türkçe’ye konuşan Ekonomist Ali Rıza Güngen, hükümetin kamu bankalarına piyasa şartlarının dışına çıkacak tarzda görev vermesi sonucu oluşan “görev zararlarına” ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştı: 

"Teşvik paketlerinin ekonomiyi canlandırmak adına büyük bir etkisinin olacağını sanmıyor. Ancak siyaseten bir anlam taşıyor. Mevcut iktidar bloğuna verilen destek, bence bu tarz ağır kriz koşullarında öngörebileceğimizden daha yavaş eriyor. İnsanlar sıkıntıları görüyor; hanehalkı kısıyorsa devlet nihai tüketim harcamalarını çöküşü hafiftletmek için artırıyor. Bu tarz önlemlerle bir idare etme söz konusu, bunların Nisan ayına kadar devam etmesini bekleyebiliriz."

4) ÖTV ve KDV indirimleri 

1 Kasım 2018’de başlatıldığında yıl sonuna kadar devam etmesi planlanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) indirimleri, 31 Mart seçimlerine kadar uzatıldı.
 

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Enflasyonla topyekun mücadeleye, ekonomide dengelenmeye ve istihdama destek amacıyla başlattığımız ve bu gece sona erecek ÖTV ve KDV indirimlerini yeni yılda 3 ay süreyle devam ettiriyoruz” diyerek duyurduğu uygulamanın detayları şöyle: 

- Konut satışlarında KDV oranı yüzde 18 yerine yüzde 8’e düşürüldü

- Tapu harç oranı yüzde 4’ten yüzde 3’e çekildi

- Mobilyada KDV yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi 

- Beyaz eşyada ÖTV sıfırlandı 

- 1600 CC altı motorlu araçlarda ÖTV uygulamasında 15’er puanlık indirim uygulandı 

- Ticari araçlarda ise KDV yüzde 18 değil yüzde 1

Bunlara ek olarak lüks mal sayılan kürkte ÖTV sıfırlandı. Türkiye'de üretilen kürklerin en büyük alıcısı Rusya. Üretimin yüzde 90'dan fazlası bu ülkeye satılıyor. 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, kasım ayında yaptığı açıklamada ÖTV ve KDV indirimlerinin “enflasyonist baskıları ateşleyebileceğini” belirtmişti.

5) Sıfırlanan gümrük vergileri 

Türkiye, gıda enflasyonunun yüzde 30’u aştığı yeni yıla soğan, hububat ve konserve domateste ithalat kapısını ardına kadar açarak başladı. 

Buna göre 2018’de fiyatı yüzde 185 artarak 7 liraya kadar yükselen soğan için gümrük vergisi 14 Ocak’ta sıfırlanmıştı. Normalde yüzde 49,5 oranında uygulanan gümrük vergisinin sıfırlanması şubat ayı sonuna kadar gerçekleşecekti ancak 31 Mart’a kadar uzatıldı. 
16 Ocak’ta yapılan açıklamayla ise hububata uygulanacak sıfır gümrük vergisi kontenjanları şöyle belirlendi: 

- Kabuksuz kuru baklagiller için (Taneleri ikiye ayrılmış, tane kabukları çıkarılmış olsun olmasın) 100 bin ton 

- Buğday ve mahlut için 1 milyon ton

- Arpa ve mısır için 700 bin ton 

- Pirinç için ise 100 bin ton ürün 

Resmi Gazete’de 11 Mart itibariyle yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’na göre ise 200 bin tonla sınırlandırılmış patates, 20 Nisan’a kadar sıfır gümrük vergisiyle ithal edilecek.

Ekonomide canlanma yok, daralma var

Yukarıdaki beş başlık ekonomiyi canlandırmak adına hayata geçirilse de TÜİK’in bugün açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisi 2018’de yüzde 2,6 büyüdü. 2017 büyümesi ise yüzde 7,3’tü. 

KDV ve ÖTV indirimlerinin yoğunlaştığı son çeyrekte ise ekonomi yüzde 3 küçüldü. 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, iktisadi faaliyette en kötünün geride kaldığına vurgu yaparken ekonomistler aynı fikirde değil. 

Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Kendime Yazılar” adlı bloğunda paylaştığı makalede Türkiye’nin slumpflasyona girdiğini söyledi:

“Türkiye, 2018 yılının son çeyreğindeki ortalama yüzde 22,4 enflasyon ve yüzde 3 küçülmeyle birlikte slumpflasyona girmiş bulunuyor. Slumpflasyon[i] (enflasyon içinde küçülme) bir ülkede yüksek enflasyon olgusuyla birlikte ekonomik küçülme de yaşanması halini anlatan bir kriz durumudur.

Ekonomik krizlerin en zoru budur. Çünkü burada bir yandan enflasyonu düşürmeye uğraşırken bir yandan da ekonominin küçülmesini önce durdurmaya sonra da büyümeye döndürmeye yönelik bir ekonomi politikası uygulamak gerekmektedir. Makroekonomik hedeflerin ve politika araçlarının birbiriyle çelişkisi en fazla burada ortaya çıkar. Bir yandan enflasyonu düşürmek, bir yandan büyümeye geçmek, bir yandan bunlara eşlik etmesi büyük olasılık içinde olan işsizlik artışını engelleyip istihdamı artırabilmek birbiriyle çelişen hedeflerdir.”

DAHA FAZLA HABER OKU