Sudan’daki yasadışı göç olgusu

Sudan’ın komşu ülkelerden ve diğer Afrika ülkelerinden göç aldığına dikkat çeken yetkili, aynı zamanda ülkesinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girmek isteyen yüzbinlerce Afrikalı göçmen için de bir geçiş olduğunu ifade etti

​Yurtdışındaki Sudanlıların İşleri Örgütü Genel Sekreteri Mekin Hamid Terab (Hasan Hamid)

Sudanlı bir yetkili, Avrupa'ya yasadışı göçü engellemek için etkili yasalar ve mevzuatlar çıkarılacağını teyit etti. Sudan’ın önemli bir yasal ve yasadışı göçmen kaynağı olduğuna ve üç farklı boyuta sahip olduğunu söylediği bu olgudan dolayı yaşanan sıkıntılara dikkat çeken yetkili, bu soruna köklü çözümler bulmak için ilgili bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalışılacağını belirtti.

Sudan’ın komşu ülkelerden ve diğer Afrika ülkelerinden göç aldığına dikkat çeken yetkili, aynı zamanda ülkesinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girmek isteyen yüzbinlerce Afrikalı göçmen için de bir geçiş olduğunu ifade etti.

Independent Arabia’ya konuşan Yurtdışındaki Sudanlıların İşleri Örgütü Genel Sekreteri Mekin Hamid Terab, yurtdışındaki Sudanların ve göçmelerin etkileşimine değindi. Koronavirüs ile mücadele amacıyla çok sayıda kurum ve kuruluş tarafından başlatılan girişimlere atıfta bulunan Terab, ülkesinde de birçok izolasyon merkezinin kurulmasına sebep olan salgına ve alınan ihtiyati tedbirler dolayısıyla zarar gören muhtaç durumdaki ailelerin bakımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yabancı eller

Terab, yasadışı göçün dünyanın birçok ülkesi ve halkı için bir endişe kaynağı olması dolayısıyla küresel, bölgesel ve yerel ulusal güvenliği ve istikrarı tehdit eden bu olguyla mücadelede Sudan’ın nasıl bir rol üstelendiğine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

"Sudan'ın bir geçiş ülkesi olduğu biliniyor. Bu durum, Sudan’ın 7 ülkeyle bağlantılı olmasını sağlayan bir coğrafi konumda bulunmasından ve sınır geçişlerinin çok sayıda olmasından kaynaklanıyor. Ülkenin sınırlarının uzunluğunun 6 bin 700 kilometreden fazla olması kontrolü zorlaştırıyor. Bu hususta yapılan çalışmalar kapsamında, Afrika Birliği (AfB) ve uluslararası toplumun yanı sıra etkilenen bütün taraflar için bir referans noktası olmak üzere bir araştırma merkezi kuruldu. Hükümet, yasadışı göç meselesini köklü bir şekilde çözüme kavuşturmak için ilgili uluslararası taraflarla işbirliği ve koordinasyon içinde tam bir şeffaflıkla bu dosyayla ilgilenmektedir"

Yasadışı göç sorunun arka planında neler olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Terab, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu olgunun arkasında kuşkusuz, gün geçtikçe yaygınlaşan fakirlik sebebiyle vatandaşları sömürmeye çalışan ve uluslararası toplum için kargaşa ve gerginlik durumu yaratmak isteyen yabancı eller ve siyasi İslami gruplar ve terör örgütleri var. Ayrıca Sudan'da yaklaşık 3 milyon olduğu tahmin edilen kalabalık bir mülteci topluluğu var. Bu durum kötüleşen ekonomik koşullar dolayısıyla yasadışı göçlerin daha da artmasına sebep oluyor. Yasadışı göçler çoğunlukla, Hartum'dan başlayarak Kızıldeniz limanı üzerinden Mısır’a doğru ya da Darfur bölgesinden Sudan’ın Libya ile olan batı sınırlarına doğru gerçekleşiyor"

Terab, koronavirüs salgının göçler üzerindeki etkisine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sudan, bu virüsün yayılmasını önlemek için aldığı ihtiyati tedbirler kapsamında komşu ülkelerle olan sınırlarını kapattı ve günde 12 saatlik sokağa çıkma yasağı uyguladı. Bu önemleri, düzenli güçlerin batı, kuzey ve güney sınırlarında bulunan geçiş noktalarında yoğun bir şekilde konuşlandırılması izledi. Fakat suç işlemek için uygun zamanı kollayan ve kargaşa durumlarından faydalanan bazı vicdansız tarafların olduğu biliniyor. Sudan'ın bu konuda önemli bir rol oynamasını bekliyorum. Yasadışı göçle mücadelede somut ilerlemeler kaydedilene kadar çaba göstermekten geri durulmaması gerekiyor. Ayrıca bu durum istenilen hedeflere ulaşmak için bölgesel ve uluslararası taraflarla daha fazla işbirliği ve koordinasyon gerektiriyor"

Terab, tüm dünyayı etkisi altında alan koronavirüs salgını ve özellikle yurtdışında yaşayan bir dizi Sudan vatandaşının virüsten dolayı hayatını kaybetmesi karşısında hükümetin dünyanın çeşitli ülkelerindeki vatandaşlarıyla ne ölçüde iletişim halinde bulunduğuna dair sorulan bir soruya şöyle cevap verdi:

"Bu salgın gerçekten de dünya üzerinde çok ciddi sıkıntılara yol açtı ve gelişme ve süreçlerini kesintiye uğrattı. Gelişmiş ülkeler salgın için henüz etkili çözümler ve bir tedavi bulamadılar. Yurtdışında yaşayan Sudanlılarla ilgilenen bir kurum olarak göçmenlerle ve gurbetçilerle doğrudan iletişime geçtik. Onlara, gerek kendilerini korumaları gerekse de ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının hafifletilmesi ve takibiyle ilgilenen kurumların işlerini kolaylaştırmaları için ikamet ettikleri ülkeler tarafından alınan önlemlere uymalarını söyledik. Yurtdışındaki çeşitli Sudan elçiliklerinden alınan raporlara ve kurumun elde ettiği bilgilere göre vatandaşlarımız, ev sahibi ülkelerinin yasalarına ve prosedürlerine uyuyorlar"

Gurbetçilerin tahvilleri

Genel Sekreter Mekin Hamid Terab, Yurtdışındaki Sudanlıların İşleri Örgütü’nün ‘göçmenlerin ve gurbetçilerin tahvillerinin çekilmesine ilişkin vizyonunun’ ne olduğuna dair bir soruya şöyle yanıt verdi:

"Bu konu, mevcut koşullar, gurbetçilerin durumu ve aynı zamanda Sudan devletinin genel politikalarına hizmet gibi hususların göz önünde bulundurulduğu yeni bir vizyonun ortaya konulmasını, bu çerçevede belirli politikaların takip edilmesini ve yasaların yapılmasını gerekiyor. Hindistan ve Mısır gibi benzer uluslararası modelleri inceledikten sonra çalışmalar yaptık. 2019'da Hintli gurbetçilerin tahvillerinin 80 milyar doları aştığını, Mısır için ise bu rakamın 27 milyar doları bulduğunu tespit ettik. Ancak Sudanlı gurbetçilerin 2018 yılındaki tahvilleri yaklaşık 160 milyon dolardı. Bu, 6 ila 7 milyon olduğu düşünülen Sudanlı gurbetçilerin sayısına oranla düşük bir rakam. Bunun sebebi, bir önceki rejimin politikalarından ve başarısızlıklarından kaynaklanan güven eksikliğinden dolayı tahvillerin resmi bankacılık kanalları üzerinden transfer edilmesi konusundaki isteksizliktir. Bu fonların çekilmesi, hiçbir bir sebep olmadan uzun yıllar boyunca uygulanan vergilerin kaldırılması başta olmak üzere bir an önce birtakım kararların alınmasını gerektiriyor. Bu ve benzeri yeni politikalar uygulandığında, gurbetçiler ile çeşitli devlet kurumları arasındaki güven yeniden tesis edilir. Tahminlerime göre Körfez ülkelerinde çalışanlar başta olmak üzere gurbetçilerin tahvillerinden yılda en az 10 ile 11 milyar dolar gibi bir miktar elde edilecek. İkinci aşamada Maliye Bakanlığı ve Sudan Bankası ile koordineli bir şekilde yürütülecek bir proje ile gurbetçilerin birikimleri çekilecek. Üçüncü aşamada ise Sudanlı gurbetçilerin yatırım fonları çekilecek. Bu oldukça yüklü miktarda bir para anlamına geliyor. Bu nedenle gayrimenkul sektörü gibi gelecek vaat eden alanlara ilişkin yatırım programları hazırladık. Hedef, başkentin ve diğer bir dizi şehrin çehresini değiştirmek"

Vergiler

Terab’a, geçiş hükümetinin halk devriminin ruhu doğrultusunda sürdürdüğü politikalar ışığında Sudanlı gurbetçilerin lehine olacak şekilde yurtdışındaki işçi kurumunda ne gibi değişikliklerin yapılabileceğini sorduk. Bu sorumuza şöyle yanıt verdi:

"Bu kurumun, kuruluşundan beri oynayabileceği bir dizi ciddi rolü yerine getiremediğini düşünüyoruz. Bunlar arasında gurbetçiler ve Sudan devleti düzeyinde verebileceği hizmetler de bulunuyor. Bu kurum, yıllar boyunca haksızca ve vatandaşın çıkarına olmayacak şekilde gurbetçilerin omuzlarında büyük bir ağırlık olan vergilere, katkılara ve zekatlara odaklandı. Bu durum, kuruma olan güvenin kaybolmasına sebep oldu. Bu sebeple, şu anda kurumun rolünü şeffaf bir şekilde tanımlayacak, önceki başarısızlıkların üstesinden gelecek ve gurbetçiler ile devlet arasındaki güveni yeniden tesis edecek yeni bir vizyon ve strateji hazırlamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda yurtdışında yaşayan Sudanlı yetenekleri ve uzmanları da çekmeye çalışıyoruz. Bu yeni vizyonla gurbetçilerin istekleri yerine getirilebilir ve Sudan adına büyük faydalar sağlanabilir. Çünkü bu, tarım, hayvancılık, madencilik, sanayi ve gayrimenkul gibi çok çeşitli alanlarda stratejik yatırım hizmetleri ile ilgili bir mesele. Bununla birlikte eğitim ve sağlık kurumlarının inşasında devlet ile gurbetçiler arasında ortaklıklar kurulabilir. Bu strateji Hindistan, Mısır, Ürdün ve Etiyopya gibi eğitim, sağlık, sigorta ve diğer alanlara destek amacıyla projeler sunan başarılı uluslararası deneyimlerden faydalanacak. Gerçek bir kurum, devlet ile gurbetçilerin ortak faydalarını temin edecek vizyonlar sunar, projeler yapar ve girişimlerde bulunur"

Terab, dünyanın dört bir tarafındaki vatandaşların ve gurbetçilerin halk devrimi başta olmak üzere ulusal anlamda ne gibi bir rol üstelendiklerine dair şu değerlendirmelerde bulundu:

"1989 darbesinden bu yana gerek gösterdikleri çabalar gerekse de oynadıkları roller itibariyle bu büyük göçmen kesimini selamlamalıyım. Birçoğu eski rejimin baskılarından dolayı Sudan'ı terk etmek zorunda kaldı. Halk devrimi sırasındaki tutumları şaşırtıcı ve takdire şayandı. Beşir rejimine karşı tüm şehirlerde ayaklanmanın yaşandığı zamanda diaspora ülkelerindeki vatandaşlarımız da tavsif edilemeyecek şekilde destek oldular. ABD, İngiltere, Fransa, Avustralya, Almanya, Kanada, İsveç, Hollanda, Belçika, Afrika ve Körfez ülkeleri bunların başında geliyor. Yurtdışındaki Sudanlılar arasında meydana gelen etkileşim çok hızlı bir şekilde ulusal bir uyum yarattı ve bağlılık duygularını güçlendirdi. Bu ruh ile son 30 yılda yaşanan bütün başarısızlıklar geriye atıldı"
 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

independentarabia.com/node/108976

DAHA FAZLA HABER OKU