Korona günlerinde seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Massımo Percossı/EFE

Ben her bahar kanatlanıp uçan ruh gibi olurum.

Dudaktan kalbe akan duygu gibi olurum.

Aşkın mevsimidir bahar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Doğada açan çiçekler gibi gönüllerde de çiçekler açar.

Bahar duyguların ayaklanıp dans edişidir.

Kış uykusundakilerin uyanışı, silkinişi, dirilişidir.

Kırların, dalların yeşillenişi, süslenişidir.

Tomurcukların patlamasıdır.

Çiçeklerin açmasıdır.

Kelebeklerin uçmasıdır.

Kuşların cıvıl cıvıl olmasıdır.

Arıların çiçekten çiçeğe konmasıdır.

Karların su olup akmasıdır.

Bahar bunlara ve daha fazlasına tanık olmaktır.

Benim için bahar aşktır.

Aşk hayattır.

Hayat insana ve doğaya duyduğum aşktır.

Onun içindir ki tek sevdiğim banka Aşkbank!

Sadece sevgi alış verişinin yapıldığı Aşkbank!

Onun içindir ki en sevdiğim mevsim aşkın mevsimi olan bahar.

Kalbimde insana da doğaya da aşka yer var.  

Aşk duymadığım tek şey ise para.

Hani kapitalizmin dini imanı olan para.

Kapitalizm ne insan sever ne doğa.

Sevdiği tek şey para.

Para uğruna bozuk para gibi harcar insanı da doğayı da.

Silah fabrikalarının daha fazla para kazanması için, savaşlar çıkartır dünyanın dört bir tarafında.

Gözünü kâr bürümüş para babaları, bir yılan gibi sokup zehirlerler doğayı zehirli atıkları, zehirli gazlarıyla.

Para babalarının saldıkları bu zehirli gazlar ozon tabakasını delerler.

Buzulları eritirler.

Yağmur ormanlarına ölümcül zararlar verirler.

Dünyayı giderek yaşanmaz hale getirirler.

Kapitalizm insanın da doğanın da katilidir.

Kapitalizm paraya olan aşkın ideolojisidir.

İnsanın, doğanın kirliliği paraya olan aşkın neticesidir.

Koronavirüs gibi felaketler insanın doğaya sevgisizliğinin, acımasızlığının neticesidir.

Ta 1800’lü yıllarda Kızılderili reisi ne demişti?

“Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak” demişti.

Umarım şimdilerde insanlığa musallat olan şu koronavirüs, insanlığı sarsıp kendine getirir.

İnsanları kendini sorgular hale getirir.

Umarım bunun sonucunda “altta kalanın canı çıksın, parası olmayan ölsün” diyen kapitalizmin bencilliği üzerine kurulu dünya gider, onun yerine cüzdanın değil vicdanın sesine kulak veren toplumcu bir dünya gelir.

Paraya olan aşkın yok olduğu, insana ve doğaya olan aşkın var olduğu bir dünya gelir.

Evet, 2020 yılı dünyamıza koronavirüs felaketiyle birlikte geldi.

Hayatımızı mahvetti.

Korona sevdiğimizle aramıza kara kedi gibi girdi!

Bizi birbirimizden mahrum etti.

Bizi sevdiğimizden, sevdiklerimizden uzak durmaya mahkum etti.

Bizi sevdiğimizin, sevdiklerimizin hasretiyle prangalar eskiten birer mahkum haline getirdi.

Ama elbet bu hasret bir gün sona erecek.

Ancak o güne kadar sabretmemiz, sevdiğimizden uzak durmamız gerekecek.

Bizimki geçici bir ayrılık; elbet bir gün kavuşacağız. 

Birbirimize duyduğumuz hasreti sonlandıracağız.

Görecek günler var daha, güzel günler göreceğiz.

Yeşilliklere koşup, maviliklere akıp gideceğiz.

Birbirimize kır çiçeklerinden taçlar öreceğiz.

Ama o güne kadar birbirimizden uzak durmaya zor da olsa katlanacağız ey sevgili… 

Korona günlerinde seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU