Pakistan sokaklarında insanlar eski kafalı savaş yanlılarına direniyor, barış için seslerini yükseltiyor

Gün içinde gerginlik arttıkça televizyonda vatanseverlik temalı haberler görüyorduk. Ancak sokaklardaki atmosfer çok farklı

Hindistan Pakistan arasındaki gerilim sürüyor - Fotoğraf: AA 

Suddaf Chaudry – The Independent

Pakistan’ın savaşın eşiğinde olabileceği haberleriyle İslamabad’da gözümü açtım. Konu Pakistan olunca bu inanması güç bir gerçeklik değil. Ancak İslamabad'da yaşarken ve çalışırken gözlemlediğim gerçeklikle, haberlerde sunulan Pakistan portresi farklı. Burada muhabirlik yapmadığım günlerde Avustralya tarzı kahve dükkanlarına flat white kahvesi içmeye gidiyorum, Margalla Tepeleri'nde yürüyüş yapıyorum ve şehrin hareketli restoranlarında akşam yemeğinin tadını çıkarıyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Fakat şu anda savaş ihtimaliyle karşı karşıyayım. Pakistan ve Hindistan, birbirlerinin topraklarına hava saldırıları düzenledi.  Fakat bu sefer göze çarpan, adı kötüye çıkan Sınır Kontrol Hattı'nın ötesine daha önce hiç geçilmemiş olmasıydı. 1971'den bu yana savaşan komşu ülkeler arasındaki gerginlik bu denli tırmanmamıştı: Son durum riskli ve sonucu ağır olabilir ve biliyorum ki çalan alarm zilleri oldukça önemli. Bu bölgedeki bir muhabir olarak algıların önemini kabul etmek çok önemlidir. Pakistan ulusu uçurumun kenarında yaşayan bir millet.

Haberleri yapmak ve durumun ciddiyetini çözmeye çalışmak için güne Pakistan’da Uber’in muadili olan Careem’i arayarak başladım. İngiliz Urducası aksanım yüzünden her zamanki gibi taksi şoförü kibarca nereli olduğumu ve İslamabad'da ne kadar süredir yaşadığımı sordu. Balakot’taki saldırıdan haberdar olup olmadığımı sordu, haberim olduğunu ve olayla ilgili bilgi toplamaya gittiğimi söyledim. Pakistan parlamentosunun dolambaçlı yapısını, iniş ve çıkışlarını konuştukça sohbet devam etti.

Ama taksiden ayrılmadan önce şoför beni durdurdu ve şöyle dedi:

“Biz Pakistan’lıları gerçekten sinirlendiren şey ne biliyor musun, bizi aşırı derecede küçümsemeleri. Batı medyasına lütfen söyle, ülkemiz bombalardan ve yöresel yemeğimiz Büryan’dan ibaret değil. Bizler çok daha yetenekliyiz!”

Gerginlikler gün içinde arttıkça, televizyonda vatanseverlik temalı haberler görüyorduk. Talk şovlarda sunucuların giydiği askeri üniformalar, haber kanallarında Hint saldırganlığını aşağılayan geveze konuşmacılar var. Çoğu zaman Pakistan medyasını izlemek zahmetlidir, ancak aşırı milliyetçilik iyice güçlendirildi.

Tam tersine, sokaklarda anlatılanlar ise farklıydı. Paten kayan genç çocuklar ellerindeki pankartlarla trafiğin içinde “savaşa hayır deyin” diye bağırıyor, diğer yandan birbiriyle sohbet eden meyve suyu satıcıları ve benzer satıcılar memleketlerinde huzura ihtiyaç duyduklarını tartışıyor. Sadece onlar için değil, aynı zamanda Hint halkı adına, bir büfeci bana üzerine basa basa şunları dedi:  

“Barış çağrılarımız bir zayıflık göstergesi değil, Hindistan hükümeti canımızı yakıyor ama yine de üstesinden gelmeyi tercih ediyoruz.”  

Dünyanın bu bölgesinde, kamusal meselelerde kadınlardan sık ​​sık arka koltukta oturması istenir.

Ancak İslamabad’ın basın cemiyetinden kadın bir muhabir “Kadınlar Savaşa Hayır Diyor” kampanyası başlattı.  Artık birçok kadın Hindistan, Pakistan ve Keşmir'de barış içinde el ele tutuşmayı epey savunuyor.

İngiltere'deki insanlar her şeyden önce, Pakistan'da dindarlığın yükselişini yavaş yavaş şekillendiren terör gruplarının farkında. Bu nedenle çoğu, Pulwama saldırısı gerçekleştiğinde Pakistanlı terör grubu Ceyş-i Muhammed’in olayın sorumluluğunu üstlenmesine pek şaşırmadı. Pakistan kökenli bir İngiliz olarak, her zaman evdekilere Pakistan'ın karmaşıklıklarını açıklama mücadelesi içinde olmuşumdur. Eski gelenekleri sürdüren çok sayıda kabile bugün Pakistan’da uyum içinde yaşıyor. Fakat bu genç ülkenin bu yönüne dair görüntüler medyada çok az yer alıyor.

Pakistanlıları birleştiren güç değişime ayak uydurmaları. Uluslarının gidişatına ilişkin siyasetçilerin son derece tehlikeli kararlar aldıklarının epey farkındalar. Ancak çoğuna göre politikacılar kriz meselelerinde başvurulacak bir merci değil.  

Hava sahasının kapatılması bu halihazırdaki gerginlik halini artırmıştı. Bundan böyle hava sahası ticari havayolları tarafından kullanılmasa da gökyüzü artık savaş uçaklarının kontrolündeydi. Gazeteciler ve politikacılar arasındaki görüşmeler daha da endişe verici hale geldi. Ordu kırmızı alarma geçti ve kısa sürede karşılık vermeye hazır durumda. Ancak savaş uçaklarının geceleyin gökyüzünde dolaştığı sırada, Pakistan Hava Kuvvetleri'nin uğultusunu duyan genç ve yaşlıların Twitter paylaşımları sükunet ve dua çağrılarıyla doluydu. 

Pakistanlılar, Modi’nin bir sonraki hamlesinin ne olacağının belirsizliği nedeniyle o gece rahat uyumadı. Ancak on yıllardır muhalif iki komşu ülkenin ilişkilerinin politik duruş ve askeri güç çerçevesinde belirlenmiş olma ihtimali olsa da, Pakistan halkının bu tarihi günde barışa doğru yol almaya hazır olduğu aşikar.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Kırkpınar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU