Oscar 2019: Bu senenin En İyi Film adayları skandallarla boğuşuyor

Akademinin sekiz seçimi de eleştirilerle karşı karşıya kaldı ancak Bohemian Rhapsody’nin yönetmeni Bryan Singer’a yönelik cinsel taciz suçlaması bunların en ciddisiydi

Fotoğraf: AA 

Bu yılın Akademi Ödülleri, adaylıklar henüz açıklanmamışken bile olağanın üzerinde skandalla birlikte anıldı.

Komedyen ve oyuncu Kevin Hart’ın törenin sunucusu olacağı açıklandı ancak homofobik düşüncelerini dile getirdiği eski tweet’lerinin su yüzüne çıkmasıyla hızla bu görevden çekildi. Sohbet programı yıldızı Ellen DeGeneres’in komedyenin lehine meseleye dahil olmaya çalışması ise işleri daha da kötü bir hale getirdi.

Akademi bu sorunu, bu sene sunucusuz devam etme kararı alarak çözdü. Oscar Ödül Töreni’nde 1989’dan yana ilk kez sunucu olmayacak. Ancak En İyi Film adaylarından sekizi de, yapım aşamasından bu yana tartışma konusu oldu ki filmlerle ilgili bazı suçlamalar diğerlerinden çok daha ciddi.

Black Panther

Marvel’ın ağırlıklı olarak siyahi oyuncuların yer aldığı gişe rekortmeni Afro-fütürist süper kahraman filmi, geçen yılın en dikkat çekici yapımıydı. Akademi’nin geçen yaz, bu yılki törende ilk kez En Popüler Film kategorisinin yer alacağını açıklamasıyla filmin hayranları şüpheye düştü. Bu kategorinin, eski tarz prestijli biyografiler ve dramaların işine yarayacak şekilde Black Panther gibi filmleri En İyi Film kategorisinden dışlamak amacıyla eklendiği yorumları yapıldı. Olumsuz tepkiler nedeniyle bir ay sonra bu fikirden vazgeçildi ve Ryan Coogler’ın filmi En İyi Film kategorisinde adaylık kazandı.

 

 

Karanlıkla Karşı Karşıya (BlacKkKlansman)

Yönetmen Spike Lee, Akademi’nin bu yılki törende dört teknik ödülün reklam aralarında verilmesi kararını kınayan bir açık mektuba imzasını attı. Mektupta imzası bulunan Martin Scorsese, Quentin Tarantino ve diğer 100 kişi organizatörleri “temel sinema zanaatlarını daha düşük bir statüye indirgemekle” suçladı.

Gerçek bir hikayeye dayanan Karanlıkla Karşı Karşıya, siyahi bir FBI ajanının ırkçı örgüt Klu Klux Klan’a (KKK) sızması fikrini temel alıyor. Yönetmen Boots Riley geçen Ağustos ayında filmi Twitter üzerinden eleştirmiş ve şunları söylemişti:

 

“Spike’ın, siyahi bir polis ve onun beyaz meslektaşlarını ırkçılıkla mücadelede müttefik gibi göstermek amacıyla ana fikrin uydurulmuş olduğu bir filmle ortaya çıkması, kibarca söylemek gerekirse, gerçekten hayal kırıklığı.”

 

 

 

 

Bohemian Rhapsody

Film, 10 yıl süren bir yapım süreci, ilk düşünülen başrol Sacha Baron Cohen’in filmden ayrılması ve orijinal yönetmeni Bryan Singer’ın kovulması gibi süreçlerle karşı karşıya kaldı. Rami Malek’in, Queen’in karizmatik solisti Freddie Mercury’yi canlandırdığı film, sinema yazarları tarafından eleştirildi ancak seyirciler tarafından beğenildi. Ocak ayında The Atlantic dergisi, Bryan Singer’a yönelik cinsel taciz suçlamalarını listelediği uzun bir makale yayımladı. Makalede, Bryan Singer tarafından henüz reşit değilken tecavüze uğradıklarını ya da taciz edildiklerini iddia eden kişiler yaşadıklarını anlattı. Haberde adı geçenlerden Victor Valdovinos, 13 yaşındayken Apt Pupil setinde Singer tarafından tacize uğradığını, Andy adındaki bir başka kişi ise, 15 yaşındayken Singer ile cinsel ilişkiye girdiğini iddia etti. Bryan Singer ise tüm bu suçlamaları reddetti. Başrol oyuncusu Malek, BAFTA töreninde En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü alırken, filmin Singer’dan sonra gelen yönetmeni Dexter Fletcher’a teşekkür etti ancak Singer’ın adını anmadı.

 

 

Sarayın Gözdesi (The Favourite)

Yorgos Lanthimos’un Kraliçe Anne’in hayatını anlatan kostümlü draması, özellikle Olivia Colman, Rachel Weisz ve Emma Stone’un performanslarıyla büyük övgü topladı. Tarihçiler ise, Sarayın Gözdesi’ni gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla eleştirdi.

Deborah Davis ve Tony McNamara tarafından kaleme alınan senaryoda, Anne’nin kocası Danimarka Prensi George’un bahsi geçmiyor ve Kraliçe’nin Marlborough Düşesi ve Abigail Hill ile cinsel ilişki bağlantıları olduğu görüşü çoğunlukla temelsiz bir spekülasyona dayanıyor.

 

 

Yeşil Rehber (Green Book)

Peter Farrelly’in Green Book filminin hayranları var. Örneğin Steven Spielberg, filmi Sonsuz Ölüm’den (Butch Cassidy ve the Sundance Kid) bu yana yapılmış en iyi dostluk komedisi” olarak niteledi. Ancak film, ırk ilişkilerini basite indirgenmiş bir şekilde ele alması nedeniyle alay konusu oldu.

Öte yandan filmin yönetmeni Farrelly, geçmişte film ekibine şaka olsun diye cinsel organını gösterdiğine dair suçlamaların ardından özür dilemek zorunda kaldı. Filmin senaristi Nick Vallelonga ise İslamofobik bir tweet’i nedeniyle eleştirildi.

Filmin gerçek hayattaki ana karakterlerinden Afrika asıllı Amerikalı caz piyanisti Dr. Don Shirley’in akrabaları, proje süresince aileden kimseye danışılmadığını belirterek Green Book’u “bir yalanlar senfonisi” olarak niteledi.

 

 

Roma

Sarayın Gözdesi gibi, Alfonso Cuaron’un filmi Roma da çok övgü topladı. Filmin dilinin İspanyolca olduğu düşünülürse En İyi Film kategorisinde yarışması ise ilginç. Bu tür bir filmin genellikle En İyi Yabancı Film kategorisinde yer alması beklenir. Eğer Cuaron’un bu filmi en büyük ödül için aday olabiliyorsa o zaman neden Hirokazu Koreeda’nın Arakçılar’ı (Shoplifters) ya da Pawel Pawlikowski’nin Cold War’ı olamıyor? Bu arada filmin Netflix’de yer almasından önce, sinemalarda kısa bir süre gösterilmesi de tartışma konusu oldu. Steven Spielberg konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

 

“Bir kere bir TV formatına angaje olduysanız artık TV filmisinizdir. Eğer iyi bir filmse Emmy’ye de aday olabilirsiniz. Ancak birkaç sinemada sembolik nitelikte bir haftadan daha kısa süre gösterime sokulan filmlerin Akademi Ödülleri’ne aday gösterilmeye hak kazanmaması gerektiğine inanıyorum.”

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

A Star is Born

Bradley Cooper’ın yönetmenliğini yaptığı ve Lady Gaga ile başrolünü paylaştığı film izleyiciler arasında çok popüler oldu ve Sarayın Gözdesi ve Roma gibi övgü topladı. Ancak film, bağımlılık ve akıl sağlığı konularını ele alış biçimi nedeniyle karışık tepkiler aldı. Film, zaaflarına yenik düşerek kendi kendini yok etmeye itilen erkek sanatçı konusunun korunmasız seyircileri etkileyebileceği yönünde eleştirildi.   

 

 

Vice

Doğrusunu söylemek gerekirse Christian Bale’in George W. Bush’un yardımcısı Dick Cheney performansı etkileyici. Bale’in Altın Küre Ödül Töreni’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alırken kendisine ilham verdiği için “Şeytan’a” teşekkür etmesi ise tartışmaya neden oldu. Twitter’dan tepkisini dile getiren Cheney’in kızı Liz Cheney, 2008’de The Independent’ta yer alan bir haberi paylaştı. Haberde Bale’in Londra’daki bir otel odasında annesi ve kız kardeşine saldırdığı iddiasıyla gözaltına alındığı belirtiliyordu. Liz Cheney şu ifadeleri kullandı:

 

“Şeytan muhtemelen bunu yapması için de ona ilham verdi.”

 

 

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 


https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/films

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU