Kovid-19 nedeniyle gençlerin de hayatını kaybetmesi nasıl açıklanabilir?

Bilim insanları bazı insanları ölümcül virüse daha yatkın ya da daha bağışık kılan genetik sebepler olup olmadığını araştırmak için bir DNA araştırması veritabanı oluşturmak için yarışıyor

Sağlıklı görünen gençlerin neden hayatını kaybettiğine dair çeşitli teoriler var (Pixabay)

Koronavirüs pandemisi yaşlı insanları gençlerden çok daha sert şekilde etkiliyor fakat bilim insanları bunun nedenini tam olarak anlayabilmiş değil.

Hayatını kaybeden yaşlı insanların çoğunda kalp ve akciğer rahatsızlıkları ve diyabet gibi virüsle mücadele etmeyi güçleştiren kronik hastalıklar mevcuttu. Ne var ki, bir çoğunda da böyle sağlık problemleri yoktu ve zaman zaman virüs daha genç ve sağlıklı görünen insanların da canını aldı.

Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar virüsün nasıl davrandığını, hangi sağlık faktörlerinin insanları daha büyük risk altına soktuğunu öğrenmek ve bazı insanların enfeksiyona diğerlerinden daha farklı bir tepki vermesine neden olabilecek genetik özellikler olup olmadığını bulmak için yarışıyor.

Virüsün neden bu kadar alışılmadık ve yıkıcı bir seçiciliğe sahip olduğunu açıklayan çeşitli teoriler var. 
 

 

Bazı bilim insanları bir bireyi enfekte eden virüs miktarının ("viral yük" olarak biliniyor) vücudun enfeksiyona nasıl tepki vereceği konusunda büyük bir fark yaratabildiğine işaret ediyor. 

Basitçe söylemek gerekirse, bir insanın aldığı virüs dozu büyüdükçe, enfeksiyon daha da kötüleşir ve sonuçlar o kadar umutsuz hale gelir. 

Başka, paralel bir teoriyse insanlar arasındaki genetik varyasyonların (DNA'mızdaki farklılıkların) bir bireyin virüse ne kadar duyarlı olup olmadığını etkileyebileceği yönünde. 

Sağlıklı görünen gençlerin neden hayatını kaybettiğine dair bir başka teori de sahip oldukları yüksek derecede reaktif bağışıklık sisteminin virüsle mücadele ederken aşırı yüklenmeye neden olduğuna işaret ediyor. Böyle bir senaryoda büyük bir iltihap fırtınası akciğerler gibi hayati organları istemsizce boğabilir.

Bu teorilerin herhangi biri diğeriyle çelişmiyor; bir vakada bu teorilerin tüm veçheleri, sayısız diğer etkenle beraber, aynı anda rol oynuyor olabilir. 

Viral Yük

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan Dr. Edward Parker, yüksek viral yükün insanları nasıl etkileyebileceğini açıklıyor. Dr. Parker şunları söylüyor:

Virüs bulaştıktan sonra, vücudumuzun hücrelerinde çoğalır. Bir insanın vücudunda bulunan toplam virüs miktarına o kişinin 'viral yükü' denir. Kovid-19 için Çin'den gelen ilk raporlar hastalığı daha şiddetli geçiren hastalarda viral yükün daha yüksek olduğuna işaret ediyordu, bu SARS ve gribal enfeksiyon için de geçerlidir.

Enfeksiyonun başlangıcında maruz kaldığımız virüs miktarına 'bulaşıcı doz' denir. Gribal enfeksiyonda ilk aşamada daha fazla virüse (veya daha yüksek bulaşıcı doza) maruz kalmanın enfeksiyon ve hastalık olasılığını artırdığını görüyoruz. Farelerde yapılan çalışmalar düşük dozlara defalarca maruz kalmanın tek bir yüksek doz kadar bulaşıcı olabileceğini de göstermiştir.

Nihayetinde, öksürerek büyük miktarlarda virüs bırakan yüksek derecede semptomatik bireyler ya da küçük miktarlar bırakan asemptomatik bireyler olması fark etmeksizin, Kovid-19'a maruz kalabileceğimiz tüm olasılıkları sınırlamak kritik. Ve kendimizi iyi hissetmiyorsak, başkalarına bulaştırma ihtimalini kısıtlamak için ciddi gönüllü tecrit önlemlerine uymamız gerekiyor.

Imperial College London'da Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Profesör Wendy Barclay, viral yüke dair mevcut bilgilerin sağlık çalışanlarının çok daha yüksek bir enfeksiyon riskiyle karşı karşıya olduğu anlamına geldiğini söylüyor.

Barclay’in açıklamaları şöyle:

Solunum yolu virüslerinin genelinde enfeksiyonun sonucu bazen  (ister ciddi bir şekilde hasta olun, ister sadece hafif bir soğuk algınlığı olsun) enfeksiyon başlangıcında vücudunuza ne kadar virüs girdiğine bağlı olarak belirlenebilir.  Mevzu savaşın her iki tarafındaki orduların büyüklüğüyle ilgili, bağışıklık sistemleri ordumuzun çok büyük bir virüs ordusunu defetmesi hayli güç.

Yani soluyarak veya öksürerek virüs bırakan bir kişiden uzak durmak muhtemelen daha az virüs parçacığının size ulaşacağı, dolayısıyla daha düşük bir dozla enfekte olacağınız ve daha az hastalanacağınız anlamına gelir.  Hastalardan örnek almak veya entübasyon yapmak için hastalara çok yaklaşması gereken doktorlar daha yüksek risk altındadır, bu yüzden maske takmaları gerekir.

Hastalar arasındaki genetik farklılıklar

Şu anda bilim insanları Kovid-19 hastalarının genomlarında neden bazı insanların diğerlerinden daha büyük tehlike altında olduğunu açıklayacak DNA varyasyonları arıyor. 

Bulgular daha sonra ciddi hastalık riski en yüksek olan ve virüsten korunabilecek grupları teşhiste kullanılabilir ve bu bilgi daha sonra etkili tedavileri bulma yolculuğunda işe yarayabilir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şu anda dünyanın dört bir yanındaki hastalardan DNA araştırmalarında kullanılacak bir veritabanı oluşturmak için devam eden büyük bir çaba var, nihai amaç kronik sağlık sorunu olmayan fakat virüs enfeksiyonu karşısında farklı tepkiler gösteren insanlar olduğuna dair yeterli kanıt sunmak.

Bazı insanların neden koronavirüse daha duyarlı olduğu konusunda umut vaat eden araştırmalardan biri, hücrelerin dış zarında bulunan ve koronavirüsün akciğer ve solunum yollarındaki hücrelere girmek için kullandığı hücre yüzeyi proteini "anjiyotensin-dönüştürücü enzim 2"ye (angiotensin-converting enzyme 2, ACE2) ilişkin gen varyasyonlarına odaklanıyor.

ACE2 üretimindeki varyasyonlar, virüsün hücrelere girip hücreleri enfekte etmesini kolaylaştırabilir veya zorlaştırabilir.

Helsinki Üniversitesi Finlandiya Moleküler Tıp Enstitüsü'nden Genetik Uzmanı Andrea Ganna, Science Magazine'e verdiği demeçte “Klinik sonuçlarda ve ülkeler arasında büyük farklılıklar görüyoruz. Bunun ne kadarının genetik duyarlılıkla açıklanabileceği ucu çok açık bir sorudur” ifadelerini kullandı. 

Fazlasıyla ilginç bir diğer teoriyse farklı kan gruplarının hastalık karşısında farklı yatkınlık seviyelerine neden olup olmadığı yönünde.

Çinli bir araştırma ekibi hakemsiz bir makalede 0 kan grubu olan insanların virüse karşı daha korumalı, A kan grubundaki insanlarınsa daha yüksek risk altında olabileceğini bildirdi. 

Stanford Üniversitesi İnsan Genetiği Uzmanı Manuel Rivas, Science Magazine'e “Bu bulguların tutarlı olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz” dedi.

Genetik farklılıklar ve yatkınlık üzerine yapılan araştırmaların ilk sonuçlarının iki aydan daha kısa bir süre içinde belli olması bekleniyor.


https://www.independent.co.uk/news/health

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU