MAZLUMDER, polis tacizi tartışmasına mektupla katıldı: Gelinen nokta içler acısı

Ankara’da bir üniversite öğrencisinin protesto gösterisinde polis tacizine uğramasının ardından başlayan tartışma sürüyor. MAZLUMDER, Cumhurbaşkanı’na mektup yazarak, “Gelinen nokta içler acısı” dedi

Ankara’da, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyelerinin protestosuna polis müdahalesi sırasında bir üniversite öğrencisinin polis tacizine uğramasının yankıları sürüyor.

AK Parti içinde de farklı seslerin yükseldiği tartışmada, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, taciz iddiasının doğru olmadığını savunarak "Bir hodri meydan daha yapıyorum. Mahkemede görüşeceğiz. Bu konuda elimizde öyle bir belge var ki; bu konunun arkasında duranlar ve bizim evladımıza 'tacizci' diyen alçaklar gereğini görecektir” ifadelerini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise konuyu yargıya taşıyan taciz mağduru Merve Demirel isimli öğrencinin durumunu takip edeceklerini ve bir kadına böyle bir muamele yapılamayacağını söyledi. 

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a konuyla ilgili bir mektup yazıldı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Derneğin genel başkanı Ramazan Beyhan imzasıyla yazılan mektupta, “Halkının sırtında kırbaç şaklatmayı “Hikmet-i Hükümet” olarak sunanlara, inancı ve onuruyla insan olan vatandaşını asla dikkate almayanlara, sıkışmış yüreklerimizi bir nebze olsun rahatlatacak, solmuş umutlarımızı, örselenmiş aidiyet duygularımızı tazeleyecek sözler işitmiştik” denilerek Erdoğan’ın 2012’de yaptığı şu konuşmaya yer verildi: 

“AK Parti bu ülkede her bir vatandaşımızın içinde kendi hayallerini, hedeflerini bulduğu, kendine yer bulabildiği, kendini evinde hissettiği dev bir çatıdır. Bu çatının altında asla istismarı bulamazsınız, yalanı, kandırmacayı bulamazsınız, ayrımcılığı ötekileştirmeyi, haksızlığı göremezsiniz.

Emniyet müdürlüklerini artık korkulan yerler olmaktan çıkardık. Doğrusu eskiden karakola gittiğimizde biraz ürperirdik, korkardık, çünkü malum oturtulan yerlerden tut da oradaki işlemlere varıncaya kadar hepsi insani olmayan bir yapıdaydı. Ama şimdi bizler geldiğimizden bu yana ısrarla şunu söyledik, 'İşkenceye sıfır tolerans' dedik.

Biz kimseyi kökeninden, dininden, inancından, kültüründen veya herhangi bir farklılığından dolayı ötekileştirmiyoruz, ayrıştırmıyoruz."

“Ne yazık ki, bugün gelinen nokta içler acısı” denilen mektupta “Devletin bekası” adına ifade ve örgütlenme özgürlüğünün iyice kısıtlandığı savunularak şu ifadelere yer verildi:

"STK'lar üzrerinde baskı kuruluyor"

“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, bizzat güvenlik görevlilerince ihlâl ediliyor. Diyarbakır’da bir kadının site içindeki evine, gece yarısı 03.00’te, kapısı koçbaşı ile kırılarak girilebiliyor. İnanca ve mahremiyete saygı gösterilmiyor. Nezarethanelerde kadınların başörtüleri çekip alınabiliyor. STK’lar üzerinde baskı kuruluyor, basın açıklamaları engelleniyor, kapalı dernek toplantılarında bile polisler kapılara dayanıyor."
 


"Cezaların şahsiliği prensibi buharlaştırılıyor"

"İçişleri Bakanı, suçu önleme adına güvenlik görevlilerine şiddet tavsiye edip, “yakalayın, ayaklarını kırın” diyebiliyor. Bir kadın, erkek güvenlik görevlileri tarafından, “kargatulumba” gözaltına alınırken, cinsel taciz tartışmalarına neden olacak görüntüler basına yansıyor. Sorumlu Bakan, “suçlu bile olsa bir kadına böyle davranılmaz” diye polisini uyaracağına; “Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra ‘kargatulumba’ gözaltına alınırsınız. "

"Eğer bir taciz varsa üzerine ilk biz gideriz. Hayatı kendi gibi düşünmeyenleri tacizle geçenlerin ‘Babası FETÖ’den ihraç, kardeşi DHKP-C’li, proje kadın’üzerinden polisi ezmesine müsaade etmeyiz” diye bir tweet atabiliyor."

"Cezaların şahsiliği prensibi, üst düzey görevliler eliyle buharlaştırılıyor. FETÖ ya da diğer örgütler bahane edilerek hukuk ve adâlet görmezlikten gelinmemeli. Sizin de mensubu olduğunuz medeniyetimizin, temel ve normatif değerleri bu tür hukuksuz yaklaşımları kabul etmez. Lütfen, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için, değerlerimize büyük zararlar veren söz konusu uygulamalara engel olunuz."
 

DAHA FAZLA HABER OKU