Michael Jackson’ı ben de çok severdim ama Leaving Neverland’i izledikten sonra bir daha asla şarkılarını dinleyemeyeceğim

Burada sanatçıyla sanatı ayrı tutmak mümkün değil. Çocuklar ve onların öyküleri de tıpkı ‘Thriller’ koreografisi, ünlü payet eldivenler  ya da ay yürüyüşü gibi, Jackson’ın yükselen şöhretinin birer detayı haline gelmişler

Michael Jackson kendisi hakkında taciz iddialarında bulunan Wade Johnson'la.

Wade Robson ve James Safechuck’ın Michael Jackson tarafından uğradıkları cinsel istismarı acı veren detaylarıyla paylaştıkları belgesel ‘Leaving Neverland’ ile ilgili çok fazla sarsıcı şey var. Bunlardan biri de belgeselin adı. Neverland, Jackson’ın Santa Barbara’daki mülkü ve Robson ile Safechuck’ın anlattıklarına göre, gecelerce ünlü yıldızın tacizine maruz kaldıkları yer.  Neverland, aynı zamanda Peter Pan, Tinker Bell ve Kayıp Çocuklar’ın mesken edindikleri hayali bir ada. Çocukların yaş almadığı bu yer en çok da akıllarda  sonsuz masumiyeti simgelemesiyle hatırlanıyor.  

Belgesel boyunca Robson ve Safechuck, hikayelerini eksiksiz ve kendi deyimleriyle Jackson çiftliğinin duvarları arasında yaşananlardan özgürleştirme ümidiyle anlatarak aslında Neverland’i terk ediyor.

İzleyici olarak bizler de Neverland’i terk ediyoruz. Zira Robson ve Safechuck’ın anlattıklarını dinlemek bizleri Jackson’ın karakterine ve ondan arda kalan mirasa duyduğumuz naif hayranlıktan vazgeçmeye zorluyor. 

Robson ve Safechuck, Jackson’ın fiziksel yakınlık karşılığında kendilerine nasıl baktığını, oyuncaklar, mücevher ve para sunduğunu, aileleriyle nasıl yakın ilişkiler kurduğunu ve kendilerine nasıl defalarca tecavüz ettiğini anlatıyorlar. Belgeseli izledikten sonra kafanızı öylece çevirip başka yöne bakmak ve hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün olmuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Leaving Neverland suçlayıcı, tahrip edici bir film. Robson ve Safechuck’ın acı detaylarla dolu ifadeleri de oldukça inandırıcı. Belgeselden bize kalan ise bir zamanlar sevdiğimiz bir popstar, korkunç bir istismarlar zinciri, ve bir soru: Şimdi Michael Jackson’la ilgili ne düşüneceğiz? Özellikle de, şarkılarını ne yapacağız? Jackson’ın kırk yıl boyunca dinleyicilere sunduğu ve pop kültürünün birer marşı olagelmiş, nesillerce sevilmiş onlarca eser ne olacak? Kulağa klasik, “sanatçıyla sanatı ayrı tutabilir misiniz?” sorusu gibi gelen bu ikilem üstelik “kültürü silip atma” süreciyle bile sonuçlanabilir. Bu durum insanların alışılmadık kötü bir şey yapan veya söyleyen bir ünlüyü desteklemeyi, takip etmeyi bırakmasıdır. Ama Jackson örneğinde ortak değerlerimizin çok ötesine varan bir zulümle karşı karşıyayız. 

Film, Jackson’ın ününü tırmandıran seksenler ve doksanlara damga vuran Pepsi reklamlarını, ‘Bad’ dünya turnesini ve Jackson’ın bu dönemki ihtişamını yeni bir bakış açısıyla bize sunuyor. Safechuck Jackson’ın kendisini taciz ettiği yerleri tek tek listelediği anlarda Neverland’den ürkütücü bazı kareler ekrana geliyor. Bu yerler arasında tren istasyonu, özel sinema salonu ve çiftlikteki eğlence parkı var. Safechuck ve Robson’ın anlattığına göre, Jackson onları sıradanlıktan koparıp kendi ününün gölgesinde yetiştirmiş. Onları turnelere götürmüş, sahneye çıkarıp birlikte dans etmiş, onlarla birlikte reklamlarda oynamış. Çocuklar ve onların öyküleri de tıpkı ‘Thriller’ koreografisi, ünlü payet eldivenler  ya da ay yürüyüşü gibi, Jackson’ın yükselen şöhretinin birer detayı haline gelmişler. 

Michael Jackson o kadar çok her yerde görünüyordu ki şarkıları hemen her çocuğa ulaşabiliyor ve onları etkileyen hikayeler anlatıyordu. Doksanlarda Fransa’da büyüyen bir çocuk olarak bu, benim için de geçerli. Benim de her çocuğunkine benzer Jackson’ın müzikleriyle ilgili anılarım var. 


“Heal the World” : Okulda bir yetenek gösterisi sırasında ben ve 29 Fransız çocuk daha, 1991 yılının kült şarkılarından olan bu şarkıyı bozuk bir ingilizceyle söyledik. 

“They Don’t Really Care About Us”: Birkaç yıl sonra bu kez bir kayak merkezinde yine bir yetenek gösterisinde bu şarkıyla dans ettik. 

“Beat It”: Arkadaşlarımdan bazıları Jackson’ın bu videosunu ona hayran oldukları ve aynı onun gibi olmak istedikleri için yeniden çektiler.  

“Earth Song”: Ölümünden sonraki yaz boyunca Jackson’ın müzik klipleri  haftalarca tüm kanallarda yayındaydı.

Leaving Neverland’i izledikten sonra kafamda artık başka hikayeler oluştu ve Jackson’ın şarkıları bambaşka görüntüler çağrıştırıyor artık. 

“Bad”: Genç Wade Robson Avustralya’da bir alışveriş merkezinde dans ediyor ve tacizcisine dönüşen kahramanını taklit etmeye çalışıyor. 

Yine “Bad”: Safechuck Jackson’la birlikte turneye çıkıyor, Paris’teki mola boyunca popstar onu bir otel odasında taciz ediyor. 

“Thriller”: Jackson klipte giydiği kırmızı ceketini, cinsel temas amacıyla kandırmak istediği Robson’a hediye ediyor. İstisnasız tüm Michael Jackson şarkıları: James Safechuck’ın içinde Jackson’ın kendisine seks karşılığında verdiği jetonlar ve eğlence amaçlı sahte bir düğün esnasında taktığı yüzüğün olduğu mücevher kutusunu tutarken titreyen elleri. 

Bu şarkılar hala buradalar: Billie Jean, Dirty Diana, ve Smooth Criminal. Hepsi tek bir tıkla akışa alıp dinlediğim müzik uygulamamda duruyorlar, ama elim gidip de çalma tuşuna basamıyorum. Bu şarkılar şimdi çok daha büyük bir resmin parçası. Birinin bütün olarak görmek istediği bir şey. 

Günün sonunda, her şey yine hikayelerde son buluyor. Geçmişte duyduğumuz hikayeler ve bugün dinlediklerimiz. Şu an Robson ve Safechuck’ın anlattığı hikayeler, bende müziği de dahil diğer tüm Jackson anılarından çok daha büyük bir çağrışım yaratıyor. Olması gereken de buymuş gibi geliyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices/

Independent Türkçe için çeviren: Irmak Göksu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU