"Doktorun acil durumda 20 bin adım atması gerekiyor, bazen yetişemeyip hastayı kaybediyoruz..."

Türk Tabipleri Birliği şehir hastaneleri ve işleyişiyle ilgili hazırladığı raporu Sağlık Bakanı'na sundu. Raporda sağlık hizmetlerinin "insan odaklı" değil, "kar odaklı" yürütüldüğü öne sürülüyor

Sağlık Bakanlığı verilerine göre halen Türkiye'de 6 şehir hastanesi faaliyette. 2020 yılına kadar 13 şehir hastanesi daha yapılacak

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman imzasıyla, Sağlık Bakanı Koca’ya sunulan raporda, kamu-özel ortaklığıyla inşa edilen şehir hastanelerinin sağlık hizmetini ticarileştirdiği savunuldu. 

Şehir hastanelerinin “insan odaklı değil kar odaklı” bir işletme modeli olduğu öne sürülen raporda çarpıcı tespitler var.

Yetki başhekimde değil, şirket yöneticisinde

Şehir hastanelerinde iki başlılık yaşandığı, başhekimlerin tıbbi destek hizmetlerinde artık yetkisiz olduğu öne sürülen raporda şöyle deniliyor:

"Yetki şirket yöneticilerine verildi, yeni yönetim anlayışı sağlık alanında eğitimsiz yöneticilerin beceriksizlikleri ve hekimlere/sağlık çalışanlarına karşı saygısız tutumları dikkat çekiyor. Şirket çalışanlarının görev tanımları sağlık hizmetlerine özgü hazırlanmamış, bu durum hasta bakımını olumsuz etkiliyor."

 

 

Hastane içinde 20 bin adım

Yatak başına kapalı alanın fazlalığına dikkat çekilen raporda, "Mesafe ciddi oranda arttı. Bazı meslektaşlarımız nöbetleri sırasında, 20 binden fazla adım atmak zorunda kalıyor" tespiti yapıldı. Raporda diğer tespitler şöyle sıralanıyor:

"Bölümler arası mesafe sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli engeller çıkarıyor. Sağlık personeli eğitimsiz ve yetersiz. Mavi kod nöbeti uygulamalarında kapalı alanın büyüklüğü nedeniyle sorunlar yaşanıyor. Bazen hasta zamanında yetişilemediğinden kaybedilebiliyor. Hekim yetersizliği nedeniyle mavi kod nöbeti göz, patoloji vs. alanda deneyimi olmayan hekimlere veriliyor."

Mavi kod hastanelerde acil durumlarda hayata geçirilmek üzere kurulmuş bir sistem. Kalp damar uzmanı gibi doktor ve sağlık görevlilerinden bir ekip özel eğitimle kuruluyor. Ani rahatsızlık durumunda hastaların yanındaki butona basılıyor ve ekip "mavi kod" anonsuyla harekete geçiyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tasarım hastanecilik değil, otelcilik konseptinde

Raporda kapalı alan artışına rağmen, hekim ve sağlık çalışanı sayısının aynı kaldığı, bu durumun sağlık çalışanları arasında çatışma ortamına zemin hazırladığı iddia ediliyor.

"Bazı hastanelerin tasarımı yataklı tedaviye uygun değil, bazı bölümler mimari planlarda dahi unutulmuş. Hastane tasarlanırken otelcilik hizmetleri ön plana çıkartılıyor. Laboratuvar ve görüntüleme gibi şirket tarafından yürütülen birimlerde deneyimsiz kişilerin işe alınmış olması önemli sıkıntılar yaratıyor. Kıdemli laboratuvar ve radyoloji teknisyenleri kan alma gibi çok deneyim gerektirmeyen alanlarda çalışmaya zorlanıyor. 112 ambulansları çoğu kez şehir üniversitelerine yönlendiriliyor. Bu durum, acil ve yoğun bakım servisindeki hekim ve sağlık çalışanlarının yükünü ‘üstesinden gelinemeyecek oranda’ artırıyor."

Doktorlara şiddet var, yemek yok

Şehir hastanelerinin şehir dışına yapılmasının, çalışan ve hasta ulaşımını olumsuz etkilediği vurgulanan rapor şöyle devam ediyor:

"Günlük mesai sürelerini aşmak zorunda kalan hekim ve sağlık çalışanlarına hastanede yemek bile verilmiyor. Doktorların hasta ve yakınlarıyla muayene sürecinde yalnız bırakılması, şiddet gibi olumsuzluklara neden oluyor. Kapalı alan ve hasta sayısındaki artışa rağmen enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve hemşire sayısının artırılmaması, enfeksiyon hızlarında ve şehir hastanelerinde ölüm hızında artışa yol açabilir."

Yangın merdivenleri kapalı otoparka açılıyor

Raporda malzeme alımının başhekimle değil şirket yöneticisiyle konuşulduğu belirtilerek, "Neredeyse her seferinde maliyet konusunda uzlaşılamaması, hasta güvenliğini tehdit eden boyuta ulaştı" deniliyor:

"Tüm vakaların şehir hastanelerine yönlendirilmesi, ilçe hastanelerini atıl duruma getirdi. Sağlık çalışanlarında olduğu kadar, hastalarda da tükenmişlik ve gerilim gözleniyor. Bu durum önlenemeyen bir şiddete neden oluyor, iş barışını olumsuz etkiliyor. Hastanelerde gerçek anlamda merdiven yok, personel 1-2 kat için bile asansör beklemek zorunda. Bazı hastanelerde yangın merdiveni kapalı otoparka açılıyor. Teknik altyapı yetersiz ve kalitesiz, teknik personel yetkin değil. Havalandırma, iklimlendirme, bilgi-işlem, santral hizmetleri, yemek hizmetleri tam ve etkin çalışmıyor. Telefon ve internet erişimindeki zorluklar da hekim ve sağlık çalışanlarının yaşamını zorlaştırıyor."

DAHA FAZLA HABER OKU